Elektrik piyasasında 'Fiyat sancısı'

Güncelleme Tarihi:

Elektrik piyasasında Fiyat sancısı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 05, 2011 12:34

Rüzgar Enerjisi ve Su Santralleri İşadamları Derneği (RESSİAD) Başkanı Tolga Bilgin, “içinde bulunduğumuz elektrik piyasasında oluşan fiyatlar, bırakın yeni yatırımcı çekmeyi, mevcut yatırımcıyı da mağdur ederek, yeni yapılacak enerji yatırımların önünü tıkamaktadır” dedi.

Haberin Devamı

RESSİAD Başkanı Bilgin A.A muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin en önemli yenilenebilir enerji kaynaklı santrallerinden olan rüzgar enerjisi santralleri ve nehir tipi hidroelektrik santraller enerji havuzu içinde kurulu güç olarak kayda değer bir büyüklüğe ulaşıldığını belirtti.

Bugün serbest üretici statüsündeki rüzgar santrallerinin kurulu gücü 1500 megavat (mw) , nehir tipi su santrallerinin kurulu gücü ise 3500 mw olduğuna işaret eden Bilgin, yenilenebilir enerji kaynaklarının özel sektör marifetiyle bu noktaya gelmesinde eski Piyasa Mali Uzlaştırma Mekanizması (PMUM) sisteminde oluşan 3 zamanlı fiyatların önemli katkısı olduğunu, proje finansmanı yapan bankalar ve yatırıma karar veren yatırımcıların da piyasa fiyatlarının
oluşturduğu trendi yeterli görerek bu yatırımları gerçekleştirdiğini kaydetti.

Haberin Devamı

Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği (DUY) sistemi ile Elektrik Piyasasının daha istikrarlı, daha şeffaf ve daha adil olması hedeflendiğini hatırlatan Bilgin, şöyle devam etti:

“Ancak, DUY'da kuralların açıkça belirtilmesine rağmen, gerçek uygulamada bu kurallara bazen uyulmadığı gözükmektedir. Ayrıca sistemde bazı yapısal hatalar, uygulamaya geçince ortaya çıkmıştır. Bu sebeplerden sistem fiyatları, uygulamanın başlangıcından beri dengesiz ve mevcut üretim maliyetlerinin çok altında oluşmuş ve işletmede bulunan tüm özel sektör santralleri ile yeni yatırım kararı alacak olan yatırımcıları olumsuz etkilemiştir. Bu yüzden sistemdeki gerçek zamanlı arz talep dengesini yansıtan serbest piyasa fiyatları oluşamamakta ve ulusal kaynakların verimli ve optimum kullanılmasını sağlayan ve yatırımcılara yol gösteren sinyaller verilememektedir. Bu durumdan, dengeleme birimi olan doğalgaz, kömür gibi santraller de olumsuz etkilenmektedir. Özellikle bazı dönemler fiyatların 2-3 kuruş/kWh hatta 0 kuruş çıkması, gün öncesi ve gün içi ortalamaların 6-7 kuruş/kWh civarında seyretmesi çoğu dengeleme santrallerinin daha fazla zarar etmemek için üretimlerini durdurmasına yol açmıştır”

BİR ÇOK YATIRIMCI BANKA KREDİSİ GERİ ÖDEMELERİNDE ZORLANIYOR

Piyasadaki bu durum rüzgar ve nehir tipi su santralleri için daha vahim noktaya geldiğini savunan Bilgin, rüzgar ve nehir tipi su santrallerinin dengeleme birimi santraller gibi önceden öngörülebilir bir üretim programı olmadığından, gün öncesi yapılan üretim tahminleri çoğunlukla tutmadığına dikkati çekti. Ayrıca, gün öncesi ile gün içinde oluşan fiyatların farklı ve istikrarsız oluşmasından dolayı bu santrallerde üretilen elektrik çok düşük fiyatlara ve hatta bazı günler üretim yapılmasına rağmen para kazanmak yerine üstüne para verilerek sisteme verildiğini ifade eden Bilgin, bunun sonucu olarak ay sonu ortalaması normalde üretim maliyetlerine göre çıkması gereken fiyatların çok altında çıktığı ifade etti.

Haberin Devamı

Bu şekilde yatırım kararı verirken fizibilitelerini minimum 13-14 kuruş/kWh olarak yatırım kararı alan yatırımcıların zarar ettiğini anlatan Bilgin, bir çok üyenin projenin ilk senelerde kendisini geri ödememesi sebebiyle banka kredisi geri ödemelerini kendi öz kaynakları ile desteklediğini söyledi.

Saatlik uzlaştırma ile gün öncesi ve anlık piyasalarda oluşan fiyatların normalde maliyet esaslı gerçek fiyatları yansıtması gerektiğini vurgulayan Bilgin, ayrıca oluşan bu fiyatlar sistemde arz-talep dengesinin bozulmaması için bir sinyal görevi görerek yeni yatırımların yapılmasını sağlaması gerektiğini belirtti.
Bilgin, “maalesef içinde bulunduğumuz elektrik piyasasında oluşan fiyatlar bırakın yeni yatırımcı çekmeyi mevcut yatırımcıyı da mağdur ederek yeni yapılacak enerji yatırımlarının önünü tıkamaktadır” dedi.

BU KADAR LİSANS BAŞVURUSU KİMSEYİ ALDATMAMALI

Gerek yenilenebilir kaynaklı santraller için, gerekse son dönemde dengeleme santralleri olan kömür, doğalgaz santralleri için yapılan 60.000 MW'a
ulaşan lisans başvuruları olduğuna dikkati çeken Bilgin, bu kadar çok lisans başvurusunu bir anlamda “fırsatçılık” olarak gördüğünü söyledi.

Haberin Devamı

Aralarında az da olsa bazı yatırımcıların gerçekten yatırımı yapmak için lisans aldığını veya lisans başvurusu yaptığı bilinse de çoğunluğun ileride ya bu santralleri yapamayacağını ya da sistem fiyatları tekrar yatırım sinyali vermeye başlayana kadar bekleyip sonra lisansı devir edeceğini tahmin etmenin hiç de zor
olmadığını diye getiren Bilgin, şunları kaydetti:

“O yüzden bu başvurular özellikle piyasayı yöneten değerli yöneticilerimizi ve bürokratlarımızı aldatmamalı. Bu başvurular hem sisteme gerçek yatırımcıların girmesini engelliyor, hem de vakit kaybettiriyor. O yüzden öncelikle yatırım kararı verme de en önemli kriter olan istikrarlı ve adil bir piyasa fiyatının oluşması gerçek yatırımcıların sistemde çoğalmasını sağlayacaktır.”

DENGESİZ VE MALİYETLERİN ALTINDAKİ PİYASA FİYATLARI NASIL DÜZELİR?

Sistemdeki ani fiyat değişimlerinin ve özellikle gün öncesi ve dengeleme güç piyasası arasında aynı saat içinde oluşan büyük fiyat farklarının oluşmaması için yapılması gerekenin anlık dengesizliklerin sistem fiyatına yansıtılması olduğunu ifade eden Bilgin, böylece sistem dengelendikten sonra yapılan her müdahalenin yeni sistem içindeki fiyatlarla oluşacağını ve yapay fiyatların oluşmayacağını söyledi.

Haberin Devamı

Türkiye üretiminin yüzde 73'ünün devlet kurumları olan EÜAŞ ve TETAŞ'ın kontrolünde olmasının da serbest piyasanın genel ruhuyla çeliştiğini belirten Bilgin, Tüketimin karşılanmasında kamudan ve otoprodüktör tesislerden arta kalan sadece yüzde 19'luk bir pay için birbirleriyle yarışan serbest üretim şirketlerinin, maliyetlerini fiyatlara yansıttığında devletle rekabet edemediğini ve bunun sonucu olarak fiyatlar yapay olarak düşürülerek üreticilerin mağdur edildiğini ifade etti.
Bu durumun, EÜAŞ'ın üretim portföyünün, öncelik termik santrallere verilmek kaydıyla, özelleştirilmesi ile önlenebileceğine işaret eden Bilgin, “Bu özellikle kömür santrallerinde devlet elinde atıl kalmış kapasitenin kullanılmasını ve daha piyasada gerçek maliyetleri yansıtan fiyatların oluşmasını sağlayacaktır.” dedi.
Tüketim bildiren piyasa katılımcıları ve bazı dengeleme birimleri santrallerinin, gün öncesinde üretmeyi veya tüketmeyi taahhüt ettikleri üretim veya tüketim programına uymadığını anlatan Bilgin, bu durumun yönetmelikler de belirtilen denetimlerin yapılması ve öngörülen yaptırımların uygulanması ile çözülebileceğini ifade etti.

Haberin Devamı

RESSİAD Başkanı, böylece piyasa katılımcıları gerçek üretim ve tüketim değerlerini bildirmek zorunda kalarak sistemin gerçek arz-talebe göre dengelenmesinin sağlanacağını, daha da önemlisi piyasa katılımcılarının arasında adil bir sistem oluşturulacağını sözlerine ekledi.

ELEKTRİK BORSASI KURULMALI

TEİAŞ'ın Üretim Kapasite Projeksiyonuna göre en erken 2016 ve en geç 2019 yılında enerji arz açığı beklendiğine işaret eden Bilgin, bu anlamda yeni üretim tesislerinin yapılmasının önem arz ettiğini vurguladı.

Önümüzdeki 5 yıl içerisinde ortaya çıkabilecek olası bir enerji darboğazının tüm ülkeyi zor durumda bırakabileceğini ifade eden Bilgin, bu duruma çözüm olarak Türkiye'de mutlaka gerçek piyasa fiyatlarını yansıtan ve tüketiciler ile (Dağıtımcılar ve Serbest Tüketiciler) üreticileri çeşitli vadelerde ikili anlaşma yapmak üzere buluşturan bir enerji borsasının kurulması gerektiğini bildirdi.

Bilgin, böylece borsadan gerçek ve istikrarlı fiyat sinyalini alan yatırımcıların bu göstergelere göre yatırım yapma kararı alabileceğini, borsa da oluşan fiyatların ayrıca dağıtımcıların düzenlemeye tabii perakende satış tarifeleri için de bir referans fiyat oluşturacağını kaydetti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!