Emeklilerin üçte biri çalışmaya devam ediyor

Güncelleme Tarihi:

Emeklilerin üçte biri çalışmaya devam ediyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2009 16:10

Yapı Kredi Emeklilik'in sosyal sorumluluk projesi Yaşlılık Araştırmaları Merkezinin (65 ) Yaşlılık Geçim Endeksi araştırmasına göre, Türkiye'deki emeklilerin yaklaşık üçte biri çalışmaya devam ediyor.

Yaşlılık Araştırmaları Merkezinin (65 ), Türkiye'de 55 yaşının üzerindeki nüfusun ekonomik durumuna ilişkin araştırma sonuçları basın toplantısıyla duyuruldu.

Toplantıda konuşan Yapı Kredi Emeklilik Genel Müdür Yardımcısı Bülent Eriş, araştırma sonuçlarına göre Türkiye'de emeklilerin yarısından fazlasının, emeklilik döneminde geçinmek için çalışmaya ihtiyacının olduğunu bildirdi.
“Emeklilerin yüzde 30'u çalışmaya devam ediyor. Yüzde 12'si de iş arıyor” diyen Eriş, çalışmayan emekliliklerin bir kısmının da çocuklarından destek aldığını söyledi.

Türkiye nüfusunun giderek yaşlandığını, 2000 yılında nüfus yoğunluğunun 20 yaş altında olduğunu ancak 2025 yılında bu yoğunluğun 35-45'li yaşlara, 2050'de ise 50-60'lı yaşlara kayacağını belirten Eriş, araştırmaya katılan erkeklerin yüzde 8'inin, kadınların ise yüzde 61'inin aktif sigortalı olmadığını, emekli maaşı alanların yüzde 78'inin 20 yıl ve üstü, yüzde 60'ının ise 25 yıl ve üstü prim ödediğini kaydetti.

Emeklilik hakkı kazanıp emekli maaşı almaya başlayanların yüzde 26'sının tam zamanlı, yüzde 4'ünün de yarı zamanlı olarak çalışmayı sürdürdüğünü dile getiren Eriş, “Emeklilerin yüzde 30'u çalışmaya devam ediyor. Yüzde 12'si de iş arıyor. Emekli olduktan sonra tam zamanlı olarak çalışma süresi de ortalama 8 yıl...” diye konuştu.

Şu anda çalışmakta olanların kadınlarda 51, erkeklerde ise 57-59 yaşları arasında aktif çalışma hayatından ayrılması gerektiğini düşündüklerini belirten Eriş, ancak kendilerinin ne zaman aktif çalışma hayatından ayrılacakları sorulduğunda verilen yaş değerlerinin ortalamasının 65-70 yaşları arasında değiştiğini, bunun geçim kaygısı ile ilgili olduğunu söyledi.

Eriş, 55 yaş üstündeki kişilerin aylık ortalama hane gelirinin bin 169 lira olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:
“Evli olanların aylık geliri bin 233 lira, dul olanların aylık geliri ise 915 liradır. Sadece emekliler dikkate alındığında aylık ortalama hane geliri bin 290 liradır. Emekliler içinde evli olanların aylık ortalama geliri bin 321 lira, dul olanların aylık ortalama geliri ise bin 87 liradır.

Emeklilerin aylık hane gelirini oluşturan kalemlere ve toplam gelir içindeki paylarına baktığımızda, emekli maaşı yüzde 49,7'sini, eşin emekli maaşı yüzde 17,4'ünü, çalıştığı için elde ettiği maaş yüzde 10,8'ini oluşturuyor. Çocuklardan alınan desteğin de yüzde 6,5 olması dikkati çekici...

Emekli olduktan sonra tam ya da yarı zamanlı çalışmaya devam edenlerin aylık ortalama geliri bin 610 liradır. Emekli olduktan sonra bir süre çalışıp artık çalışmayan ya da hiç çalışmamış olanların aylık ortalama geliri ise bin 170 liradır.
Çalışmayan emekliler arasında çocuklarından destek alanların sayısı, çalışan emeklilere göre daha fazladır. Dolayısıyla bu gruptaki emeklilerin çalışmaması, gereksinimleri olmamasından çok gereksinimlerini başka kaynaklardan karşılamalarında yatmaktadır.”

Bülent Eriş, 55 yaş üstü kişilerce yapılan aylık ortalama harcamanın 100 lirası yaşlıların çocukları tarafından yapılmak üzere bin 200 lira olduğunu, aylık hane gelirlerin ortalamasının da 55 yaş üstü tüm örneklemde yaklaşık bin 200 lira iken, sadece emekliler dikkate alındığında bin 300 lira olduğunu ifade etti.

“Katılımcılardan maddi olarak çalışmaya ihtiyacı olanların rahatça geçinebilmeleri için yeterli olduğunu ifade ettiği aylık tutar, yaklaşık 2 bin 100 lira” diye konuşan Eriş, harcama kalemlerinin de daha çok temel ihtiyaçlara yönelik olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“55 yaş üstü kişilerin büyük bir bölümü, emekli maaşlarının kendilerini geçindirmeyeceğini düşünmektedir. Gelirin yeterli olmaması, biran önce emekli olup yeni bir işle geliri artırma eğilimini körüklemektedir.

Katılımcıların yüzde 58'i yatırım ve birikim yapmaya 25-35 yaşları arasında başlamıştır. 40 yaş sonrası yatırım yapmaya başlayanların oranı ise yüzde 17'dir. Mevcut durumda da Bireysel Emeklilik müşterilerinin büyük bölümü, 30-40 yaş aralığında bulunmaktadır.

Araştırmada kişilere gençlik dönemlerine geri dönebilseler, yaşlılık yıllarına hazırlanmak için ne yapacakları da soruldu. En çok belirtilen tercih yüzde 60 ile gayrimenkul edinmek olurken, bunu yüzde 41 ile bankada para biriktirmek ve yüzde 13 ile altın almak izledi.”

BEKLENTİ “ÇOK DAHA KÖTÜYE” KAYDI

Boğaziçi Üniversitesi'nden Öğretim Üyesi Ali Tekcan da yaşlılık gelirinin yeterli olmayacağını düşünenlerin, gelişmiş ülkeler içinde de azımsanmayacak bir oranda olduğunu belirtti.

Tekcan, bu oranın Türkiye'de yüzde 65 olduğuna dikkati çekerek “Türkiye'nin bu ülkeler içindeki en kötümser ülkelerden daha da olumsuz olduğu görülmekte. Fransa'da yüzde 53 olan bu oran, İtalya'da ve Japonya'da yüzde 57...” diye konuştu.

Araştırma şirketi olan AXA Equitable Retirement Survey'in 2006 yılında 11 gelişmiş ülkede yaptığı araştırmaya göre ideal emeklilik yaşının 55 olduğunu dile getiren Tekcan, “Ancak bu araştırmaya katılanlar, bu yaşın gerçekçi olmadığının bilincindeler. 62 yaş civarında emekli olacaklarını düşünüyorlar” dedi.

Tekcan, şunları kaydetti:
“Türkiye ile bu on ülke arasındaki en önemli farklardan bir diğeri ise çocuklarından ve/veya akrabalarından destek aldığını belirtenlerin oranıdır. Bu çalışmada elde ettiğimiz oran yüzde 23 iken, AARP çalışmasındaki gelişmiş on ülkede bu oran ortalama olarak yüzde 4'tür.

55 yaş üstü kişilerin yüzde 75'i Türkiye'nin güncel ekonomik durumu konusunda olumsuz görüşe sahiptirler. Bu durum önemli ölçüde küresel ekonomik kriz ve daha öncesinde Türkiye'de başlayan ekonomik büyümenin yavaşlamasından kaynaklanması muhtemeldir. Görüşülen kişilerin üçte ikisi bir yıl öncesine göre hem kendi durumunun hem Türkiye'nin durumunun kötüye gittiğini düşünmektedir.

Bir sonraki yıldan beklentilerin, gerek Türkiye gerek kendi durumları açısından bu yıla göre 'daha kötü'den 'çok daha kötü'ye kaydığı görülmektedir. İnsanlarda geleceğe yönelik olarak yaşam koşullarının gittikçe artan oranda gerileyeceği kuşkusu bulunmaktadır.

Tüm bunlara rağmen, örneklem içinde yer alanların yüzde 46'sı hayatından 'memnun' ya da 'çok memnun'dur. Kişilerin hayatlarından memnun olmalarının en sık belirtilen nedenleri arasında yüzde 71 ile 'sağlıklarının yerinde olması', yüzde 54 ile 'çocukları ve aileleri ile ilişkilerinin iyi olması' ve yüzde 32 ile 'maddi güvencelerinin olması' yer almaktadır. Hayatından memnun olmayanların bu durum için en sıklıkla belirttikleri nedenler ise ekonomiktir.”

Yapı Kredi Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez de araştırma kapsamındaki en çarpıcı sonucun, 55 yaş üstündeki kişilerin ortalama bin 300 lira gelir elde ederken normal bir yaşam standardını korumak için ortalama 2 bin 100 lira gelir beklentisi olmaları olduğunu söyledi.

Bu beklentinin de 55 yaş üstündeki kişileri çalışmaya mecbur ettiğini vurgulayan Türkölmez, “bu sonuçlar, Bireysel Emeklilik Sistemi'nin (BES) ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyuyor” diye konuştu.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Türkölmez, bir soru üzerine dünyada özel emeklilik alanında yavaş yavaş zorunlu sisteme geçildiğini, Türkiye'de de bu konumu önümüzdeki yıllarda gündeme geleceğini söyledi.

Türkölmez, diğer bir soru üzerine de “BES'te çıkma ve durmalar azaldı. Krizin etkileri, yavaş yavaş kayboluyor” diye konuştu.

Türkölmez, araştırmanın 10 ilde 55 yaş üstündeki 843 kişi ile yüz yüze görüşülerek yapıldığını bildirdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!