Güncelleme Tarihi:
JAPON Toyota, son 2 yıldır Türkiye’de özellikle Sakarya’da üretilen modellerinin desteğiyle birlikte istediği büyüme oranlarını yakalayarak 50 bini aşan adetlerle rekor satışa ulaşıyor. Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt, satış hedeflerinden, hibrit otomobillerdeki rekabete kadar bir çok konuda sorularımızı yanıtladı.
2 yıldır Türkiye’de 50 bin adetlik satış barajını aşarak önemli bir çıkış yakaladınız. Bu yıl Sakaryalı SUV modeliniz C-HR ile birlikte hedefleriniz nedir?
-Bu yıl toplam pazarda yüzde 10’luk bir daralma olmasını beklemekteyiz. Bizim hedefimiz bu daralan pazarda C-HR’ın da desteği ile geçtiğimiz sene gerçekleştirdiğimizden en az 1 adet fazla satış yaparak yılı tamamlamak yönünde olacaktır.
2016 yılı sonunda yaşanan ÖTV ve kur artışı bu yıla ilişkin planlarınızı ne kadar etkiledi?
- Yılın ilk aylarında yüksek kur etkisiyle satışlarımızda daralmalar yaşadık. Ancak şu anda fiyatlar bir dengeye oturmaya başladı. Bu aydan itibaren satışlarımızın yeniden hızlanarak, yıl sonunda hedeflediğimiz yerde bitireceğimize inanıyoruz.
HİBRİTE HOŞ GELDİNİZ
Toyota’nın Türkiye’de açtığı hibrit yolundan diğer markalarda girmeye başladı? Sizce hibritteki rekabet artarak devam edecek mi? Toyota burada yerli avantajını nasıl kullanacak?
- Tüm dünyada otomotivin gelecek 15-20 yıllık döneminde hibrit teknolojiler üzerine kurgulandığı artık kabul edilmekte. Bizim en büyük avantajımız, Toyota’nın 40 yıldan uzun bir zamandır hibrit teknolojisini geliştirmesinde ve yıllardır ticari olarak satışına devam etmesinde yatıyor. Şu anda dünyada 10 milyon adedin üzerinde Toyota hibrit araç trafikte seyretmekte. Ve her sene yaklaşık 1.5 milyon adet Toyota hibrit satışı gerçekleşiyor. Biz tüm markaların hibrit çalışmalarına başladığını biliyoruz, bu da Toyota’nın 40 sene önceden bugünü görebildiğini gösteriyor. Rakiplerimize “Hibrit dünyasına hoşgeldiniz” diyorum. Ne kadar çok marka hibrit araç geliştirirse, bu teknolojinin yaygınlaşmasına katkısı olacaktır. Ancak, hibrit teknolojilerinde açık ara lider olan Toyota’nın rakipleri karşısında çok daha avantajlı olduğu da bilinmektedir. Ayrıca Türkiye’de tüm segmentlerde ilk hibrit araç satışına başlamanın ve yine Türkiye’de ilk kez hibrit otomobil üretimini gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Toyota’nın bir hibrit modelini üretiyor olmanın da avantajları da bizim satışlarımızı destekleyecektir. Artık trafikte daha fazla hibrit araç görmeye başladık zaten.
TÜRKLER ARTIK BİLİNÇLENDİ
Artık Türkiye’de de yavaş yavaş dizelin sonu geliyor mu.? Tüketiciler bu bilince ulaşmaya başladı mı?
- Tüm dünyada dizellerle ilgili birçok önlem alınmaya başlandı. Bunun etkilerini Türkiye’de de birkaç sene içerisinde görebileceğimizi düşünüyorum. Tüketiciler de daha bilinçli davranmaya başladılar. Yılda 30-40 bin km yapmayan bir müşterinin dizel araç alması zaten anlamsız, bunu fark etmeye başladılar. Farklı markalar, farklı ülkelerin aldığı bu kararlara paralel olarak önümüzdeki 3-5 sene içerisinde dizel motor geliştirmeyeceklerini anons ettiler. Benim görüşüm, 2020 sonrasında dizel otomobil satışlarında ciddi bir düşüş yaşanacaktır ve hibrit araçların satışı artacaktır. Toyota 2020 yılından itibaren tüm modellerinin hibrit versiyonunu üreteceğini açıklamıştı. Biz de Avrupa için üretilen hibrit versiyonların tamamını ürün gamımızda bulundurmayı hedeflemekteyiz.
GERÇEK LÜKS SINIFTA BOŞLUĞU DOLDURACAK
TOYOTA’nın lüks sınıftaki markası Lexus Türkiye’de birinci yaşını doldurdu. Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt, bu süre zarfında tek amaçlarının markanın tanıtılması ve test edilmesi olduğunu belirterek, “Şu ana kadar yaptığımız pazarlama aktiviteleri de ağırlıklı olarak bu yönde planlandı. Lexus’un girdiği pazarlardaki macerası da genel olarak hep bu şekilde seyretmiş; ilk 5 yıl ağırlıklı olarak test sürüşleriyle tanıtımı yapılmış. Sonrasında tam bir kartopu etkisi ile premium segmentte pazar payını arttırmaya başlamış. Lexus ile Türkiye’de önemli bir boşluğu da doldurmayı hedeflemekteyiz. Lexus’un premium segmentte alışılmış ve düşük motor hacimleri nedeniyle artık lüks olmaktan uzaklaşmaya başlamış markalarla, çok yüksek fiyatlı markalar arasında bir yerde konumlanmasını hedeflemekteyiz. Artık bu segment müşterileri, farklı bir marka arıyorlar ve Lexus da bu imkanı sunuyor” dedi. Bozkurt, Türkiye’de Lexus’un en büyük avantajının 60 noktada satış sonrası hizmeti alabilmesi olduğunu belirterek, böylesine bir hizmet ağının lüks sınıfta başka hiçbir markada bulunmadığını söyledi.