Güncelleme Tarihi:
Türkiye, yenilenebilir enerjide sadece Avrupa’nın değil dünyanın lider ülkelerinden biri. Ramazan Bayramında ulaşılan tarihi rakam bunun en önemli göstergelerinden biri. Bayramın üçüncü günü Türkiye’nin tükettiği toplam elektriğin yüzde yüzde 78.5’i yenilenebilir kaynaklardan geldi.
Tüm dünya ile birlikte Türkiye’de karbon salınımı azaltma hedefine yönelik politikalar izlerken, bu adımların önemli dengeleri gözeterek atılması gerekiyor. Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar da Dünya Enerji Konseyi için kaleme aldığı yazıda bu dengelere dikkat çekti.
“Türkiye'de enerji hedeflerimiz, arz güvenliğinin sağlanması, uygun maliyet, net sıfır emisyona ulaşılması ve enerji bağımsızlığının sağlanması gibi çok yönlüdür. Türkiye’nin enerjide kendine yeterliliği yakın zamanda yüzde 30’un üzerine çıktı. Bu başarı, ülkenin petrol ve gaz ithalatına yerli alternatifler yaratmak amacıyla hem yenilenebilir enerji kaynaklarının benimsenmesini hem de hidrokarbon arama ve üretimini içeren dengeli bir yaklaşımın sonucu olmuştur.”
DÖNÜŞÜM FIRSATI KAÇMASIN
Bakan Bayraktar yazısında özellikle gelişmekte olan ülkelerin gözetmesi gereken dengeler olduğunun altını çizdi. Enerjide dönüşümün finansal maliyetlerine de dikkat çeken Enerji Bakanı, kömür gibi fosil yakıtlardan tamamen vazgeçilmeli mi sorusuna da yanıt verdi.
“Halkımızın refahını sağlayacak ve küresel ölçekte rekabetçi konumumuzu koruyacak alternatif yollar yaratmadan fosil yakıtlardan birdenbire vazgeçmek ne mümkün ne de akılcıdır. Gerçeği göz ardı eden bir geçiş, enerji fiyatlarındaki ciddi artışlar nedeniyle kamuoyunu etkileyebilir, net sıfır hedeflerine yönelik kamu desteğini tehlikeye atabilir ve geçiş sürecini kaçırılmış bir fırsata dönüştürebilir.”
SADECE DÖNÜŞÜM DEĞİL AKILLI DÖNÜŞÜM
Uluslararası finans kuruluşlarını da kollektif bir yaklaşımla konuya yaklaşmaya davet eden Alparslan Bayraktar tüm dünyaya çağrı yaptığı yazısını “Enerjide dönüşüm” söyleminin değiştirilmesine duyulan ihtiyacı vurgulayarak bitirdi.
“Katı bir dönüşüm yerine yumuşak ve akıllı bir geçiş, hedeflere ulaşmada kazan-kazan sonucunun elde edilmesini sağlar. Bu nedenle Türkiye, hem geleneksel hem de yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak çeşitlendirilmiş bir enerji portföyüne bağlılığını sürdürmektedir. Sürdürülebilirliğe yönelik bu yolculuğa çıktığımızda, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomiler için mevcut karmaşıklıkların farkına varmak büyük önem taşıyor. Bu yüzden gelin enerji dönüşümü söylemini akıllı enerji dönüşümü olarak değiştirelim.”