Güncelleme Tarihi:
Çok iddialı bir başlık gibi görünebilir ama bu görüş neredeyse piyasayla yakından ilgilenen uzmanların tamamının üzerinde mutabakata vardığı bir konu.
Borsa için temel kurallardan biri yükselişin veya düşüşün hiç kimsenin beklemediği anda, ya da tam tersini beklediği anda gelmesidir. Fakat bu zamanlarda bile piyasanın bazı kesimlerinde az da olsa gerçekleşecek hareketi tahmin eden, bu çerçevede pozisyon alanlar bulunur. Bizim piyasadan edindiğimiz izlenim, olabildiğince çok ve farklı kesimle görüşmemize rağmen, kimsenin kısa vadede bir ralli beklemediği yönünde.
Bu kısa vade ise, "bayram sonrasının sonrası" olarak tanımlanıyor. Yani Mart ayının ikinci yarısından sonra piyasaya bir miktar yükseliş gelebilir görüşü çok az bir kesim tarafından da olsa savunuluyor. Yelpazenin diğer ucunda ise piyasalarda toparlanmanın ancak Temmuz sonrasında gerçekleşeceği yönünde.
Bu yükseliş ne peki?
O zaman 21 Şubat'ta endeks rakamı 7 bin 180 puanda iken bugün nasıl 9 bin puanın üzerini gördü diye soracaksınız. Yanıt açık. Öncelikle 7 bin 180 puana göre endeksin değer artışı yaklaşık yüzde 27 seviyesinde. Dolar bazında endeks ise geçen hafta Çarşamba günü 1.05 cent seviyesinde iken dün 1 cent seviyesindeydi.
TL bazında endeks yüzde 27 prim yapmış gibi görünmesine rağmen dolar bazında hala eski seviyesini yakalayamamış durumda. Hatta dolar bazında 21 Şubat Çarşamba'ya yani devalüasyon öncesine göre yüzde 5 değer yitirmiş durumda.
Görünen devalüasyonun bile altında
Hükümet Türk Lirası için "free floating" yani "serbest dalgalanma" kararı aldığından bu yana yaşanan yükselişlerin, doların TL karşısındaki değer artışının endekse yansıması olduğunu belirttik. Görüyoruz ki temelde doğru bir tesbit olmasına rağmen piyasa tam anlamıyla devalüasyon oranını bile yansıtamıyor.
Çünkü haftanın ilk günü itibariyle devalüasyon oranı yüzde 27 gibi görünüyor. Buna karşılık doların TL karşısındaki değer artışı yüzde 40'ın üzerinde. (Bu iki terim birbirine karıştırılmamalı. "Devalüasyon", Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değer kaybını anlatır. Doların TL karşısıdaki değer artışı ise "kur artışı" terimi ile tanımlanır).
Yani borsa şu an için sadece devalüasyonu fiyatlara yansıtmış durumda. Bunun karşılığında kur artışını yansıtabilmiş değil.
Daha önce yükselmişti…
Oysa daha önce yaşanan devalüasyonlarda hem Türkiye'de hem de dünyanın diğer yerlerinde borsa hızlı bir yükseliş yaşadı. Bu sefer yükselişin, yani rallinin başlamamasının nedeni ise dolar kurunun hala netleşmemiş olması. Merkez Bankası piyasasında dolar kuru belirleniyor ama bu çok az bir işlem hacmi ile gerçekleştiğinden piyasalarda gösterge olarak kabul edilemiyor. Ayrıca serbest piyasada serbest dalgalanma kararından bu yana neredeyse hiç işlem olmadı.
Doları beklemek gerek
Bu nedenle borsanın yönünü tayini için dolar kurunun istikrara kavuşması şart. Bunun da ancak, bayram sonrasının sonrasında, yani Mart ortasından sonra gerçekleşmesi bekleniyor. Borsacıların bu aralar kullandıkları bir söz var ki anmadan geçemeyeceğiz:
"İyi borsacı bu durumda bekler ve ne olacağını görür."
Haklı bir söz çünkü piyasa bu aralar elindeki çok az nakitle bile hisse senedi yapmaya çalışanlarla dolu. Günlük al-satçılar piyasayı ele geçirmiş durumda. Endeks sıkışık seyir izlediği için açığa satışlar had safhada. Böyle bir ortamda küçüklerin ezilmemesi neredeyse imkansız. Aman dikkat!
Deniz Bayramoğlu