Güncelleme Tarihi:
Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, illerinin yeni teşvik sisteminde üçüncü bölgeye alınmasına kızarak, “Bizim bakan uyudu” diyen Trabzonlular’a sitem etti. Bayraktar: “Eline değnek geçiren hemen belden aşağı vuruyor. Eleştiri yaparken yapıcı olmalı. Biz Trabzon’u sanayide köpürteceğiz, desek yapabilir miyiz” diye sordu.
3. Organize Sanayi Bölgeleri Çevre Zirvesi’ne katılan Bakan Bayraktar, Trabzon’un 1999 Marmara depreminden sonra nüfusunda patlama yaşandığını ve 1 milyon 40 bine ulaştığını söyledi. Ancak daha sonra bu sayının 757 bine gerilediğini belirten Bayraktar, hastane ve öğrenci çokluğu, limanın varlığı nedeniyle gelirinin yüksek göründüğünü söyledi.
ALLAH’IN EMRİ DEĞİL, DEĞİŞİR
“Bizim bakan uyudu” diyen hemşerilerine “Teşvikler daha ince elenip sık dokunarak yapılmış. Ama teşvikler Allahın emri değil. Bakanlar kurulunda, ilgili bakanlıklarla yine konuşuruz, değişiklikler olabilir” sözleriyle yatıştırmaya çalıştı.
Ancak Bayraktar, Trabzon’un sanayi kentinden ziyade; coğrafi konumu, tarihi ve kültürel altyapısı nedeniyle ticaret, turizm ve eğitim kenti olabileceğini anlattı. Bunun için ellerinden geleni yaptıklarını, havayolu, denizyolu ve karayolundan sonra şimdi de demiryolunu kente getireceklerini müjdeledi. Demiryolu da geldikten sonra kentin ‘dört dörtlük’ olacağını vurguladı. Trabzon’da lojistik merkezi kurulması gerektiğinin altını çizen Bayraktar, hem lise hem de üniversite düzeyinde yeni eğitim kurumları getirmek için de çabaladıklarını söyledi.
KAVGAYA HAKKIMIZ YOK
Trabzon Değirmendere’deki çimento fabrikasının kalkacağını ve Değirmendere’den Maçka’ya Sümela’ya kadar olan bölgeyi turizm merkezi yapacaklarını açıklayan Bayraktar, “İnsanlar buraya geldiklerinde tadı ağızlarında kalacak. Asgari müşterek ne ise orada birleşip yürüyeceğiz. Kavgaya hakkımız yok. Kenti yeniden ayağa kaldırıyoruz” diye konuştu.
Kentsel dönüşümle birlikte Türkiye’de müthiş kalkınma hamlesi başlayacağını anlatan Bayraktar, “Türkiye’de müthiş bir sanayi, kalkınma olacak. Müşavirlik, mühendislik, teknik mühendislik gelişecek. Enerjiyi savuran binalardan kurtulacağız. Almanya son 20 yılda 50 kat enerji tasarrufu yapan binalar üretmeye başladı. -40 derecede evi az bir enerjiyle ısıtıyorlar. Biz de düşük enerjiyle ısınmayı sağlayacağız. Bu gücümüz var. Çocukların odalarından çıkıp okula gittiği binalar bitecek; yerine bahçesi, parkı, sosyal donatı alanları olan siteler gelecek, şehirlerimiz güzelleşecek” dedi.
DOMATES TARLASINDA FABRİKA OLMASIN
Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu ve Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ise sanayi tesislerinin mutlaka organize sanayi bölgeleri veya küçük sanayi sitelerinde olması gerektiğini söyledi. Kızılderililerin “Biz dünyayı atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan ödünç aldık” sözünü anımsatan Özdebir, “Sanayileşmemizi çevreye duyarlı ve saygılı biçimde gerçekleştirmeliyiz. Tarım ürünleri deposu gösterilerek veya çeşitli nedenlerle yol kenarına, su kenarlarına, tarlaların ortasına sanayi tesislerinin kurulması kesinlikle önlenmelidir. Bir sanayi ürününü her türlü arazide üretebiliriz. Ama domatesi her arazide üretemeyiz. Daha fazla kar edeceğiz, diye domates tarlasına fabrika yaparsak, yüz binlerce hatta milyonlarca yılda oluşmuş o tarım arazisini kaybederiz” dedi.
OSBÜK Başkanı, Bakan Bayraktar’dan bakanlığın belediyelere yaptığı gibi OSB’lerin merkezi arıtma tesislerine de karşılıksız mali destek vermesini istedi. Ayrıca tehlikeli ve tehlikesiz katı atıkların bertarafını sağlayacak tesislerin yetersizliğini vurgulayarak, arıtma çamuru sorununa dikkat çekti. “yetersiz olan bu tesislerin çoğalması ve rekabetçi bir yapıya kavuşması için teşvik verilmeli ve bu süre içinde cezai işlem yapılmamalı” dedi.