Elazığ'dan çıkıyor! İtalya, Almanya, Hollanda ve Rusya tonlarca alıyor

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Ocak 24, 2019 11:42

Elazığ'da 8 yıl önce 100 ton alabalık ile işe başlayan girişimci, şimdi kurduğu 4 tesisle 800 ton alabalık ve Soman üretimi gerçekleştirerek bir çok ülkeye ihraç ediyor. Şu anda 38 kişiye iş imkanı sağlayan girişimci, kurmayı planladığı işleme tesisleriyle istihdam sayısını 250'ye çıkarmayı hedefliyor.

Haberin Devamı

Türkiye'nin etrafı göllerle çevrili yarım adası konumundaki Elazığ’da 8 yıl önce 100 ton alabalık ile işe başlayan girişimci, şimdi kurduğu 4 tesisle 800 ton alabalık ve somon üretimi gerçekleştirerek başta İtalya, Almanya, Hollanda ve Rusya olmak üzere bir çok ülkeye ihraç ediyor.

Elazığdan çıkıyor İtalya, Almanya, Hollanda ve Rusya tonlarca alıyor

3 çocuk babası Bedri Türkay (60), 8 yıl önce 12 kafes ile İlk önce Tunceli'nin Çemişgezek ilçesinde alabalık üretimine başladı. İlk zamanlar yılda 100 ton üretim yapan Türkay, daha sonra işlerini büyüterek 38 kişiye istihdam sağlayan Elazığ'ın Karakaya ve Keban Barajında 3 ve Erzincan’ın Kemaliye ilçesine 1 olmak üzere toplam 4 tesis kurdu. 120 kafes ile üretime devam eden Türkay, yılda 800 ton alabalık ve somon üretmeye başladı. Üretiminin yüzde 50’sini İtalya, Almanya, Hollanda ve Rusya’ya ihraç eden Türkay, diğer yarısını ise ülke genelindeki işletmelere gönderiyor.

Haberin Devamı


Elazığdan çıkıyor İtalya, Almanya, Hollanda ve Rusya tonlarca alıyor

Tesislerde çalışanlar ise yoğun bir mesai harcıyor. Balıkların sağımını yapan alanında tecrübeli çalışanlar, ardından bunları kuluçkada dolaplara alıp, 20 gün sonra yavruya dönüşmesini sağlıyor. Balıklar 13 ile 15 ay arasında beslenerek satışa sunulacak seviyeye ulaşıyor.


Elazığdan çıkıyor İtalya, Almanya, Hollanda ve Rusya tonlarca alıyor

8 yıldır bu işi yaptıklarını belirten Bedri Türkay, “100 tonla başladık. Bugün 800 ton üretim yapıyoruz. Yüzde 50’sini yurtdışına ihraç ediyoruz. İtalya, Almanya ve Hollanda’ya gönderiyoruz. Diğer kalan kısmını da yine içerideki işletmelere veriyoruz. Bu da yurt dışına gidiyor. Ülkemize katma değer olarak dönüyor. Zor, kolay değil. Ama zevki bir iş. Hızlı gelişen bir iş. Önce yumurtayı sağıyoruz. Daha sonra kuluçkahanede dolaplara atıyoruz. 20 gün kaldıktan sonra gözleniyor ve yavruya dönüşüyor. Bu balıklar 13-15 aydan önce sofraya gelmiyor. Zorluklara karşın zevkli bir iş. İşimi seviyorum ve severek yapıyorum. Şuanda 38 kişiye istihdam sağlıyoruz” dedi.

Haberin Devamı


Elazığdan çıkıyor İtalya, Almanya, Hollanda ve Rusya tonlarca alıyor

“RUSYA 150 TON BALIK İSTEDİ”

Karakaya Barajı’nda ve Ağın ilçesinde tesisleri olduğunu aktaran Türkay, “Bir tane de Erzincan’ın Kemaliye ilçesinin Kuşak Köyünde bir işletme var. Kuşak köyündeki kara tesisi, diğerleri ise baraj tesisidir. Ağın’daki tesisimizde geçen yıl başkaları aracılığı ile Rusya’ya balık verdik. Türkiye’de ilk düzgün ve kaliteli giden balığın bizim olduğunu söylediler. Bu sene yine geldiler ve bağlantı yaptılar. Şuanda bu sene bir arkadaşımızla beraber 150 ton bizden ve 150 ton da diğer arkadaştan olmak üzere balık sözleşmesi yaptık. Mayıs’ta gelip, balığı götürecekler. Bu balıklar 4-5 kilo civarında Somon cinsidir. Bu iş büyüyecek. Bundan çok eminiz. İşleme fabrikası yapacağız. İlerleyen süreçte yem fabrikası düşünüyoruz. Gittikçe büyüyecek. Sektörümüz çok büyüyen bir sektördür. Yeter ki işine sahip çık. Buralar kurulduğu zaman en azından 250 kişi istihdam edilecek” diye konuştu.

Haberin Devamı


Elazığdan çıkıyor İtalya, Almanya, Hollanda ve Rusya tonlarca alıyor

 

 

 

“KAR YAĞINCA, ERZİNCAN SINIRINDAKİ TESİSTE ZORLUK ÇEKİYORLAR ”

Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Kuşak köyünde tesisleri olduğunu dile getiren Türkay, şunları kaydetti:
“Burada bizim 1 kilometrelik yolumuz var. Kar yağdığında programa dahil olmadığı için açmıyorlar. Sorumlu olmuyoruz diyorlar. Biz her iki tesisin programa dahil edilmesini istiyoruz. Bir de tesisimizin yanından 250’lik borularla 15 köye su veriliyor. Biz buradan tesisimize bir musluk içme suyu istiyoruz. Çünkü derenin suyu içilmiyor. Büyüklerimizden bunu arzu ediyoruz. Yolumuz olmadığı için dağdan iniyoruz. Bir gece vaktine denk geldiğimiz zaman bir adam düşse 5 takla atar. Biz orada yumurta yaşıyoruz. Bu yumurta yine taşınabilir ama yarın yavruyu taşıyacağımız zaman yol kapalıysa bu yavruyu taşımayız. Hepsi burada ölür ve telef olur. Bu da milli servettir. Bence herkesin cebinde çıkacak bir paradır. Yumurtalar aşağı indirilirken kar çok, yer dik ve çetin. Bu yerde bir tana adamın elinden bir kova düştüğü zaman binlerce yumurta telef olup gidiyor. Bunu da yaşadık.”

BAKMADAN GEÇME!