Güncelleme Tarihi:
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, hükümet olarak oluşturdukları güven ortamı ve ülkenin uluslararası arenadaki itibarının en önemli değerleri olduğunu söyledi.
Denizli Anemon Oteli'nde düzenlenen 39. Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısının açılış konuşmasını yapan Babacan, İç Anadolu Bölgesi için Konya, Güneydoğu Anadolu Bölgesi için de Şanlıurfa'da düzenledikleri bölgesel Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantılarının üçüncüsünü Ege Bölgesi için Denizli'de düzenlediklerini ifade etti.
İzmir, Aydın, Muğla, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak, Manisa ve Denizli'den valiler, belediye başkanları, ticaret ve sanayi odaları, borsalar ve üniversite rektörlerini bugün tek çatı altında bir araya getirdiklerini dile getiren Babacan, toplantıda 7 bakanın yanı sıra 10 bakanlıktan karar verici konumdaki üst düzey yöneticilerin, bölgenin sorunlarını dinleyeceğini ifade etti.
“Hükümet olarak her türlü kararımızda her türlü tasarrufumuzda istişareye ve toplumsal uzlaşmanın tesisine büyük önem atfediyoruz” diyen Bakan Babacan, ekonomik, siyasal ve sosyal konuların, toplumun tüm taraflarınca sahiplenilmesinin, aldıkları kararların uygulanabilirliğini kolaylaştırdığını ve bu kararların ömrünü uzattığını düşündüklerini dile getirdi.
Politikalarını katılımcı demokrasi anlayışı içinde oluşturduklarını, Mayıs ayından bu yana bir çok sektör ve kesimin sorunlarını dinlemek üzere bir araya geldiklerini, burada gündeme getirilen sorunların imkanlar ölçüsünde çözüme kavuşturduklarını dile getiren Babacan, bugün de toplantı sonrası Ankara'ya giderek gerekeni yapacaklarını ifade etti.
“EFELER DİYARI, EGE BÖLGESİ”
Ege Bölgesi'nin bereketli topraklar üzerinde, doğal ve kültürel zenginliklere, jeopolitik avantajlara sahip bir bölge olduğunu belirten Babacan, Kurtuluş Mücadelesi'nde destanlar yazan Efeler Diyarı Ege Bölgesi'nin, Cumhuriyet tarihi boyunca ulusal kalkınmada çok önemli roller üstlendiğini ifade etti. Babacan, şöyle devam etti:
“TÜİK'in en son verilerine göre Ege Bölgesi'ndeki 8 ilimiz, Türkiye'deki her 100 liralık katma değerin 14 lirasını oluşturuyor. Sanayi üretiminin 2008 yılında yüzde 11'i Ege Bölgesi'nde gerçekleştiriliyor. Ülkemizin toplam ihracatının yüzde 10'unun biraz üzerindeki bölümü, bu 8 il tarafından yapılıyor. Global ekonomik krizden, Avrupa'da yaşanan durgunluktan Ege Bölgemiz, özellikle ihracata yönelik üretim yapan tesisler olumsuz etkilendi. Geçtiğimiz yılın son üç ayından itibaren ihracat rakamlarında toparlanma görüyoruz. Şöyle bir mukayese edecek olursak, bu 8 ilde 2009 son üç ay ihracat rakamı, 2008 son üç ayına göre yüzde 5 arttı. TİM verilerine göre Ocak'ta da yine 8 ilimizin toplam ihracatı, önceki yılın Ocak'ına göre yüzde 15 artış gösterdi. 855 milyon dolara kadar düşen ihracat, bu sene 984 milyon dolara çekildi.
Küresel kriz döneminde aldığımız önemli tedbirlerden biri de yatırımlara uyguladığımız teşvik programı. Türkiye genelindeki sonuçlarını geçtiğimiz günlerde açıkladık. Ege Bölgesi'ne bakacak olursak, sonuçlar yine oldukça iyi. Teşvik uygulamamız henüz yeni olmasına rağmen Temmuz-Aralık döneminde 8 ilde 237 yatırım için teşvik belgesi düzenlendi. Yatırım toplamı 1 milyar 700 milyon lira tutarında.”
"GÜVEN VE İSTİKRAR İÇİN KARARLIYIZ"
Bakan Babacan, görevde bulundukları 7 yıllık süreçte sürekli olarak ekonomide başarının temel faktörünün, güven ve istikrar olduğunu vurguladıklarını, güven ve istikrarı sağlamak için son derece hassas, kararlı bir duruş sergilediklerini söyledi.
Bir ülkenin ne kadar doğal kaynağa sahip olursa olsun, hazırdaki varlıklar bakımından ne kadar zengin olursa olsun, güven ve istikrara sahip değilse istenen başarının elde edilemeyeceğini ifade eden Babacan, şöyle devam etti:
“Biz işte bu yüzden ekonomi anlayışımızda politikalarımızda popülizme asla prim vermedik, bir işin doğrusu neyse onu yaptık. Yatırımcımıza, üreticimize, halkımıza, önlerini geleceği daha iyi görebilmelerini sağlamak için sağlam bir güven ve istikrar zemini oluşturarak hedefler koyduk, ulaştık, sözler verdik yerine getirdik. Biliyoruz ki güveni oluşturmak zahmetlidir, vakit alır, ağır ağır oluşur. Güvenin, itibarın nasıl oluştuğunu en iyi iş dünyası anlar.
Güveni kaybetmek de çok kolaydır. Yılların birikimini bir haftada, bir gecede yitirirsiniz. Bizim hem hükümet olarak oluşturduğumuz güven, hem Türkiye'nin uluslararası arenadaki saygınlık ve itibarı en önemli değerlerimizdir. İtibarı olmayan, güven sağlanmayan bir ülkenin kaynakları mevcut varlığıyla sınırlıdır. Güven ve itibarı sağlarsanız, dünyanın kaynakları sizin emrinize sunulur. Bunu Türkiye olarak fiilen yaşadık, gördük.
'Türkiye bu krizden en az etkilenen ülkelerden birisi olacaktır' dedik. Krizden en hızlı çıkacak ülkelerin başında da Türkiye yer alacaktır' dedik. Bunu bugün pek çok uluslararası kuruluş teyit ediyor. Dünya Bankası, IMF, AB raporlarına bakın, '2010'da en hızlı büyüyecek ekonomi Türkiye ekonomisi olacak' diyor. Bu raporlar, 'Gelecek 40-50 yılın dünyada en önemli ekonomilerinden biri Türkiye olacak' diyor ve bunu krizin ortasında diyor.”