Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği'nin (DUY) uygulamaya konulmasıyla, Türkiye'nin elektrik sistemi, 1 Ağustos'tan itibaren, Gölbaşı'nda bulunan Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi'ne (TEİAŞ) bağlı Milli Yük Tevzii Merkezi'nden yönetilmeye başlandı.
Merkezde Türkiye'nin saatlik, günlük, aylık ve yıllık olarak ne kadar elektrik tüketeceği, buna karşılık santrallerin ne kadar üretim yapması gerektiği çok küçük sapmalarla (tahmin gücü yüzde 99) hesaplanıyor. (Örneğin merkez yetkilileri, bugün Türkiye'de 530 milyon kilovatsaat elektrik tüketileceğini belirtiyorlar)
Bu çerçevede, kamu ve özel sektör elektrik üreticileri de hangi gün ve hangi saatte ne kadar elektrik üreteceklerini ve kaç liradan satacaklarını Milli Yük Tevzii Merkezi'ne bildiriyorlar.
Merkezin ortasındaki dev sinoptik panoda, Türkiye genelinde dengeleme birimindeki tüm santraller, bu santrallerin üretim ve iletim üniteleri ayrıntılı bir şekilde yer alıyor. Bu pano 24 saat takip ediliyor. Santraldeki üretim üniteleri devre dışında ise yeşil ışık, devrede ise kırmızı ışık yanıyor. Herhangi bir santralin üretim birimindeki arıza halinde panodaki göstergeler de anında sinyal vermeye başlıyor.
Dengeleme sistemi içinde şu anda 13'ü özel sektöre, diğerleri kamuya ait 56 adet santral (150 ünite) bulunuyor. Halen, ünite gücü 50 mw, santral kurulu gücü 100 mw olanlar dengeleme sisteminin içinde yer alabiliyor.
TERAZİ GÖREVİ GÖRÜYOR
Merkezin işleyişine ilişkin A.A muhabirine bilgi veren Milli Yük Tevzii Merkezi Daire Başkanı Hüseyin Onay, Türkiye'nin elektrik ihtiyacının mevsime, aya, güne ve günün değişik saatlerine göre değiştiğini belirterek, “Bu değişimi bir dengede tutmak lazım. Bir terazi düşünün, bir kefeye elektrik üretenler, diğer kefeye tüketenleri koyun. Terazi dengede ise Türkiye'nin elektrik sistemi iyi işletiliyor” anlamına geliyor.
Türkiye'nin elektrik frekansının yani akan elektriğin saniyedeki titreşim sayısının 50.00 hertz (hz) olduğunu belirten Onay, ”49.8-50.2 arasında işletilirse doğru işletildiği anlamına gelir. Bunun altında kaldığınız veya üstüne çıktığınızda tedbir alınması gereken bir durum var. Yani işletmeciliğiniz iyi değil demektir” diye konuştu.
-ÜRETİMİN YÜZDE 85'İ DENGELEME BİRİMİNDE-
Çok küçük santraller ile muafiyet verilen akarsu santralleri, rüzgar santralleri, kojenerasyonlar, biyogaz ve biyokütle santralleri ile akışkan yataklı termik santrallerinin verimlerinin düşmemesi için zorunlu olarak dengeleme sistemine davet edilmediğini anlatan Onay, ”Ama sisteme katılmak istiyorlarsa müracaat edebiliyorlar” diye konuştu.
Dengeleme sistemine dahil olmamanın piyasa dışında kalmak anlamına gelmediğine de işaret eden Onay, dengeleme biriminde olanların fiyat vererek piyasa fiyatını belirlediklerini, dengeleme sisteminde olmayanların ise piyasada oluşan fiyatlar üzerinden sisteme elektrik verebildiklerini veya sistemden enerji çekebildiklerini söyledi.
Türkiye'deki elektrik üreticilerinin yüzde 85'inin dengeleme sistemi içinde bulunduğunu belirten Onay, Türkiye'deki kurulu gücün 39 bin mw civarında bulunduğunu, 33 bin 500 mw'lık gücün de dengeleme sistemi içinde olduğunu söyledi.
-MEKANİZMA NASIL ÇALIŞIYOR?-
Sistem içinde piyasanın çalışması konusunda bilgi veren TEİAŞ Elektrik Piyasası Daire Başkanı Ünal Terzi ise şu bilgileri verdi:
“Sistem işletmecisi, piyasa işletmecisine, ertesi gün her bir saat için ihtiyacı olan enerji miktarını bildiriyor. Biz bu piyasaya enerji satmak veya piyasadan enerji almak isteyenlerin fiyat tekliflerini en ekonomik sıralamayı gerçekleştiren bir modülle sıralayarak sistemi dengelemeleri için santrallere, üretimlerini artırmaları veya azaltmaları yönünde talimatlar veriyoruz. Bu anlamda her bir saat için sistemi dengeleme talimatı verilen en pahalı santralin fiyatı bu dengelemeye katılan tüm santrallere ödeniyor. Biz buna marjinal fiyatlandırma diyoruz.
Aynı şekilde sistemde enerji fazlası var iken sisteme yüksek miktarda üretim programı vermiş dengeleme birimlerine üretimlerini düşürmeleri, ama buna karşılık üretemedikleri enerjiyi piyasadan bizim üzerimizden almaları yönünde bir teklif gönderiyoruz. Burada da yine sıralamamız en pahalıdan en ucuza doğru oluyor. Dengeyi sağlayan en ucuz santralin fiyatından bu sisteme katılan diğerlerine enerji veriyoruz. Bu da marjinal fiyatlandırmanın bir gereği.”
-KÜÇÜK ÜRETİCİLER İÇİN BÜYÜK AVANTAJ-
Üreticilerin fiyat öngörüleri yapabilmek için pahalı altyapı ve insan kaynaklarına ihtiyaç duyduklarını anlatan Terzi, büyük yatırımcıların fiyat öngörülerini yüzde 100'e yakın bir doğrulukla gerçekleştirdiklerini, ancak küçük işletmecilerin bunu yapamadıklarını söyledi.
Terzi, “Bu mekanizma küçük işletmecilere de, iyi öngörülerde bulunup fiyatı tahmin etmiş üreticilerin verdiği fiyattan enerji alıp satma imkanı getirdiği için onları piyasada çok daha rahat pozisyon almaya teşvik ediyor. Böylece küçük yatırımcılar için de listenin dışında kalmak gibi bir kabus olmuyor. Bu anlamda adaletli bir mekanizma” diye konuştu.
Türkiye'nin enerji yapısına bakıldığında pek çok küçük üretim tesisi bulunduğunu anlatan Terzi, “Bu sistem otoprodüktör grupları, üretim şirketleri gibi işletmelerin de bu piyasada rahatlıkla ticaret yapmasına, fazla büyük risklere girmeden alış satış yapmasına imkan tanıyan bir mekanizmadır” diye konuştu.
-AVRUPA İLETİM SİSTEMİNE BAĞLANMA ÇALIŞMALARI-
Bu arada TEİAŞ yetkilileri, Türkiye'nin iletim sistemini Avrupa'ya bağlamaya yönelik bir projesi bulunduğunu da belirterek, konuyla ilgili çalışmaların tamamlanmak üzere olduğunu bildirdiler.
TEİAŞ yetkilileri, “Avrupa'da 500 mw'lık dev bir sistem var. Biz de 25-30 min mw civarındaki iletim sistemimizi bununla birleştireceğiz. Bu sistemle frekansımız hem daha iyi olacak hem de bölgesel yardımlaşma yapabileceğiz” diye konuştular.
Konuyla ilgili Bulgaristan bağlantısının uzun yıllardır bulunduğunu, Yunanistan bağlantısının da bitmek üzere olduğunu anlatan yetkililer, şu anda test çalışmalarına başlandığını, bir yıl içerisinde sistemin devreye girmesini beklediklerini söylediler.