Ömür KIRBAŞLI
Oluşturulma Tarihi: Ekim 17, 2006 00:00
Doğuş Otomotiv’den ayrıldıktan sonra kendi deyimiyle "emekliği beceremediği" için annesinin memleketindeki Mudurnu Tavukçuluk’u alan İlhan Çetinkaya, iflastan aldığı şirketle sektöre iddialı bir giriş yaptı. Bugüne kadar tavukçulukla ilgisi olmadığını söyleyen Çetinkaya, "Biz zoru başardık, şimdi hedefimiz ilk 3 arasına girmek" dedi.
İLÇEM Piliç Kurulu Başkanı İlhan Çetinkaya, 2005 yılında iflastan 10.5 milyon YTL’ye aldıkları Mudurnu Tavukçuluk’un yeniden eski günlerini yakaladığını belirtti. Çetinkaya, hedefini Mudurnu Tavutçuluk’u sektörde ilk üç arasına sokmak olarak açıkladı. 2003 yılında Doğuş Otomotiv Grup Başkanlığı’ndan ayrılmasının ardından bir süre dinlenmeyi denediğini belirten Çetinkaya, yeni işinin öyküsünü ise şöyle aktardı: "Emekli olmayı beceremedim. Bana göre olmadığını anladım. Mudurnu benim annemin memleketi. Nallıhan’da doğdum. Annemin memleketi olduğu için gönül bağım da vardı. 2005 yılında Mudurnu’nun 35 markasını satın alarak yeniden çalışmaya başladım. İflastan böyle yerler almak zor iş, ancak biz zoru başardık." dedi.
KREDİ VERMEDİLER:
Satın aldıktan sonra 6 ay yenileme çalışmaları yaptıklarını söyleyen Çetinkaya, yapacakları 6-7 milyon dolarlık yatırımla birlikte, toplam 26 milyon YTL ile gıda sektörüne adım attıklarını belirti. Zor bir dönemde sektöre yatırım yaptıklarına dikkat çeken Çetinkaya, şöyle konuştu: "Ekimde kuş gribinin çıkmasıyla Türkiye’de tavuk tüketimi sıfıra indi. Biz bakım, onarım ve yenileme çalışmalarından dolayı çok etkilenmedik. Türkiye’de kuş gribi ile ilgili bazı kararlar alındı ama maalesef klasik manzaralar yaşıyoruz. O dönemde çok şey konuşuldu ama uygulamada sağlıklı olduğunu söyleyemeyiz. Temkinli ilerledik. Kuş gribinden dolayı zor durumda kalan sektöre finans kuruluşları kredi vermedi. Kuş gribinin bizde yarattığı en önemli etki, finans sektörünün büyüme hızımızı etkilemesi oldu."
570 İŞÇİ ALDIK:
İlhan Çetinkaya, yaklaşık 5 yıldır krizde olan sektörün yeniden atağa kalkacağını dile getirirken, "Şu ana kadar 570 kişiyi işe aldık. Bu sayıyı 950’ye çıkaracağız" dedi. Aylık et üretimini 2.700 tona kadar çıkararak sektörde hızlı bir büyüme yakaladıklarını belirten Çetinkaya "Üretim kademeli olarak artacak. 2007 ile 2008 yıllarında 5-7 milyon YTL’lik daha yatırım yapacağız. Böylece yeni tesislerle üretimimizi 2-3 kat artıracağız. ciromuzu 70 milyon YTL’den 150 milyon YTL’ye, pazar paymızı da yüzde 3’ten yüzde 10’a çıkarmayı hedefliyoruz. Beyaz ette hijyene ve kaliteye büyük önem veriyoruz. Hedefimiz Türkiye’de ilk 3 sıraya girmek" diye konuştu.
RESTORAN SAYISI ARTACAK: Fabrikada yüzde 60 oranında yenilik yaptıklarını anlatan Çetinkaya, çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: "Mudurnu Chicken Restaurant sayısı 2008’de 70 adet olacak. 436 bin metrekare alanda üretim faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Yüzde 30 üretimi kendi modern kümeslerimizden, yüzde 70’lik üretimi ise çevredeki anlaşmalı çiftliklerden karşılıyoruz. 40 bayimiz var ileride 80 olacak. Bu aya kadar ürettiğimiz tüm malı satmamıza rağmen ilk defa bu ay kára geçtik. Piliç fiyatı 2.70 YTL’den 2.95 YTL’ye çıktı. Biz kaliteden ödün vermiyoruz. En pahalı beyaz et konumundayız. Pahalı yem üretiyoruz. Kaliteli yemden taviz vermiyoruz. Dolayısıyla karşılığını da müşterimizden talep edeceğiz. Yemin tamamını kendimiz üretiyoruz. Bugüne kadar zarar halindeyken bu ay kára geçtik. Piyasadaki en kaliteli ürün olarak yer almış durumdayız. Bedeli ne olursa olsun kaliteye ve hijyene çok önem veriyoruz."
Batı standartlarında beyaz et ürettiklerini belirten İlhan Çetinkaya, fabrikadan bayilere taşıma yapan soğutuculu kamyonlarda "casus" adını verdikleri bir sistem kullandıklarını anlattı.
Mudurnu’da kiralık daire bile bulmak zorMUDURNU Tavukçuluk’un ilçeye çok önemli katkısının bulunduğunu vurgulayan Çetinkaya, şirketin iflasının başta çalışanlar olmak üzere pekçok olumsuz etkisi olduğunu anlatırken, bunların aşıldığını şöyle dile getirdi: "İflasla birlikte işçiler zor durumda kalmış. Perdesinin bir parçasını alıp diğerini alamadan ilçeden ayrılanlar olmuş. Esnafa olan borçlarını ödeyememişler. 6 bin olan ilçenin nüfusu 3 bin 500’lere kadar gerilemiş. Artık o günler geride kaldı. Şu an Mudurnu’da kiralık daire bile bulmak zor."
2.5 milyon dolar yatırdık, organik tarıma da başladıkİlçe Tarım Genel Müdürü Mehmet Efe Kökçü, organik tarımın dünyada sürekli yüzde 17 büyüyen tek sektör olduğunu belirterek, kendilerinin de bu alanda yoğunlaşacaklarını anlattı. Nallıhan’da 2.5 milyon dolarlık yatırımla kurdukları çiftlikte geçen yıl 60 tona yakın organik ürün yetiştirdiklerini dile getiren Kökçü, "Ürünlerimizi Farm&Forest markamızla artık Metro-Real mağazalarında bulmak mümkün, ilerde daha da yaygınlaşacağız" dedi. Şu an için yaklaşık 400 dönümlük bir arazide organik tarım yaptıklarını belirten Kökçü, bu yıl gerçekleştirdikleri deneme üretiminin ardından talebin çok hızlı artması nedeniyle önümüzdeki yıl üretimi 3 katına çıkaracaklarını açıkladı. Ekolojik döngüyü tam sağlamak için 1.5 milyon dolarlık yatırımla hayvancılığı da sisteme dahil edeceklerini söyleyen Kökçü, "Daha fazla büyüdüğümüzde organik ürünleri de sistemik olarak pazarlayacağız" dedi.
Tavuğu ’masajla’ işliyoruz yeniden sevdireceğizTAVUK etinin beyaz ete göre 5 kat daha ucuz olmasına karşın, Türkiye’nin bir milyon tonla beyaz et üretiminde 25’inci sırada olduğuna dikkat çeken Çetinkaya, "Tavuk etini yeniden sevdireceğiz" derken, şöyle konuştu: "Tavuk etinin her bölümünü entegre sistemde değerlendiriyoruz. İşlenmiş ürün satışına da başladık. Tavuk etini kazanlarda el değmeden masajla işliyoruz. Bu çalışma sayesinde sosu da tavuk etine entegre oluyor ayrı bir lezzet yarattık."
Gıda güvenliği için tarıma yatırım çağrısı
BU yıl Dünya Gıda Günü’nün ana teması ’Gıda Güvenliği İçin Tarıma Yatırım Yapmak’, sloganı da ’Bütün Dünya Kazansın’ olarak belirlendi. Her yıl Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun kuruluş yıldönümü olan 16 Ekim’de kutlanan Dünya Gıda Günü’nde, global bir sorun olan kronik açlığa neden olan faktörlerin ortadan kaldırılmasına yönelik acil önlemlerin alınması için çağrıda bulunuluyor. Tema Vakfı Genel Müdürü Dr. Uygar Özesmi, Dünya Gıda Günü ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, 2006 yılında ’Toprak Yoksa Hayat Yok.. El Koyun !..’ sloganıyla açlığın sigortası, topraklarımızın doğru ve verimli kullanılması adına kırsal kalkınma seferberliği başlattık, bu seferberlik Dünya Gıda Günü’nün mesajı ile birbirini tamamlıyor" dedi.