Güncelleme Tarihi:
İş kazası ve meslek hastalıkları istatistiklerine göre Türkiye’de yılda 200 bin iş kazası ve meslek hastalığı meydana geliyor. Yaklaşık 600 de uzuv kaybı yaşanıyor. TİSK Mikrocerrahi Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Türker Özkan, Türkiye’de yılda 2 milyondan fazla el yaralanması görüldüğünü söyledi. İş kazalarını önleme çabalarının çok kere yetersiz kaldığını belirten Özkan, “25 yaşından genç olmak, yaralanma zamanda hasarlı cihazlar kullanmak, asıl görevi dışında bir görev yapmak yaralanma riskini arttırıyor” dedi.
HASAT DÖNEMİ DE VAR
Üretim çevresindeki kısıtlı deneyimin yaralanma riskini 2-8 kat arttırdığını anlatan Özkan, “Genç işçiler, yeteneksiz işçiler, geçici işlerde çalışanlar ve deneyimsiz çıraklar (okullar kapandıktan sonra işe giren acemi çıraklar) mesleki el ve parmak travması açısından yüksek risk altında. Önleme ihtimali en yüksek yaralanmalar mesleki olanlar. Etkili önleme planlarıyla işyerinde gerçekleşen el yaralanmaları yüzde 50’ye kadar azaltılabilir” diye konuştu. Uzuv kopmalarının yaz aylarında arttığının altını çizen Özkan, “Nedeni yaz tatilinde deneyimsiz çırak olarak öğrencilerin işe alınması. Bir başka neden de hasat döneminde kırsalda, iş güvenliği bulunmayan tarım araçlarının kullanımındaki artış. Bu tür kazalar sadece deneyimsiz çalışanlarla ilgili değil. Acemi çıraklar kadar ustalar da uzuv kopmasıyla sonuçlanan kazalar yaşıyor. Uzun yıllardır profesyonel olarak yaptığı işi, iş güvenliği kurallarına uymadan daha kolay ya da hızlı yapabileceğini düşünen dikkatsiz ustaların sayısı da maalesef az değil” diye konuştu. Organların yeniden yerine dikilmesi için ödenen ücretlerin organ nakilleri için ödenen rakamlara çıkarılması gerektiğini savunan Prof. Dr. Özkan, ayrıca kamu hastanelerinde çalışan ve bu ameliyatları yapabilen cerrahlara verilen performansın yüzde 100 arttırılmasını önerdi.
TÜRKİYE ORTALAMASI
Mesleki yaralanmaların yüzde 31’i el yaralanması. Yine işte en sık yaralanan ve hastane acillerinde en sık tedavi edilen anatomik bölge, parmak ve eller. Türkiye’de yaralanan işçilerde ortalama yaşı 27.5. El yaralanması 25-40 yaş arasında daha sık. Amputasyon sayısının en yüksek olduğu grup ise 25-39 yaş. Acil el yaralanmaları, uzuv kopmaları ve hastaların acil tedavileriyle ilgili sağlık sorunlarının Türkiye’de güncelliğini koruduğunu belirten Prof. Dr. Özkan, “Uzuv kopmaları sonrası acil replantasyon (kopan uzuvların yerine dikilmesi) cerrahisi hastaya çok şey kazandıran girişimler. Aksi halde uzuvlarını kaybeden ve genellikle genç yaş grubunda olan bu hastalar ciddi maluliyetlerle emekli oluyor. SGK’ya ciddi yük getiriyor” dedi. SGK maluliyet nedeniyle işçisine ödediği aylık maaş dışında, uzuv kayıpları sonrası maliyeti 40 bin ile 80 bin lira arasında değişen ve beş yılda bir yenilenen protez masraflarını da karşılamak zorunda kalıyor. En gelişmiş protezin, en kötü ekstremiteden (kol ve bacaktan) daha iyi olmadığı biliniyor. Özkan, “Bu nedenle kopan bir uzvun tekrar yerine takılması için tüm şartlar zorlanmalı” ifadelerini kullandı.
PARMAK, EL, KOL DİKMENİN MALİYETİ YÜKSEK
KOPAN uzuvların yerine dikilmesinin teknik açıdan organ naklinden bir farkı olmadığını belirten Türker Özkan, hatta acil koşullarda ve ne zaman, ne sıklıkla geleceği belli olmayan bir sıklıkla yapılmasının daha da zorlaştırdığını söyledi. Özkan, şunları söyledi: “ABD’de bir majör replantasyonunun maliyeti 50 bin-60 bin dolar. Ülkemizde, SUT’un replantasyon ücretleri yetersiz. Paket ücret ile ‘herşey dahil’ parmak dikmek için 4 bin, el/kol/bacağı yerine dikmek içinse 7 bin lira ödeniyor. Ancak serbest piyasada SGK ile anlaşmalı özel hastanelerde parmak replantasyonu için kurumun ödediği ücret üzerine parmak için 15 bin, el/kol replantasyonu için 30 bin lira dolayında fark talep ediliyor. SGK anlaşması olmayan özel hastanelerde bu rakamlar parmak dikilmesi için toplam 70 bin, el, kol, bacağın yerine dikilmesi içinse 110 bin liraya kadar çıkabiliyor. Giderek daha az cerrah ve merkez bu ameliyatları yapıyor.”