Güncelleme Tarihi:
Financial Times gazetesi Türk Lirası'ndaki değer kaybını yazdı.
Gazete, bu yıl şu ana kadar gelişmekte olan ülkeler arasında para birimi dolara karşı en fazla değer kaybeden ülkenin Türkiye olduğunu yazdı.
Financial Times'ın "Şirketler ve Piyasalar" ekindeki haberde, liranın dolar karşısında sadece dün yüzde 0,7 değer kaybettiği ve kurun 2,73 olduğu belirtiliyor.
Gazetenin muhabirleri Michael Hunter ve Elaine Moore'un vurguladıkları bir diğer nokta da, liranın dolar karşısında sadece bu yılki değer kaybının yüzde 16'ya ulaşması.
Financial Times'a konuşan iki uzmanın gelişmelerle ilgili görüşleri şöyle:
Bernd Berg (Société Générale): Lira üzerindeki satış baskısının yoğunlaşmasını bekliyoruz. Seçimin neden olduğu belirsizlik sermaye çıkışını tetikleyebilir. Özellikle de doların genelde güçlü olduğu bir ortamda. Artık hükümet ve Merkez Bankası uygun önlemleri almazsa, bu satış baskısının daha da hızlanabileceğini ve kur krizine dönüşebileceğini düşünüyoruz.
'LİRA ÜZERİNDE SİYASİ BASKI VAR'
Enrique Diaz-Alvarez (Ebury): Liranın gelişmekte olan ülkelerin para birimleri arasında en zayıflardan biri olduğunu düşünüyoruz. AKP hükümetinin enflayson yükselirken faizlerin düşürülmesine yönelik baskısı nedeniyle lira siyasi baskıyla karşı karşıya. Türkiye'nin para birimi özellikle de yatırımcıların gelişmekte olan piyasalarda risk alma iştahının azalması nedeniyle zayıf konumda. Lira, doğrudan yabancı yatırımlardan ve işçi dövizlerinden ziyade portfolyelerdeki değişkenliğe bağımlı durumda. Bunun nedeni de Türkiye'de cari açığın ve bankaların önemli miktardaki dış borçlarının finansmanı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody'sin Türkiye'de bankacılık sektörünün gidişatına yönelik uyarıları, Türkiye'de işsizlik oranının yüzde 11,3'e, Mart ayında bütçe açığının 6 milyar 800 milyon liraya (yaklaşık 2,5 milyar dolara) ulaşması da haberde değinilen diğer noktalar.
Financial Times'taki haberde şu satırlar da yer alıyor:
"Türkiye'de 7 Haziran'da genel seçimler yapılacak. Cumhurbaşkanı Receo Tayyip Erdoğan'ın iktidarı merkezileştirdiği ve Batı ile ilişkilerde giderek daha da agresif bir üslup benimsediği bir dönemde seçime gidiliyor."