Ekonomiye 107 trilyon TL teminat

Sigortacılar, ekonomiye 107 trilyon teminat verdi, verilen sigorta teminatı tutarı GSMH’nın 35 katına çıktı. Türkiye Sigorta Birliği (TSB), sigorta ve emeklilik sektörünün büyütülmesi, sektörün gelecek 5 yıllık stratejilerini oluşturmak için “Sigorta ve Emeklilik Sektörü Strateji Belirleme Çalıştayı” düzenledi. Kamu kurumları, sigorta ve emeklilik sektörünün temsilcilerinin bir araya geldiği Çalıştaya; TSB Başkanı Can Akın Çağlar, Cumhurbaşkanlık Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürü Murat Kayacı, Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı Mete Güler, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu katıldı.

İKİNCİ BÜYÜK SEKTÖRÜZ

Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan Can Akın Çağlar, “Gelecekteki 5 yıl içinde önceliklerimiz, sigorta sektörünün değişen, dijitalleşen dünyada nereye konumlanması gerektiği ve yarı kamusal hizmet sunan bir sektör olarak kamunun içinde olduğu dönüşüm sürecine eşlik etmek olacak” dedi. Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) hakkında değerlendirmelerde bulunan Çağlar, 2018’de 54 milyar TL prim üretimi gerçekleştirdiklerini, BES’te ise 95 milyar TL’lik fon birikimine ulaştıklarını belirterek, “Sektör büyüklüğümüzü GSMH’nın sadece yüzde 1.4’üne kadar getirebildik. Sektör olarak 185 milyar TL aktif büyüklüğe ulaştık” şeklinde konuştu. Çağlar, finans sektörünün yüzde 88’inin bankacılıktan oluştuğunu, yüzde 4.2’lik pay ile ikinci büyük sektörün sigortacılık olduğuna değinerek, şunları söyledi: “Dünya boyutunda ülkemiz 17. büyük ekonomi ama sigortacılıkta 39. sırayız. Avrupa’da kişi başına düşen sigorta harcaması bin 650 dolar, bizde ise sadece 149 dolar. Bunu gören yabancılar Türkiye’ye geldi ve sigorta pazarına 7.9 milyar dolar sermaye aktardı.”

35 MİLYAR TL HASAR ÖDEDİK

Avrupa’da sigortacılığın, GSMH’nın yüzde 6.5’ ini oluşturduğunu, Türkiye’de ise yüzde 1,4’lerde olduğunu vurgulayan Çağlar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu rakam küçük gibi gözükebilir ama sağladığımız fayda GSMH’nın 35 katı. Ekonomiye ver-diğimiz güvence 107 trilyon TL. Sektör olarak baktığımızda 142 milyar TL’lik tasarrufa ulaşmış durumdayız. Payımızı yukarı çıkarırsak Türkiye›deki tasarrufların yüzde 25›ini sigorta sektörü üretir hale gelecek.” Çağlar, sektörün asli görevinin hasar ödemek olduğunu da ifade ederek, 2018’de 35 milyar TL hasar ödendiğini söyledi. Çağlar, “Bunu güne çevirmek gerekirse her iş günü sektör 140 milyon TL hasar ödüyor. Bu da sektörün, her gün 53 bin kişiye hasar ödediği anlamına geliyor” dedi. 

YOL HARİTASINI BELİRLİYORUZ

TSB Başkanı Can Akın Çağlar, sigorta ve emeklilik sektörlerinin gelecek 5-10 yılını şekillendirmek için Çalıştay düzenlediklerini belirterek, şu bilgileri verdi: “Danışman bir şirketle anlaştık; yaptığımız Çalıştay’ın sonuçlarını alacak, dünyadaki sigorta sektörlerini inceleyecek. TSB dediğinizde, bunun altında holding yapılanması var. Sekiz tane farklı şirket bulunuyor; Sigorta Bilgi Merkezi var, Tahkim Komisyonu var, Güvence Hesabı var. Bunların her birinin de hakları, hukukları birbirinden farklı. Bunları görelim istedik. Bu çalışmanın devamı da var. Genel Kurul’da onay alabilirsek tüm bu yapıları tek bir bina çatısı altında toplamak istiyoruz. Bu verimliliğe de katkı yapar. Bu yapılanma sayesinde ileride kişilerin sigorta geçmişlerini çıkartıp, reel sektörün risk anlayışını değiştireceğiz. Her gün onlarca trafik kazası oluyor, onlarca fabrika yanıyor; bunların hepsinin bilgisine sahibiz. Böylece kamuyu da yönlendirebiliriz.”

SİGORTAYA BDDK BENZERİ YAPI

Cumhurbaşkanlık Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Finans Ofisinin en önemli işlevlerinden birinin sermaye piyasalarının derinleştirilmesi, bankacılık sisteminin nispi ağırlığının azaltılması ve diğer araçlara alan açılması olacağını belirterek, şunları söyledi: “Sigorta sektörü zor bir sektör. Alınacak çok yol var ancak sektörün kat ettiği yolu da unutmamak gerekir. Sigortacılıkta da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) benzeri bir yapı kurulabilir mi, bir regülasyon kurumu olabilir mi; belki bunu da sektörün tartışması lazım. Sektörlerden giden öneriler en azından alışılagelmişten çok daha hızlı tepki alabiliyor. Yeni fikirler geliştikçe ve karar alıcılara iletildikçe, bu konularda çok daha hızlı sonuç alınacak.”

SEKTÖRDEN HAMLE BEKLİYORUZ

Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürü Murat Kayacı, toplam sigorta teminatının GSMH’nın 35 katı seviyesinde olmasının sektörün ülke için önemli fonksiyonunu yerine getirdiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Kamu otoritesi olarak bizlerin işi sigortacılığın ve bireysel emekliliğin sağlıklı büyümesini sağlayacak politikalar üretmek. Sektörden beklentimiz ise piyasa ihtiyaçları ile uyumlu ürünler geliştirmek ve zorunlu sigortalarla sınırlı kalmayıp; bunların dışında finansal sigortalar, ticari alacak sigortası, kefalet sigortası gibi reel sektöre destek verecek ürünlerle potansiyeli harekete geçirmeleridir. Banka sigortacılığına sıkışmış hayat sigortaları uygulamasında sektörden hamle bekliyoruz. Emeklilik sisteminin parçası olan yıllık gelir sigortasına ağırlık verilmesini, tamamlayıcı sağlık sigortalarına biraz daha ağırlık verilmesini bekliyoruz.”

ÖZKAYNAKLARI YETERLİ

Sigorta Denetleme Kurulu Başkanı Mete Güler, sigortacılığın büyümeye devam ederken finansal sağlamlığını da koruduğunu belirterek, şunları söyledi: “GSYH’nın 35 katına ulaşan teminat sigortacılığın ekonomimiz açısından önemli bir yere sahip olduğunu göstermekte. 2018’in ikinci dönemi itibariyle sermaye rasyolarına baktığımızda elementer şirketlerde yüzde 147, hayat ve emeklilik şirketlerinde ise yüzde 280 olarak gerçekleşti. Sektör, yükümlülüklerini karşılayacak özkaynağa sahip. 2018’de faiz gelirlerinde artışla birlikte şirketlerin mali gelirleri de arttı ve bu da finansal tablolara olumlu yansıdı. Geçen yıl yaptığımız incelemelerde de şirketlerin mali bünyelerine etki edecek kur riski ile karşı karşıya olmadıklarını gözlemledik.”

62 ŞİRKETTEN 7’Sİ BORSADA

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, sigortacılığın finansal sistemde önemli bir yeri olmasına rağmen istenen büyüklüğe ulaşamadığını ve prim üretiminin kısıtlı kalmasının sermaye piyasalarına akacak fonları da kısıtladığını belirterek, şunları söyledi: “Hava koşullarına ve doğal afetlere dayalı türev ürünler ve afet bonoları gibi sigortaya dayalı menkul kıymetler sermaye piyasalarında ürün çeşitliliğini artırmaya yardımcı olacaktır. Doğal afet bonoları ve türev araçlar bir anlamda sigortanın menkul kıymetleştirilmesidir. Sigorta sektöründeki 62 şirket varken borsamızda işlem görmekte olan sigorta şirketi sayısının sadece 7’de kalması bu alanda yapılacak çok şey olduğunu gösteriyor.”