Güncelleme Tarihi:
Merkez Bankalarının temel görevi olan enflasyon hedeflemesinde Süreyya Serdengeçti’nin döneminde hiç sapma olmazken Durmuş Yılmaz dömeninde Başçı dönemine göre daha fazla sapma olduğu ve daha fazla reel faiz yükü olduğu halde bugünkü gibi bir tartışma ortamının bulunmadığına dikkat çekti.
GOLÜ KURTARMAYA ÇALIŞIYOR
Saltoğlu sunumunda şu bilgilere yer verdi: “2002-2006 yılları arasında Süreyya Serdengeçti döneminde zaten çok yüksek rakamlardan aşağı inildiği için enflasyon hedefindan sapma olmadığı görülüyor. O dönemde ortalama yüzde 13.75 reel faiz söz konusu. 2006-2010 Durmuş Yılmaz döneminde ise yüzde yüzde 68’lik bir enflasyon sapmasına karşın 5.38 oranında bir reel faiz uygulanıyor. 2010 yılından itibaren Erdem Başçı döneminde de, yüzde 56’lık enflasyon sapması ve sadece yüzde -0.38 reel faiz söz konusu. Konuya maliyet açısından baktığımızda en az reel faizin Başçı döneminde olmasına rağmen en büyük eleştirinin de kendisine yöneltildiğini görüyoruz. Ben açıkçası enflasyon-faiz tartışmasının teknik bazdan kopmasını doğru bulmuyorum. Bu kadar şiddetle yürüyen tartışmalara nlam veremiyorum.”
Türkiye’nin hedeflediği büyümeyi sağlaması ve sürdürebilmesi için yapısal reformları mutlaka hayata geçirmesi gerektiğinin altını çizen Saltoğlu, “Ekonomi yönetimi bugüne kadar biraz finansla kalecilik yaparak golü kur kurtarmaya çalıştı. Ama artık özellikle reel sektörün büyümesini sağlayacak adımlar atmalı. Haziran 2015 seçimlerinden sonra oluşacak yeni ekonomi yönetiminin büyüme stratejisini belirlemesi gerekiyor” dedi.
2006’DAN BERİ İDARE EDİYORUZ
BİLKENT Üniversitesi İktisat Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Refet Gürkaynak da, Türkiye’nin 2006’dan bu yana idare ettiğini belirterek, “2008’den bu yana ekonomi yönetimi açısından işe yarar pek bir şey olmadı. Yaşananların ne kadarının 2008 küresel krizden ne kadarının Türkiye’nin kendi içindeki gelişmelerden yaşandığını tam olarak söylemek zor. Ancak gelinen noktada Türkiye’nin kırılganlıklarını iyice öğrendik. Öyleki Türkiye’nin artık sadece siyasi değil siyasi gündemi olumlu şekilde toparlandığı zaman da başına bela olmaya devam edecek iktisadi riskleri var. Örneğin Merkez Bankası ilk yarıda baz etkisi ve petrol fiyatlarının düşmesiyle alakalı olarak ve tabi siyasi baskı ile faiz indirimine gitse bile, bunu ikinci yarıda şartlar değişince artırması gerektiğini biliyor. Dolayısıyla aslında Merkez Bankası şu anda hükümeti hükümetten koruyor. Burada hükümetten kastım Cumhurbaşkanı” diye konuştu.