Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 2002 00:00
ÜLKE ekonomisi, bir defa kötü yola düşmeye görsün. Ne Harvard'lı doktor Cavallo, Arjantin'de; ne de Princeton'lu doktor Derviş, Türkiye'de başarıyı garanti edebilir.Akla şu da gelebilir. Eğer ünlü üniversitelerden doktoralı iktisatçıların ilmi yetmiyorsa, Nobel ödüllü olanlar işe alınsın. Madem ki ekonomi bir bilimdir, bu işi dünyada kim en iyi biliyorsa, o bilgin kişi getirilir, masanın başına oturtulur, ‘‘İşte kebap, işte baklava; çöz arkadaş şu Türkiye'nin ekonomik meselelerini, masrafı neyse veririz’’ denir. Usta da işi yapar, parayı kapar. Biz de rahat ederiz. O kadar basit değil mi? Hayır değil!Gündemdeki konu, ekonomi nasıl canlanacak? Öneri, vergiler indirilsin. Karşı görüş, vergiler inerse bütçe açığı artar, bu da istikrar programının sonu demektir. Peki, ekonomide durgunluk devam ederse her tür verginin matrahı küçülmez mi? Bu durumda vergi yüzdeleri indirilmese bile vergi gelirleri düşmez mi? O zaman da bütçe açığı büyümeyecek mi? Bu da istikrar programının sonu olmaz mı?Vatandaş şaşırmış soruyor: Anlamadım, nasıl yani? Ne yapılırsa yapılsın, bu programın sonu yok mu? Hayır, şart değil. İşleri o şekilde yönetebiliriz ki, bugünkü ‘‘azgelişmiş ve istikrarsız’’ ülke konumundan çıkıp, birkaç yıl sonra ‘‘azgelişmiş, ama istikrarlı’’ bir ülke haline gelebiliriz. İstikrar tesis edildikten sonra da, yıllık yüzde 6'lık bir büyüme temposunu yakalayabiliriz. Lakin hazır reçetesi yok bu işin. Başarı şansını yükseltmek için neler olması gerekir, onlara temas edeyim.1. Halkın daha fazla fakirleşmesine sebebiyet vermesi pahasına da olsa, enflasyonla mücadeleden taviz verilmeyeceğini hükümet ve muhalefet ayrı ayrı ilan eder.2. Hükümetin ve muhalefetin bu kararlılığı, ‘‘enflasyon, durgunluktan iyidir’’ diye düşünen ve olayı bir ‘‘tercih’’ olarak gören halkın enflasyon beklentilerini kırar.3. Enflasyon beklentisi kırılınca, ücret, kira, faiz ve kárlarda artış beklentisi durur, hatta geriler. Yukarıda sıralanan üretim faktörü fiyatlarının durması ve hatta düşmesi, mal ve hizmet fiyatlarındaki artışları yavaşlatır hatta geriletir.4. İstikrara kavuşan fiyatlar, düşük enflasyon şeklinde istatistiklere yansır.5. Enflasyonun resmen düşmesiyle birlikte, faizler tekrar iner. Faizlerinin inmesi, devlet bütçesinde fazlaya sebep olur. Devlet, harcamalarını artırır. Düşük faizler, taksitli satışları cazip hale getirir. Tüketim temayülü yüksek genç nüfus, ‘‘beklenen kazancını’’ harcamak için, çarşıya çıkar. Siparişler artar, eleman alımı başlar ve ekonomi canlanır.Şimdi de çok kullanılmaktan etkisini yitirmiş, ama sağlıklı bir ekonomi için ‘‘olmazsa olmaz’’ mahiyetindeki bazı temel şartları tekrar edelim.1. ‘‘İhtiyacın olan krediyi, halktan mevduat olarak topla’’ anafikri üzerine kurulu ‘‘grup bankacılığı’’ ahlaksızlığına son verilir.2. Kamuda, özel sektörde ‘‘kár zarara bakma, büyük iş yap’’ geleneğine son verilir.3. Zararlı şirketler kesilir biçilir; ya kár eder hale getirilir ya da kapanır.4. Kısa vadeli sermaye hareketleri (sıcak para) caydırılır.5. Ucuz
döviz-yüksek faiz tuzağına bir daha asla düşülmez.6. Kamuda israf, Silahlı Kuvvetler tarafından, ‘‘yakın ve ciddi’’ tehdit olarak ilan edilir.SON SÖZ: Halk olmasa, ekonomi çok kolay idare edilir.
button