En yeşil destek

TÜRKİYE, İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri içerisinde geçtiğimiz 10 yıllık dönemde enerji talep artışının en hızlı gerçekleştiği ülke durumuna geldi. Aynı şekilde, dünyada 2002’den bu yana elektrik ve doğalgazda Çin’den sonra en fazla talep artış hızına sahip ikinci büyük ekonomi oldu. Yapılan tahminler, bu eğilimin orta ve uzun vadede de devam edeceğini gösteriyor. Hızla artan enerji talebi özellikle temiz enerji alanında yatırımcılara fırsatlar sunuyor.

BİR NUMARALI ÜLKE TÜRKİYE

2010 yılında Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı’nı başlatan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), küçük ölçekli sürdürülebilir enerji projeleri için 400 milyon Euro’luk yeni bir finansman paketi açıkladı. Finansman, yenilenebilir enerji ve enerji tasarrufuna yönelik projelere sağlanacak.
400 milyon Euro’luk finans paketinin tanıtımı için düzenlenen programda konuşan EBRD Ankara Temsilcisi Hüseyin Özhan, bankanın Türkiye’deki faaliyetlerine 2009’da başladığını ve bu zamana kadar 200’ün üzerinde projeye 8.8 milyar Euro’luk yatırım yaptığını söyledi. Türkiye’nin EBRD içinde bir numaralı ülke olduğunu söyleyen Özhan, “Geçen yıl Türkiye’de 43 projeye 1.9 milyar Euro yatırım yaptık. Bu da Türkiye’yi, EBRD içinde yatırım yapılan en büyük ülke konumuna getirdi. Bu yıl da 1.7 milyar Euro’dayız, 40’a yakın proje imzaladık. Hem yıllık yatırım miktarı, hem de toplam portföy olarak bakıldığında şu anda EBRD içindeki en büyük ülke Türkiye. EBRD, 2020’ye kadar toplam yatırımlarının yüzde 40’ını ‘yeşil ekonomiye geçiş stratejisi’ içinde yapacak. Faaliyette olduğumuz tüm ülkelerde, yeşil ekonomide son 10 yılda yaptığımız yatırımların aynı miktarını, gelecek 5 yıl içinde de gerçekleştirmeyi düşünüyoruz” dedi.

3 MİLYON KİŞİNİN ELEKTRİK TÜKETİMİ KADAR TASARRUF

TÜRKİYE’nin düşük-karbonlu ekonomiye doğru ilerleyişini destekleyen EBRD’nin yeni fon paketi, asıl hedefi KOBİ’lerin enerji verimliliğini arttırmak olan Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı (TurSEFF) aracılığıyla kullandırılacak. EBRD Enerji Verimliliği ve İklim Değişikliği Direktörü Terry McCallion, “TurSEFF’in başladığı 2010’dan bu yana, 860’ı aşkın proje altı yerel banka aracılığıyla finanse edildi. Bu projelerle toplam 800 bin aracın karbon salımına karşılık gelen yıllık 2 milyon ton karbondioksit eşdeğeri azaltım gerçekleşmesi bekleniyor. Elde edilen toplam enerji tasarruf miktarı Türkiye’de 3 milyon kişinin tükettiği elektriğe tekabül ediyor” dedi.

İLK SÜRDÜRÜLEBİLİR SİGORTA MODELİ

ALLIANZ Türkiye, “Allianz Seninle, İyiliğin Yanında” sloganıyla, sektörün ilk sürdürülebilirlik modelini açıkladı. Model, Birleşmiş Milletler’in (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne dayanıyor. Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan-Coqui, “İyi bir çevre için, bireylerin, kurumların ve toplumun iyiliği, esenliği için işimizin kendisini sürdürülebilirlik prensiplerine uygun bir şekilde dönüştüreceğiz. Bu yolculukta girişimcilik ve inovasyona destek vererek önleyici çözümler sunacağız” dedi. Allianz Türkiye’nin sürdürülebilirlik modeli, BM’nin 17 sürdürülebilir kalkınma hedefinden “iklim eylemi”, “sağlıklı bireyler”, “insana yakışır iş ve ekonomik büyüme”, “sürdürülebilir şehir ve yaşam alanları” ile “toplumsal cinsiyet eşitliği” ilkelerine doğrudan katkı sağlıyor. Somersan-Coqui, iş süreçlerindeki basılı evrak yükünü 2018’e kadar yüzde 80 oranında azaltmayı taahhüt ettiklerini açıkladı. 

ENERJİSA’DAN ‘ENERJİNİ KORU’ KAMPANYASI

ENERJİSA, “Enerjini koru” sloganıyla tasarruf kampanyası başlattı. Kampanya ile herkesin enerji tasarrufu yapması hedefleniyor. Enerjisa CEO’su Kıvanç Zaimler, “Bağımsız şirketler tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre, halkımızın yarısının gündeminde elektrik tasarrufu alışkanlığı bulunmuyor. Diğer yarısı ise tasarruf konusunda ne yapabileceğini tam olarak bilemiyor. Oysaki hane halkının yıllık enerji tüketiminden sağlanabilecek yüzde 1’lik yani 600 bin megavat saatlik tasarruf, yaklaşık 130 milyon lira katma değer anlamına geliyor” diyor. 

MUZDAN YAPILAN BİR KIYAFETİ GİYER MİYDİNİZ?

H&M Türkiye İletişim Müdürü Pelin Atay Kuran ile 3. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında gerçekleştirdikleri “Geleceği Giydirmek” sergisini gezdik. Sürdürülebilir moda anlayışıyla sanatı birleştiren sergide, “Moda tutumsuz olmak zorunda mı?”, “Şeker ya da yosunndan yapılmış bir elbise alır mıydınız?” gibi sorulara yanıt aranıyor. Sergiye katılan tasarımcılar,  tasarladıkları giysilerde atık kumaşlar, çöp poşetleri, geri dönüştürülmüş folyo, cam şişeler ve benzeri maddeler kullanmış. Sergide yer alan bilgilere göre, dünyadaki kimyasalların büyük bir kısmı pamuk yetiştirmek ve kumaş boyamak için kullanılıyor. Ancak muzdan ya da ananastan kumaş üretmek gibi birçok yenilikçi malzeme ile kıyafet yapmak için çalışmalar başladı bile ve geniş ölçekte üretime geçmeyi bekliyor. Bakalım, bizi gelecekte daha sürdürülebilir bir moda endüstrisi mi bekliyor?