Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2010 15:56
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, Renault Mais A.Ş. Türkiye Satış Müdürü Merih Tüzün ile “Mersin 4. Otomobil, Ticari Araçlar Fuarı”nda (MOF) düzenlediği basın toplantısında, Renault'un geçen yıldan itibaren büyük bir değişim yaşadığını söyledi.
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, “Türkiye'nin amiral gemisi olan Renault Fluence önümüzdeki yıldan itibaren elektrikli otomobil olarak dünya gündemine geliyor” dedi.
Fuardaki otomobillerin hemen hepsinin geçen yıl pazarda satışa sunulduğunu ifade eden Aybar, “Megan Hatchback ve Coupe ile başlayan değişim, Laguna Coupe, arkasından Fluence, Grand Scenic, Megan Sport Tourer ve bir süre önce lanse ettiğimiz Koleos ile birlikte ürün çeşidimiz büyük bir zenginliğe kavuştu. Geçen yıldan beri başlattığımız değişim ürünlerimizin yeni hali ile huzurlarınıza getirmekten mutluluk duyuyoruz” diye konuştu.
Değişimin her zaman olağan olduğunu, değişim olmazsa hayatın gelişmeyeceğini vurgulayan Aybar, şöyle konuştu:
“Ancak önemli olan ihtiyaçların belirlendiği anda, insanların yeni arayışlar içinde olduğu anda o değişimin öncüsü olmaktır. Bu anlamda Renault değişimi gündeme getirdi. 15 yıldır süregelen bir çabamız var. Özellikle geleceği çok daha temiz, çok daha kirlenmemiş bir dünyayı insanlara bırakmak için elimizde olan imkanları seferber ederken, minimum karbondioksit salınımını önemsediğimizi gösterdik. Böylece daha az kirliliği hedefledik. Bu şu anda artık tek başına yeterli değil. Çünkü başka aşamaları da başarmamız lazım. O anlamda Renault büyük bir adım attı ve artık dünyada geleceğin elektrikli otomobillerle şekilleneceğini lanse etti. Bu anlamda 'Drive The Change' (otomobili değiştiriyoruz, hayatı değiştiriyoruz) adıyla yeni bir slogan ortaya attı.”
Türkiye'nin amiral gemisi ve kendilerinin gururu olan Renault Fluence'in önümüzdeki yıl elektrikli araç olarak dünya gündemine geleceğine işaret eden Aybar, “Hepimiz bunun büyük heyecanı içindeyiz. Elektrikli araçlar sıfır karbondioksit salıyor. Biz hayatı değiştirirken otomobilleri de değiştirip, dünyayı otomobillere değil, otomobilleri dünyaya uyumlu hale getirmeye öncülük ediyoruz. Bunu yaparken de, diyoruz ki herkes elektrikli otomobil üretebilir, ama bunu herkes için yapmayı iddia ederek ortaya çıkmak bir öncülüktür. Renault olarak bu öncülüğü paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Artık dünyayı hiç kirletmeyen bir elektrikli otomobille dolaşabilmenin verdiği büyük farklılık, ayrıcalık olacak” dedi.
Elektrikli otomobil ile ilgili çalışmalar yürütülürken, alt yapının tamamlanması ve şarj istasyonlarının oluşturulması gerektiğini altını çizen Aybar, bunun örneklerinin Avrupa'da ortaya çıkmaya başladığını ifade etti.
Türkiye'nin de mutlaka bu araçların iç pazarda satılabilir bir alt yapıya kavuşturulması gerektiğini vurgulayan Aybar, şöyle devam etti:
“Yoksa dünyanın bu en yeni teknolojisinin Türkiye'de sürekliliğini sağlamak mümkün olmaz. Bu devletin katkıları olmadan olmaz. Girişimlerimiz devam ediyor. Umuyoruz ki bu yıl bitmeden bunun sürdürülen çalışmaların meyvelerini alırız. Araç önümüzdeki yıl lanse edileceği için şu anda vaktimiz var. Ama, zaman kaybetmemek çok hızlı davranmak lazım. Yapılması gereken yasal düzenlemeler var, alt yapı çalışmalarına ihtiyaç var. Devletin bu konuya yaklaşımı olumlu, konsensüs var ama artık fiiliyata eyleme geçmenin zamanı.”
Elektrikli araçların kullanımında çok büyük ekonomik katkı sağlanacağına dikkati çeken Aybar, “Mesela bir otomobil 100 kilometrelik yolda aşağı yukarı 5 litre yakıt yakıyor. Bu 16-18 lira arasında değişiyor. Aynı mesafede tükettiğiniz elektrik, bugün uygulanan fiyatla 3 liranın altında olacak” diye konuştu.
SOSYAL PROJELER GELİYOR
Aybar, Renault olarak sosyal sorumluluk projelerini Türkiye genelinde dalga dalga yaymaya devam ettiklerini söyledi.
İlkokul ikinci sınıf öğrencilerine yönelik Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa yürüttükleri “Sokakta İlk Adımlar” projesi ile 8 yıl boyunca toplam 40 ilde 500 bin ilkokul ikinci sınıf öğrencisine ulaştıklarını anlatan Aybar, şunları kaydetti:
“Yani çocuklarımıza trafikte, yollarda nasıl güvenli ve emniyetli seyir içerisinde bulunabileceklerini daha bu yaşta aşılıyoruz. Bununla da yetinmiyor, yine Milli Eğitim Bakanlığı desteği ile tüm sürücü ehliyeti alacak olan sürücü adaylarına, sürücü kurslarında güvenli sürüş teknikleri eğitimi verdiriyoruz. Türkiye'nin ilk otomobil sporları eğitim merkezi ile birlikte on binlerce Renault sahibi müşterimize güvenli sürüş teknikleri eğitimi veriyoruz. Sadece geçen yıl 7 bin müşterimiz bu eğitimlerden yararlandı.”
SEKTÖRDE PAZAR BÜYÜYOR
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Aybar, geçen yıl uygulanan ÖTV indiriminin sektöre ciddi bir rahatlama getirdiğini söyledi. Bu yıl böyle bir beklentilerinin olmadığını ifade eden Aybar, şöyle konuştu:
“Kriz kendisini çok şiddetli hissettirdiği ve bunun etkilerinin Türkiye'de ortaya çıktığı dönemde uygulanan ÖTV indirimi 6,5 aylık ciddi bir rahatlama getirdi. Pazar hiç beklemediğimiz ölçüde, 2008'in üzerinde sonuç verdi ve sektör nefes aldı. Fakat bu yıl böyle bir beklentimiz yok. Pazar, yıl başından itibaren tahminlerimizin de ötesinde iyi gidiyor. İlk üç ay 103 bin satış olmuştu. Bu ay 60 bine yakın yakın satış bekliyoruz. Bu geçen yılın nisan ayına göre oldukça iyi bir sonuç ve sektörde genişleme ve büyümenin devam ettiğini göstermektedir. Temennimiz ve dileğimiz bu gelişmenin yılın ikinci yarısını da kapsamasıdır. Eğer tahminlerimiz tutarsa yıl sonunda geçen yılki gibi 557 bini bulan hatta onu da aşan geçen pazarı yakalamak içten bile değil. Türkiye'deki potansiyel büyük, yeter ki moralleri bozucu gelişmeler olmasın, makro ekonomik istikrar devam etsin.”
İlk üç ayda geçen yıla göre yüzde 7'lik artış yaşandığına dikkati çeken Aybar, hafif ticari araçlarda ise bu oranın geçen yıla göre yüzde 20 üzerinde olduğunu kaydetti.
ÖTV indirime sayesinde kısa çalışma ödeneklerine müracaatların kalktığını, vardiyaların azalmadığını dolayısıyla sektörde kan kaybı yaşanmadığını ifade eden Aybar, “Bu sene korkumuz vardı. Ancak pazardaki ilk dört aydaki eğilim bizi bu korkularla baş başa bırakmadı” şeklinde konuştu.