Güncelleme Tarihi:
2050 yılında dünya nüfusu 9.7 milyara ulaşacak. Bir yandan nüfus artıyor, kaynaklar git gide azalıyorken, diğer yandan bu kaynakları iyi yönetebilmek ve verimli kullanmak her geçen gün daha da önem kazanıyor. Nüfus artışı şehir altyapıları üzerinde baskı oluştururken, bu noktada talep yönetimi ile akıllı çözümler devreye giriyor. Geleceğin şehirleri ‘akıllı’ olacak. Örneğin binalara takılacak akıllı sayaçlar sayesinde, binanın her noktasında günün hangi zamanı ne kadar enerji tüketilmesi gerektiğine dair planlama yapma imkânı sağlanacak. Ayrıca güneş ve rüzgar gibi sürdürülebilir enerji kaynakları sisteme daha fazla entegre edilecek. İstanbul’da Özyeğin Üniversitesi kampusunda yer alan Yabancı Diller Okulu (ScOLa) binası ise geleceğin şehirlerine ışık tutuyor.
ALTIDA BİRİ ENERJİ
Özyeğin Üniversitesi Enerji Çevre ve Ekonomi Merkezi Direktörü Prof. Dr. Pınar Mengüç ile birlikte gezdiğimiz bina, ısıtma, soğutma, havalandırma, aydınlatma gibi birçok günlük uygulamayı etkin ve koordineli şekilde kontrol edebiliyor. Aslında birçok binada olan bu koordinasyon, ScOLa’da tasarım başlangıcından itibaren kurgulandığı için, başka binalara göre çok daha az enerji tüketiyor. Tüm kampusu sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği konularına dikkat ederek tasarlayıp inşa ettiklerini dile getiren Mengüç, ScOLa binasının yılda metre kare başına 45 kilovatsaat (kWh/m2/yıl) tüketim miktarıyla bir adım öteye geçtiğini ve Türkiye’deki en enerji etkin binalardan birisi olduğunu vurguluyor. Sensörlerle donatılan bina, elde edilen veriler sayesinde ısıtma, soğutma, aydınlatma gibi birçok alanda kaynakların daha etkin kullanımını düzenliyor. Bu sayede ortalama bir akademik binanın senelik tüketiminin yaklaşık altıda biri oranında enerji harcıyor. Mengüç, inşa ederken ilk yatırım maliyetinin normal binalara göre biraz daha yüksek olduğunu anlatırken, “Bu tür binalarda yatırım maliyetinden ziyade elde edilen uzun vadeli kazanımlara odaklanmak daha doğru. Enerji tasarrufu sayesinde elde edilen kar, ekstra yatırım maliyetini çok kısa zamanda karşılıyor. İlk başta ekstradan harcadığımız 300-400 bin dolarlık bir ek yatırım, neredeyse 2 yılda amorti edildi” diyor. Çevre dostu binanın sadece tasarruf değil, bina sakinlerinin konforuna da önem verdiğini, ihtiyaçlarına göre ısı ve aydınlatma ayarlamasına gittiğini anlatan Mengüç, “Teknoloji ile ileride aynı arabada olduğu gibi binalar da kişinin ihtiyaçlarına özel karşılık verebilecek. Örneğin akıllı telefonlara yüklenecek uygulama ile sağlanan verilerle bölgesel ısınma ve aydınlanma gibi ayarlamalar mümkün olacak” diye konuşuyor.
BİNANIN ÖZELLİKLERİ
ScOLa binasında yer alan Yabancı Diller Yüksek Okulu 1450 öğrenciye, 125 akademisyen ve 10 yönetici ile birlikte 2013’ten bu yana eğitim veriyor. Şeffaf ve opak yüzeyler ile yüzde 35 verimlilik sağlayacak şekilde otomasyon uygulanan aydınlatma sistemi kullanılıyor. Her cephedeki cam, o yönün özelliklerine göre seçilmiş ve güneş kırıcılardan en iyi şekilde yararlanılıyor. Doğal havalandırma sistemi sağlanıyor ve yenilenebilir kaynaklarla entegre ediliyor Peyzaj sulaması için şebeke suyu hiç kullanılmayıp, tamamen toplanan yağmur suyu ve arıtılan gri su sistemi kullanılıyor. ScOLa Binası’nın çatısının bütününde yaklaşık olarak 120 kWp fotovoltaik sistem kullanılıyor. Binanın bütün aydınlatma tüketiminin çatıya yerleştirilen bu sistem tarafından karşılanması mümkün. Kalan elektrik gereksinimi ise anlaşmalı rüzgar enerjisi santralleri ile karşılanıyor. YeşilOZU enerji izleme sistemi, bina ile kullanıcılar arasında iletişim kurulmasını sağlıyor. İki yıldır devam etmekte olan gerçek izleme süreci ile zaman içinde binanın farklı noktalarında yer alan sensörlerin kalibrasyonu sağlanabiliyor ve yapıya yönelik gerekli noktasal çözümler üretiliyor.
GELECEĞİN BİNALARI
AKILLI binalarda, büyük veri (big data) kullanımı oldukça önemli. Bu veriler sensör ağlarından elde edilebiliyor ve enerji modellerinde kullanılıyor; bu sayede tasarruf miktarını arttırmak mümkün. Artık şirketler dakikalara kadar daha sık aralıklarla dahi enerji tüketimini ölçerek, bu veriler ışığında enerji kullanımında günlük tüketim modellerini ortaya koyabiliyor. Bazı şirketlerin geliştirdiği kablosuz uzaktan algılayıcı termostatlar, farklı odalardaki ısı ve doluluk oranını algılayabiliyor. Elektronik olarak gün ışığı ve ısıyı algılayarak, gün içinde tonunu değiştiren pencere camları ise bir başka gelişme.