Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2006 00:00
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, dış borca ihtiyaç duyulduğu sürece IMF, Dünya Bankası, ABD ve AB’nin karşısında dik duruş sergilenemeyeceğini vurgulayarak "Emir almaktan hoşlanmıyorsak, bütçe açığı verdirmemeliyiz" dedi.
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Bütçe açıkları verdikçe, dış borca ihtiyaç duydukça Uluslararası Para Fonu’nun (IMF), Dünya Bankası’nın, ABD’nin ve Avrupa Birliği’nin (AB) karşısında dik duruş sergileyemeyiz" dedi. Hisarcıklıoğlu, "Emir almaktan hoşlanmıyorsak, ’kemikli duruş sergilenmiyor’ diye sitem ediyorsak bütçe açığı verdirmemeliyiz" diye konuştu.
SULTAN SÜLEYMAN’DAN ÖRNEK: Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İstanbul Şubesi’nin TOBB’la ortaklaşa düzenlediği geleneksel "Kartepe Zirvesi"nin ikincisinde ekonomideki gelişmeleri değerlendirdi, soruları yanıtladı. Bütçe açığının Türkiye’nin önde gelen sorunlarından biri olduğunu belirterek, Sultan Süleyman’ın, "Bugün borç alan, yarın emir alır" sözünü örnek göstererek, şöyle konuştu: "Eğer hükümetler birilerinden emir almaktan hoşlanmıyorsa, kemikli duruş istiyorsa, o zaman bütçe açığı vermemeyi becerecek. Bütçeniz sürekli açık verirse, dış borca muhtaçsanız IMF’nin de, Dünya Bankası’nın da, ABD’nin de, AB’nin de karşısında dik duramazsınız. Dik duruş, kemikli duruş isteyen, bütçe açıklarından kurtulur.""
İLK KEZ AÇIKSIZ: Hisarcıklıoğlu, bütçe açıklarının giderek azalmaya başladığına dikkat çekerek, "Aslında bu yılki bütçede de açık hedefi var. Hükümet 2007’den itibaren denk bütçeye doğru gitmeyi öngörüyor. Ancak, sıkı maliye politikası ve vergi gelirlerindeki artış sayesinde Türkiye tarihinde ilk kez bu yıl açık veren bütçeden kurtulabilir" dedi.
İŞLER DE İYİ DAYAK DA VAR: Rifat Hisarcıklıoğlu, 4 yıllık kümülatif büyümenin yüzde 32’yi bulması, enflasyonun artık tek haneye yerleşmesi, faizlerin yüzde 13-14’e düşmesi gibi olumlu gelişmelere dikkat çekerek, şunları söyledi: "Makro verilere bakınca işler iyi ama diğer taraftan da dayak yiyip duranlar var. İşsizlik azalacağına artmaya devam ediyor. Protestolu senetler artıyor. Bazı sektörler sıkıntı yaşıyor. Bu sıkıntıları yaşayanlar makro ekonomideki iyileşmeyi doğal olarak kabul etmiyor."
NEREMİZ BÜYÜDÜ: Hisarcıklıoğlu, 2001 krizinin ardındam 2002’den itibaren 4 yıl üst üste gerçekleşen büyümede özel sektörün payının çok ağırlık kazandığını kaydederek, şu değerlendirmeyi yaptı: "Ancak, işsizliğin azalmadığını gören, işsizliğin sıkıntısını yaşayan, kárlılığı giderek azalan, gelirleri artmayan herkes soruyor: Biz neden büyümeyi hissetmiyoruz? Neremiz büyüdü? İşte size örnek. Enflasyon yüzde 8’ken, vergi gelirlerindeki artış yüzde 18. Aradaki 10 puan insanların cebine refah olarak yansıyacağına devletin kasasına vergi olarak gitti. Üstelik çoğunlukla aynı kesimlerin sırtından. Öyleyse kayıtdışı ekonomiyle mücadeleyi daha da önemsemeliyiz. Bu ülkede göstere göstere kaçak motorin satanlar var. Hálá bunların bile önüne geçilemiyor."
İyi ki ’bürokrat oğlu bürokrat olur’ yasası çıkarmamışlarTOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bürokraside özel sektöre karşı hep şüpheli bakış olduğunu, "özel sektör dostu bürokrat" istediklerini belirtti. Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: "Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) toplantılarından birinde, Devlet Bakanı Ali Babacan’a ’İyi ki bürokrat oğlu bürokrat olur’ gibi bir yasa çıkarmamışlar, o zaman tam yanardık demiştim. Bürokratlarımız şunu unutuyor. Onların çocuklarına da iş kapısı açacak olan özel sektördür. Her gün bürokrattan bakanlara kadar sık sık birileri için iş ricaları alıyorum. İş alanları açılmasının yolu da özel sektörün önündeki engellerin kaldırılmasından geçiyor. Önümüzü açın, engel olmayın, bırakın koşalım."
’Küçük olsun benim olsun’ diyen küresel sermaye fırtınasına dayanamazTOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Birlikte rahmet, ayrılıkta azap var" sözünü hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı: "Ancak, bakıyoruz iş alanında bunun tersi yaşanıyor. Yoksullukta bir oluyoruz, varlıkta ayrılıyoruz. Çoğumuz, ’Küçük olsun, benim olsun’ mantığıyla hareket ediyoruz. Oysa, küçük olan hep senin kalmaz arkadaş. Müthiş bir küresel sermaye fırtınası geliyor. Ortaklık kültürünü geliştirip büyüyemezsek, bu fırtınanın önünde duramayız."
Devletin elinde nema oldukça yolsuzluk düzeni devam ederTÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Ekonomi Muhabirleri Derneği İstanbul Şubesi’nin TOBB’la ortaklaşa düzenlediği geleneksel "Kartepe Zirvesi"nde yaptığı konuşmada geçmişteki bazı enerji sözleşmelerinin de etkisiyle Türkiye’de elektriğin kilovatsaatının 9.8 sentle dünyada pahalılıkta ikinci sırada yer aldığını vurgulayarak, "Devlet elektriği kimilerinden 17 sente alıp, bize 9.8 sente satıyor. Devletin elinde nema oldukça yolsuzluk düzeni de devam eder" dedi.
Yoksulluğu yenmenin yolu yatırım, üretim, istihdam ve ihracattan geçerTOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin bir an önce sanayi envanterini çıkarıp, hangi sektörlere destek vermesi gerektiğini anlamaya ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, bu görevi üstlenebileceklerini ifade etti. Hisarcıklıoğlu, yoksulluğu yenmenin formülünü de şöyle verdi: "Yatırım, üretim, istihdam ve ihracat... Bu formülün daha sağlıklı devreye girmesi için özel sektörün önünün açılması, engellerin kaldırılması gerekir."
TRT payını kaldır, 200 milyon dolarımızı serbest bırak
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, kaynağını göstermeden hükümetten hiçbir talepte bulunmadıklarını kaydederek, şu örneği verdi: "Elektrik maliyetimizin düşürülmesini istiyoruz. Bunu yapmak çok kolay. Elektrik fatıralarında yüzde 2 TRT payı var. Bunu kaldırsalar 200 milyon dolarlık bi rahatlama sağlarlar. TRT’ya bakın, özel kanalların bir çoğunun en fazla 400-500 kişiyle yaptığı işi 8 bin 200 kişiyle yapıyor. Bunu faturasını niye biz ödüyoruz."
İşçiyi SSK’lı yapmak bonusİSTİHDAM üzerindeki vergi yükünün yüksek olması nedeniyle artık gazetelere verilen iş ilanlarında "SSK+
yemek+servis+yatak" gibi ifadelerin kullanıldığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, "Yani kanuni mecburiyet olmasına rağmen işçiyi SSK’lı yapmak bonus" diye konuştu. Geçen yıl sosyal güvenlik sistemi açığının 15 milyar
dolar olduğunu ve reformun yapılmaması durumunda bu rakamın seneye 17 milyar dolar olacağını kaydeden Hisarcıklıoğlu, "72 milyonluk Türkiye’de 81 milyon kişi sosyal güvenlik kapsamında görünüyor. 20 milyon kişi de sistem dışında görünüyor. Ülkenin nüfusu 72 milyon olmasına rağmen bu rakamları topladığımızda nüfus 101 milyon çıkıyor" diye konuştu. Hisarcıklıoğlu, 50 ve daha fazla işçi çalıştırılan işyerleri için zorunlu istihdamı da eleştirerek, sistemin işletmeleri büyümeye teşvik etmesi gerekirken kanunla "küçük kalın" dediğini söyledi.