Güncelleme Tarihi:
ÖZDEBİR, gazetecilerle sohbet toplantısında, son dönemde tahsilatta yaşadıkları problemlerden dolayı birçok sanayicinin sıkıntı yaşadığını ve varlıklarını koruyabilmek için konkordato yoluna başvurduklarını söyledi.
Bu başvuruların artmasının borçlu firmaların alacaklılarını da sıkıntıya düşürdüğünü belirten Özdebir, "Bu sıkıntılar nedeniyle insanlar dolmuş vaziyette." diye konuştu.
Ekonominin yüzde 50'sinin temelinde moral olduğuna işaret eden Özdebir, "Türkiye'nin geleceğine inanıyorum. Mevsimin bazen kış olduğu, fırtınalı günlerin yaşandığı zamanlar olacak ama bahar ve yaz ayları da tekrar gelecek. Buna da çok fazla zaman kalmadığı kanaatindeyim." ifadesini kullandı.
"2-3 TANE DAHA PETKİM'E İHTİYACIMIZ VAR"
Türkiye'nin ortalama 10 yılda bir ekonomik sıkıntılar yaşadığına dikkati çeken Özdebir, cari açığın Türkiye ekonomisinin hassas konularından biri olduğunu bildirdi.
Özdebir, ülkedeki teknoloji seviyesi ve eğitim sistemindeki zaafların yaşanan sorunların temelini oluşturduğunu vurgulayarak, "Türkiye'ye tekrar güvenin tesis edilmesini, fon girişini konuşuruz. Bu fonun da bir bedeli var. Adeta Türkiye'nin kanını, insanlarımızın alın terini sömürüyor. Bu birikimler yurt içinde kalsa çok daha fazla iş yapabiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Her kesimin buradan kendisine vazife çıkartması gerektiğini belirten Özdebir, Türkiye'nin daha önceki krizlerden sanayicisinin çabasıyla ve ihracatıyla çıktığını anımsattı.
Özdebir, cari açığı düşürmek için mal ticaretiyle ilgili daha fazla üretim yapılması gerektiğine işaret ederek, "Bunun için hangi kalemlerden cari açık veriyorsak, bunları yerli imkanlarla üretmek için gerekli yatırımları yapabilmemiz lazım. Türkiye'nin 2-3 tane daha PETKİM'e, demir-çelik tesisine ihtiyacı var." dedi.
"BANKACILIK SİSTEMİMİZİN SİYASETLE İLİŞKİLERİ KOPARTILMALI"
Türkiye İş Bankası hisselerinin Hazineye devriyle ilgili tartışmalara da değinen Özdebir, bunun gündemi meşgul etmek için ortaya atıldığına inandığını söyledi. Özdebir, bu tartışmanın yabancı yatırımcılar üzerinde çok fazla etkisinin olmayacağını dile getirdi.
Özdebir, olayın iki yönünün olduğunu ifade ederek, bunlardan ilkinin Atatürk'ün vasiyetinde birtakım şartlar ortaya konulması olduğunu belirtti. Söz konusu vasiyetin tek taraflı bir irade beyanı olduğunun altını çizen Özdebir, "Bunun yok sayılması, hukukun üstünlüğüne çok fazla sığacak bir olay değil." diye konuştu.
Olayın başka yönlerinin de bulunduğuna işaret eden Özdebir, Siyasi Partiler Kanunu'nda siyasi partilerin ticaretle uğraşamayacaklarına ilişkin hüküm bulunduğunu hatırlattı.
Özdebir, şunları kaydetti:
"Bu, eski bir hüküm. Doğrusu da bu. Siyasi erkin ticaretle uğraşması etik bir durum değil. ABD başkanları göreve geldiklerinde kendi işlerini bir kayyuma devrediyorlar. Görevde kaldıkları süre boyunca ticaretle iştigal etmiyorlar. Bu anlamda bir siyasi partinin banka gibi bir finans kuruluşunun yönetiminde bulunması hoş bir şey değil. Orada bir parti olarak (CHP) kar payı alma gibi bir durum yok ama yönetimde, karar yeter sayısı 6 kişi. Bunların 4'ü CHP'den olursa bu, yönetimde temsil açısından ciddi bir ağırlık demektir. Tabii ki bu birtakım dedikodulara sebebiyet veriyor. Piyasa şartlarından çok daha düşük faizlerle birilerine kredi kullandırıldığı gibi birtakım dedikodular var. Doğrudur, değildir bilmiyorum ama bazı şeylerin şüyu vukundan daha beterdir."
Özdebir, Türkiye İş Bankasının ülkenin en iyi yönetilen bankalarından olduğunu vurgulayarak, "Bu bankanın isminin şaibeli şeylerle anılması hoş değil. Atatürk'ün bu mirası amacına uygun kullanılabilir. Yalnız Türkiye İş Bankasının değil, bankacılık sistemimizin siyasetle ilişkilerinin kopartılması lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni Ekonomi Programı'na ilişkin de değerlendirmede bulunan Özdebir, programının kendileri açısından en önemli yanının altyapı yatırımlarına kaynak aktarmaktan vazgeçilerek mevcut kaynakları piyasada bırakıp, reel sektörün kullanımını daha da rahatlatmak olduğunu bildirdi. Özdebir, "Devlet piyasaya ne kadar fazla para bırakırsa o kadar iyi." dedi.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR