A.A
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2012 12:08
Dünya Enerji Konseyi Türkiye Milli Komitesi Başkanı Süreyya Yücel Özden, Türkiye'de elektrik üretimi ile tüketimi arasındaki dengenin kimi zaman bıçak sırtı olduğunu belirterek, “2008 yılında yaşanan küresel kriz olmasaydı biz 2009 yılında elektrik kesintileriyle karşı karşıya kalabilirdik. Krizin etkisiyle sanayinin çarkları yavaşladı ve talep düştü” dedi.
Özden, elektrik tüketiminin uygarlığın temellerinden biri olduğunu ifade ederek, vatandaşa daha çok elektrik sunulmasıyla Türkiye'deki uygarlık düzeyinin artırılabileceğini söyledi.
Türkiye'de enerji sektörünün temel iki probleminin bulunduğunu, bunlardan ilkinin tüketimin artması ikincisinin ise verimlilik olduğunu belirten Özden, bu iki sorunun çözüme kavuşturulması halinde ülkenin enerjide rahat bir nefes alabileceğini dile getirdi.
Türkiye'nin elektrik üretiminde alternatif kaynaklara daha çok yönelmesi gerektiğini vurgulayan Özden, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının son dönemde yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmenin olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.
Sağlıklı bir elektrik piyasası için üretim ile tüketim arasındaki dengenin sürekli göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade eden Özden, “Türkiye'de elektrik üretimi ile tüketimi arasındaki denge kimi zaman bıçak sırtı. 2008 yılında yaşanan küresel kriz olmasaydı biz 2009 yılında elektrik kesintileriyle karşı karşıya kalabilirdik. Krizin etkisiyle sanayinin çarkları yavaşladı ve talep düştü. Eğer kriz olmasaydı ve talep artmaya devam etseydi, o dönem yaz aylarında bir kaç gün de olsa elektrik kesintisi söz konusu olabilirdi” diye konuştu.
“Ders çalışmadan ihalelere giriyorlar”
Günümüzde elektrik arzında yaşanan bazı sıkıntıların nedeninin sektörde yapılan özelleştirmelerin plansızlığından kaynaklandığını savunan Özden, şunları kaydetti:
“Türkiye 2001 yılına kadar elektrikte yap-işlet-devret modeliyle yapılan birkaç tesis dışında kamu ağırlıklı bir yapıya sahipti. 4628 sayılı yasanın (Elektrik Piyasası Kanunu) 2001'de yürürlüğe girmesinin ardından kamuoyunda 'Türk enerji sektörü özelleşti' şeklinde bir hava yaratıldı. Oysa yasanın çıkmasıyla sektör hemen özelleşmedi. Burada geçiş dönemi hesaba katılmadı ve zamanla bildiğimiz çeşitli sıkıntılar baş gösterdi. Hatırlanırsa son rüzgar yatırımlarına kadar aradan geçen 8-9 yılda özel sektör yatırım ortamı yok diyerek yakınıyordu. Biz özelleştirmedeki bu yanlış strateji nedeniyle enerjide 8-9 yıl kaybettik.”
Süreyya Yücel Özden, elektrik üretimi ve dağıtımı işinin göründüğü gibi basit olmadığını oldukça teknik yapısının bulunduğunu vurgulayarak, Türkiye'de birçok firmanın işin teknik kısmını hakim olmadan elektrik dağıtım ihalelerine teklif verdiğini ileri sürdü.
Bazı firmaların “Elektrik dağıtımı nedir, kaça mal oluyor, bu işte uygun fiyat nasıl hesaplanır?” sorularına doyurucu cevabı veremeden kendilerini ihaleyi kazanmış olarak gördüğünü aktaran Özden, “Şirketler derslerini çalışmadan elektrik ve doğalgaz ihalelerine giriyor; böyle olunca da evdeki hesap çarşıya uymuyor ve teminatlarını yakma pahasına kazandıkları ihaleden vazgeçiyorlar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının ve EPDK başkanının son dönemde 'lisans alıyorlar ama gereğini yapmıyorlar' çıkışların altında da hep bu yatıyor” dedi.