Güncelleme Tarihi:
DÖNMEZ, 9. Arama-Üretim Sektörü İstişare Toplantısı'nda, Türkiye’nin denizlerdeki varlıklarını Barbaros, Oruç Reis sismik ve Fatih sondaj gemileriyle daha da güçlendirdiğini söyledi.
Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatlerini sonuna kadar koruyacaklarını dile getiren Dönmez, "Türkiye petrol ve doğalgazda kaynak zengini bir ülke olmadığından, dünyadaki jeopolitik gerilimler ve ekonomik gel-gitlerden doğrudan etkilenen bu sektörde, konjonktürel gelişmelere göre hareket edemeyiz. Bütün gayretimiz yerli üretimi artırarak cari açığı mümkün olduğunca aşağıya çekmektir. Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin onay vermediği, rızasının olmadığı hiçbir projenin oldu bittiye getirilmesine izin vermeyeceğiz. Tek taraflı, Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin haklarının yok sayıldığı, adadaki tarafların eşit ve adil pay almadığı bir sisteme geçit vermeyeceğiz. Türkiye’nin bu konudaki tavrı ve duruşu nettir. Uluslararası hukuktan kaynaklı hak ve menfaatlerimizi sonuna kadar korumaya karalıyız." diye konuştu.
"SON 16 YILDA ARAMA ÜRETİME 10 MİLYAR DOLAR HARCADIK"
Son yıllardaki petrol arama ve üretim faaliyetleri konusunda da bilgi veren Dönmez, şöyle devam etti:
"Sağlam bir ekonomi ve bağımsız politikalar için enerjide yerli üretimi artırarak dışa bağımlı olduğumuz kaynaklarda kontrol edilebilir bir seviyeye gelmek zorundayız. Bu bağlamda, ?Fatih gemimiz, önümüzdeki birkaç ay içerisinde ilk sondajını gerçekleştirmek için Akdeniz’de göreve başlayacak. Son 16 yılda petrol arama ve üretim faaliyetlerine 10 milyar dolar harcadık, bunun yüzde 50’si, Türkiye Petrolleri’nden, yüzde 50’si ise yerli ve yabancı yatırımcılardan geldi. Arama ve üretim sektörü bugün desteklediği yan endüstriler ile 5 milyar dolarlık bir değer yaratmakta, potansiyelimiz bunun çok daha üzerinde.
Bu yatırımlar karşılığında 20 milyar dolarlık ithalatı önledik, ama yine de istediğimiz noktada değiliz. Enerjinin gelecek vizyonu olan Milli Enerji ve Maden Politikası bu anlayışla doğdu. Her zaman şu hususu dile getirdik: Enerjide bağımsızlık güçlü bir ekonominin temeli demek. Enerjide bağımsızlık güçlü bir diplomasi ve ulusal güvenlik politikalarının anahtarı demek. Biz hep şunu dedik: Petrol varsa bulacağız. Daha fazla arama ve sondaj yapacağız. Buradan hareketle hidrokarbon arama ve üretiminin artırılması için son dönemde önemli adımlar attık. Bu oyunun rengini, kaderini değiştirmek için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz."
"35 YIL ARADAN SONRA BAŞLAYAN PETROL ARAMA ÇALIŞMALARI"
Dönmez, bu yıl içerisinde kuzey ve güney sınır bölgelerinde 35 yıl aradan sonra ilk defa petrol arama çalışmalarına yeniden başladıklarına işaret ederek, Türkiye’de ilk defa havadan gravite veri toplanması işlemini gerçekleştirdiklerini, bölgenin jeolojik haritasının güncellenmesi için kayaç numunelendirmesi yaptıklarını söyledi.
Bakan Dönmez, "Trakya ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde başlattığımız konvansiyonel olmayan çalışmalarda önemli aşamalar kaydettik. Konvansiyonel olmayan potansiyelimizin tespiti ve ticari hale gelmesi için bu alana hem özel sektör hem de kamu eliyle teknoloji yoğun yatırımlara devam ediyoruz." dedi.
Uzun vadeli projeksiyonlarla Türkiye’yi enerjide güvenli bölgeye taşıyacak somut adımları hayata geçirdiklerini, enerjinin gelecekte evrileceği noktayı yakından takip ettiklerini anlatan Dönmez, "Bütün eylem planlarımızı bugünün gerçekleri ve yarının gerekleri üzerine kurguluyoruz. Bu nedenle dengeli bir enerji portföyü oluşturmak için kaynak, ülke ve güzergah çeşitliliğine büyük önem veriyoruz. Türkiye’yi dış kaynaklı iktisadi-siyasi etkenler karşısında korumak için enerji kaynaklarımızı mümkün olduğunca çeşitlendiriyoruz. Yapılan projeksiyonlara göre 2040 yılına kadar küresel enerjinin yarısını petrol ve doğalgaz karşılayacak. Bu gerçeği göz ardı edemeyiz." değerlendirmesinde bulundu.