Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin genç beyinlerini “Hedef 2023 Lider Ülke Genç Türkiye” vizyonu ile 2013 yılında ilk kez bir araya getiren Genç Türkiye Zirvesi, ikinci kez gerçekleşti. 165 ülke ve Türkiye’nin 81 ilinden yaklaşık 3 bin genci buluşturan Genç Türkiye Zirvesi’nde bu sene ‘İnovatif Düşün, Geleceği Yönet” başlığı masaya yatırıldı. Siyasilerler birlikte çok sayıda akademisyen ve uzmanın katıldığı zirvede, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasında inovasyonun önemine vurgu yapıldı.
Yıldız Teknik Üniversitesi öncülüğünde T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı, İstanbul Sanayi Odası, Türkiye İhracatçılar Meclisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı iş birliği ile İnfoloji tarafından gerçekleştirilen Genç Türkiye Zirvesi’nde “Türkiye’nin Çıkış Yolu: İnovasyon, Stratejik Sektörler: Savunma, Uydu ve Uzay Teknolojileri, Kentsel Dönüşüm ve Yaşanabilir Türkiye, Ulaşım Teknolojileri ve Denizcilik, İnovasyon Ekonomisi oturumları gerçekleştirildi.
Soma’da yaşanan maden kazasında hayatını kaybeden 301 işçi için saygı duruşu ile başlayan zirvede kürsüye çıkan her konuşmacı Soma’da yaşanan kazaya değindi.
BAKAN FİKRİ IŞIK : “İNOVATİF ÜRETİM GELİŞMİŞ DEMOKRASİLERDE GELİŞİR”
Zirvenin açılışında konuşan Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Fikri Işık, inovatif düşüncenin sadece demokrasisi gelişmiş ülkelerde ortaya çıkabileceğine vurgu yaptı. Bakan Işık, “Yüksek katma değerli ve rekabetçi bir üretim yapısının gelişmiş demokrasilerin olduğu ortamlarda iklim bulabilir. Bizi uluslararası alanda birinci lige çıkaracak, dünyanın gelişmiş 10 ekonomisi arasına sokacak olan da bu alanlardaki gelişmelerdir. Demokratik bir ortam yoksa inovatif düşüncenin gelişmesinden ve toplumun ilerlemesinden de bahsedemeyiz. Değişime açık, hatta onu yönetebilen, geleceği planlamaktan korkmayan ortamlarda inovatif düşünce gelişebilir ve toplum ilerleyebilir.” dedi.
“TÜRKİYE ORTA GELİR TUZAĞINDAN AR-GE VE İNOVASYONLA KURTULUR”
Türkiye’nin orta gelir tuzağına düşmemesi için ileri teknolojilir, yüksek katma değerli üretim yapısını geliştirmenin planlarını yaptıklarını ve Ar-Ge’ye, inovasyona, tasarıma ve markalaşmaya büyük önem verdiklerini belirten Bakan Işık, “Üniversite Sanayi işbirliğini geliştirmek ve bilimsel bilgiyi ticarileştirmek amacıyla kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgelerini güçlendiriyoruz. Eskiden firmalarımız destek almak için devletin kapısını aşındırırdı. Şimdi ise biz firmalarımızı zorluyoruz, Ar-Ge yapın, yenilikçilik yapın diye. TÜBİTAK’ın özel sektöre Ar-Ge ve yenilik destek ve teşvikleri 2003-2013 yılları arasında 8,4 kat arttı. TÜBİTAK’ın 1512 ‘Girişimcilik Aşamalı Destek Programıyla’, yenilikçi iş ve fikri olan girişimcilere iş kurmasından üretim aşamasına kadar geçen bütün süreçte yaptıkları çalışmalara destek veriyoruz. Bu program kapsamında; 2012 yılında 112 Ar-Ge firması kuruldu.” şeklinde konuştu.
MADEN OCAKLARININ STANDATLARI YÜKSELTİLMELİ
Soma’da yaşanan maden kazasını hatırlatan Bakan Işık, yaşanan kazanın Ar-Ge ve inovasyon temelli üretimin önemini bir kez daha gösterdiğini belirtti. Bakan Işık, diğer sektörlerde olduğu gibi madencilik alanında da üretim yöntemlerininin geliştirilmesi gerektiğinin ortaya çıktığını vurguladı.
YTÜ REKTÖRÜ YÜKSEK: AR-GE VE İNOVASYONUN SAHİPLERİ OYUNUN KURALLARINI BELİRLİYOR
Bütün dünyanın kabul ettiği gibi 21. Yüzyılın yapılanmasında ‘girişimcilik’, ‘ar-ge’ ve ‘inovasyon’un vazgeçilmez başarı faktörleri haline geldiğine dikkat çeken YTÜ Rektörü İsmail Yüksek, “Günümüzde bu faktörleri zekice kullanan, hızla ve esneklikle şekillendirebilen ülkeler, oyunun kurallarını ve gelecekteki politikaları belirleme hakkına sahip olmaktadırlar.” diye konuştu. Günümüzde inovasyon kavaramının popülaritesinin çok yüksek olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yüksek, yüksek katma değerli teknoloji üretmek, ekonomik kalkınmayı ve toplumsa refahı sağlamak için günümüz dünyası ve şartlarında inovasyonun ülkelerin hayallerini süsleyen etkili bir anahtar gibi gözüktüğünü belirtti.
VALİ MUTLU: TATLI DA YAPTIK, AMATÖR SİNEMACILIK DA
Zirveye konuşmacı olarak katılan ve çocukluğundan beri inovatif düşünceye yatkın bir karaktere sahip olduğunu aktaran Vali Hüseyin Avni Mutlu, daha 11 yaşındayken eline geçen dergi ve gazetelerden kestiği resimleri kesip bir beyaz şerit üzerine yapıştırarak mum ışığında 5 kuruş karşılığında mahallenin çocuklarına sinema seansları düzenlediğini aktardı.
Üniversite yıllarında geçimini sağlamak için çalıştığını ancak stajyer avukatlık döneminde bu işi bırakmak zorunda kaldığını dile getiren Vali Mutlu, geçimini devam ettirebilmek için çok ilginç bir yöntem bulduğunu açıkladı. Çevredeki restoranlara tulumba tatlısı sattığını aktaran Vali Mutlu, “Daha sonra bu tatlıyı okul kantinlerine de satmak istedim. Bana ‘Aman sakın buraya tatlı getirme çocuklar tatıyı yedikten sonra ellerini başlarına sürerler bit salgını çıkarırsın’ dediler. Tulumba tatlısını imalatını bitirdikten sonra naylon poşet içine koyarak okul kantilerine getirdim ve sattım. Türkiye’de paketlenmiş tulumba tatlısını ilk defa satışa sunan kişi benim. Bu yerinde duramayan devamlı icat çıkaran geçlere çok ihtiaycımız var” dedi.
EKONOMİ BAKANI ZEYBEKÇİ: EN BÜYÜK HAYALİM MAKAM ARACIMIN YERLİ OTOMOBİL OLMASI
“İnovasyon Ekonomisi” başlıklı oturumda konuşan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesinin en temel unsurların Ar-Ge, İnovasyon ve markalaşma olduğuna dikkat çekti.
Konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta yeniden gündeme getirdiği yerli otomobil konusuna değinen Ekonomi Bakanı Zeybekçi, en büyük arzusunun Türkiye’nin yerli otomobilini üretmesi olduğunu söyledi.
“Gönlüm bunu çok istiyor” diyen Zeybekçi, dünyanın büyük ülkelerinin ekonomi bakanlarının kendi ülkelerinin ürettiği otomobilleri haricinde otomobile binmediğini vurguladı. Zeybekçi, “Sayın Başbakanımızın da bizim de böle bir hasretimiz var. Biz Türkiye’de Türk mühendislerinin tasarımcılarınnı dizayn ettiği Türkiye’de üretilen ismi herşeyi Türk arabası olan bir arabayı makam arabası olarak, günlük hayatımızdaki araba olarak kullanmak en tabii hakkımız.” diye konuştu.
Türkiye’nin bunu yapabilecek kapasiteye sahip olduğunu ve aslında Türkiye’de bir otomobilin yüzde 100’ünün yerli kaynaklarla üretildiğini belirten Zeybekçi, “Yüzde 100 motor üretiyor, aktarma organlarını yapıyor. Diğer konularda zaten son derece yetenekli bir durumdayız. Türkiye’nin artık bu arabayı üretmek gibi bir zorunluluğu var. Türk sanayisinin yatırımcının böyle bir zorunluluğu var.” Şeklinde konuştu. Türkiye için artık bu konunun dönülmez bir noktaya geldiğini ifade eden Bakan Zeybekçi, Başbakanımız en son dün TOBB’da yeniden dile getirdi. İnşallah bu olacaktır. İnşallah yakın gelecekte Türkiye olarak bir arabamız bir markamız olacak.” ifadesini kullandı.
TİM BAŞKANI BÜYÜKEKŞİ: ÜNİVERSİTELERİN AKIL TERİ İLE SANAYİCİNİN ALIN TERİ BİR ARAYA GELMELİ
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Mehmet Büyükekşi ise, küreselleşmenin yeni dinamiklerinin tamamen inovasyon yapabilme kabiliyeti üzerine kurulu olduğunu belirtti. Büyükekşi: “Artık ticaretin 19. yüzyıldan kalma modelleri değişti. 19. yüzyılda ne kadar çok üretirseniz o kadar çok kar ederdiniz. Şimdi tam tersi ne kadar çok üretmekten ziyade tüketici odaklı üretmek gerekiyor. Artık sadece tek başına finansa dayalı yapılan işler de bir işe yaramıyor. Çünkü fikir her zaman gınansın önünde finans bir şekilde bulunabiliyor." dedi.
TİM olarak tasarım, markalaşma, Ar-Ge ve İnovasyonu değer zincirlerinin en üst halkasına taşımak istediklerini belirten Büyükekşi şunları söyledi: “Üniversitelerin akıl teri ile sanayicinin alın terini bir araya getirerek yeni bir çığır açmak istiyoruz.”
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, dünyanın son 20 yılda teknolojik olarak büyük bir aşama kaydettiğini söyledi. Konuşmasını bir sunum eşliğinde yapan Aybar, artık günümüzde anne ve babaların çocuklarına aynı evde sosyal medya araçları üzerinden ulaştığını aktardı.
Türkiye ve dünyadan istatistik bilgiler veren Aybar, Türkiye’de mobil iletişim oranının yüzde 94’ü bulduğunu İngiltere’de ise bu oranın yüzde 129’a ulaştığını ifade etti. Türkiye’de internete ulaşma oranının yüzde 45 olduğunu belirten Aybar, Fransa’da ise bu oranın yüzde 85’e kadar ulaştığını belirtti. Türkiye’nin Facebook kullanım sayısında dünyada 7. Sırada yer aldığını aktaran Aybar, Türkiye’nin AVM sayısında ise 347 ile 453 AVM’li Almanya’ya çok yaklaştığını dile getirdi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM YAŞANABİLİR TÜRKİYE”
İlçede hayata geçirdiği kentsel dönüşüm projeleri ile dikkatleri çeken Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu da, ‘Kentsel Dönüşüm ve Yaşanabilir Türkiye’ başlıklı oturumda konuştu. Türkiye’nin geleceği ve insanlık açısından kentsel dönüşümün çok önemli bir mesele olduğunu belirten Göksu, “Kentsel dönüşüm meselesi Türkiye’nin gelecek meselesidir. Buna genç bakış olarak bakmamız ve gençlerin kendisini buna yönlendirmesi ve buna projeler üretmesi gelecek anlamında önemli bir katkı sunacaktır.” dedi.
Kentsel dönüşümün sadece binaların yıkılıp yenilerinin yapılması anlamına gelmediğini aktaran Göksu, “Sırasıyla sosyal, kültürel ve fiziki yani mekansal dönüşüm gelişir. Şunu çok iyi bilmemiz gerekir ki insanı inşa eden mekan değil ama mekanı inşa eden insandır. İnsana yatırım yapmazsanız mekanı dönüştüremezsiniz. Mekanı dönüştürseniz bile mekan çok hızlı bir şekilde eski halini alır. Kentsel dönüşüm mühendislikten önce bir sosyolojik meseledir.” ifadesini kullandı.
Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Beşiktaş’ın kentsel dönüşüm konusunda ayrı değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Beşiktaş’ın tarihi yapısı, yaşam alanları ve üniversiteleriyle çok değerli bir ilçe olduğunu bildiren Hazinedar, Beşiktaş için farklı bir partiden olmasına rağmen İBB Başkanı Kadir Topbaş ile işbirliği içinde proje çalışmaları yürüttüklerini vurguladı. Hazinedar, Beşiktaş belediyesindeki imar planlarına kısa zamanda el atmaya başladıklarını söyledi. Beşiktaş’ı İstanbul’un kalbi olarak niteleyen Hazinedar, Abbasağa, Sinanpaşa, Cihannuma, Ihlamurdere ve Ortaköy Dereboyu bölgelerindeki zemin ve yapı stoğu sorunlarını çözeceklerini ifade etti. Buraları riskli bölgeler olarak tanımlayan Hazinedar, “Hükümetle ortak çözeceğimiz sorunlarda siyaseti değil hizmeti ortaya çıkarmalıyız diye konuştu.”
“KENDİ YAZILIM VE KODLARINA SAHİP OLMAYAN ÜLKELER BAĞIMLI OLACAK”
Zirvenin ‘Ulaşım Teknolojileri ve Denizcilik’ başlıklı oturumunda konuşan THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, 90 yıldır savaşa katılmamış Türkiye’nin dünya rekabetinde geride kaldığını ifade etti. Son yıllarda yakalanan ekonomik istikrarın sektörlede de yansıdığını aktaran Topçu, “THY olarak 1.2 milyar ciro ve on bin çalışanımızla devam ediyoruz. Sunexpress markasıyla oluşturduğumuz bir firmamız da var. İstanbul’dan dünyanın 252 şehrine sefer düzenleyen ve sıfır hatayla çalışan bir şirketiz. THY sıfır hatayı eğitimli ve kaliteli elemanlarıyla sağlamaktadır. Bu başarıya uzun vadeli planlar ve çalışanlarımızla birlikte ulaştık.” İfadesini kullandı.
Teknolojiye en çok yatırım yapan firmalardan birisi olduklarını anlatan Topçu, milli bir yazılım şirketi kurmak için çalışma başlattıklarını açıkladı.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nin de içinde olacağı bu proje ile savunma sanayi başta olmak üzere her alanda milli yazılımlar oluşturacaklarını belirten Topçu, gelecek 30 yıl içinde yazılım yapmayan ve kendi kodlarına sahip olmayan ülkelerin bağımlı olacaklarını ifade etti.
Genç Türkiye Zirvesi’nin, Türkiye’nin geleceği için önemli bir etkinlik olduğunu söyleyen İBB Genel Sekreteri Doç. Dr. Hayri Baraçlı, Toplu ulaşımın optimum olarak nasıl kurgulanabileceğine yönelik sunum yaptı. Baraçlı şunları söyledi: “Toplamda 14 milyon nüfusa sahip İstanbul’da ulaşım olanaklarını etkin kullanabilmemiz gerekiyor. Raylı sistem ağını yaygın olarak kullanmak ve en son gelişme Marmaray ile birlikte yatırımımızı arttırıyoruz. En önemli amacımız entegrasyonu sağlamak. Hedefimiz toplu ulaşımı yaymak. Bunu entegre bilet ve akıllı toplu ulaşım sistemleriyle sağlayacağız.”
Zirvenin Stratejik Sektörler: Savunma Uydu ve Uzay Teknolojileri başlıklı oturumunda ise Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Dr. Faruk Özlü, Aselsan Strateji Yönetim Müdürü Baki Şensoy, TSKGV İştirakler ve Mali Yönetim Direktörü Dr. Aykud Alp Berk ve Tai Uzay Sistemleri Grup Başkanı Sinan Şenol katıldı.
Oturumda konuşan Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Dr. Faruk Özlü, dünya son 50 yılda ciddi bir dönüşüm geçirdiğini belirtti. Son dönemde 2014 ve sonrasında Kırım olayının ardından soğuk savaş dönemine dönüş sinyalleri alındığını aktardı.
Türkiye’de son yıllarda pek çok kamu kurum ve kuruluşunun atılım gerçekleştirdiğini belirten Özlü, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın ise kendi sarımlarını ve teknolojilerini üretmesi açısından önemli bir fark ortaya koyduğunu söyledi. Özlü, Türkiye’nin milli firmaları arasında yer alan Aselsan ve TAİ’nin dünyanın en büyük savunma firmaları arasında yer aldığını ifade etti.
Aselsan Strateji yönetim Direktörü Baki Şensoy kendisini dinleyen gençlere önemli mesajlar verdi. En önemli olanın ülkeyi sevmek, ülke için savunmak olduğunu aktaran Şensoy, sadece savunma sanayinde değil, hangi alanda olunursa olunsun ortak kaygının ülkeyi sevmek ve ülke için hizmet etmek olduğunu dile getirdi.
GENÇ TÜRKİYE MENTORLARI “SOMA”YA HAYAT VERECEK
Zirve bu sene; yerin kilometrelerce altında çalışan emekçi maden işçilerimizi kaybettiğimiz “Soma” nın acısını paylaşmak ve bu karanlığı hep birlikte el ele vererek aydınlığa dönüştürmek için düzenleniyor. Bu organizasyonda Türkiye’nin yeni vizyonu belirlenirken Soma’da hayatını kaybeden yüzlerce işçiyi anmak ve ailelerine destek olmak adına “Soma’nın Yüreği Gençlerde Atacak” sloganı ile “Genç Türkiye Mentorları” sosyal sorumluluk projesini de hayata geçiriliyor.
Genç Türkiye Zirvesi’nde buluşan sivil toplum kuruluşları, iş dünyası temsilcileri, sanatçılar, yazarlar, gazeteciler ve bakanlar ile “Genç Türkiye Mentorları” projesinin geniş kitlelere ulaştırılması ve farkındalığın arttırılması hedefleniyor. Proje bu sene “Soma” ile başlatılacak olup bir mağduriyet ifadesi olarak değil gençlerin farkındalığının artması için her sene farklı bir konsept ile gerçekleştiriliyor.