Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2007 00:00
Nazilli Sümerbank’ta çalışan bir işçinin oğlu Halil Filiz, sanat enstitüsünü ve Yıldız Makine’yi bitirip Simtel’de kalıpçılığı öğrendi. 1986’dan itibaren kendi şirketi Fimak Plastik’le girişimci olan Halil Filiz’in ’atık ayıklayan’ makineleri şu ana kadar 22 ülkeye satıldı. Filiz, şimdi de evsel atıklardaki biyolojik maddeleri gübreye dönüştüren makine üzerinde çalışıyor.
İZMİR’deki Fimak Plastik Makine Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin (Fimak Plastik) sahibi Halil Filiz’in ürettiği atık pet şişe, plastik kırma, hurda bakır kablo geri dönüşüm, eski oto lastikleri geri dönüşüm makineleri dünyaya satılıyor. Şu ana kadar 22 ülkeye makine satmayı başaran Halil Filiz’in Türkiye’de ilk kez yaptığı makinelere TÜBİTAK’tan da destek geldi. Filiz, şu anda evsel atıklar içindeki biyolojik atıkların gübreye dönüştürülmesini sağlayacak bir makine üzerinde çalışıyor. Babasının Nazilli Sümerbank’ta ’dokuma ustası’ bir işçi olduğunu belirten Halil Filiz şöyle başlıyor anlatmaya: "1947 doğumluyum. Babam ’bir
altın bileziğin olsun’ diye sanat enstitüsüne gönderdi. Metal bölümünü bitirip Yıldız Üniversitesi’ne gittim."
SİMTEL’DEKİ KALIPÇI: Üniversiteyi gündüzleri Simtel’de çalışıp akşamları okuyarak bitiren Halil Filiz, o dönemde Simtel’in İtalya’dan bir kalıpçı getirdiğini belirtiyor ve şöyle konuşuyor: "Bu benim için büyük bir fırsat oldu ve çok iyi kalıpçılık öğrendim. 1972’de askerlikten sonra İzmir’de Afa hoparlör fabrikasına girdim. O fabrikada kalıplar yapmaya başladım. Orada çalışırken de 1977’den itibaren küçük bir tezgah oluşturdum. Fabrika sahibi beni bu konuda destekledi. Afa kapanınca 1986’da kendi işimi kurdum."
PLASTİKÇİ OLDUM: Halil Filiz, kendi işini kurup kalıpçı olarak yola çıkar ama dükkanın bulunduğu yer İzmir’de şehir dışındadır ve oraya çalışacak usta getiremez. Bunun üzerine iş olsun diye dükkanına ikisi yeni ikisi ikinci el 4 tane plastik enjeksiyon makinesi alır. Bir süre sonra plastik atıklarının geri kazanımıyla ilgili bir makine yapma ihtiyacı hisseder. Halil Filiz, şöyle devam ediyor: "Kendim bir kırma makinesi yaptım. Bir plastikçi geldi ve o makineyi satın aldı. Meğer ötekilerde temizleme için bıçağı komple sökmek gerekiyormuş. Benimkinde bu iş zahmetsiz çözülmüştü."
ATIKLARA KAFAYI TAKTIM: Halil Filiz, ilk ürettiği plastik kırma makinesinden sonraki gelişmeleri de şöyle özetliyor: "Baktım ki talep var bende bu makineden daha çok üretmeye başladım ve satışlar da iyi gitmeye başladı, artık makineci olmuştum. Sonra büyük makineler de üretmeye başladık. Farklı konularda geri dönüşüm üretimine de yöneldik."
Kablonun bakırını ayıran makineyle düze çıktımFİMAK Plastik’in sahibi Halil Filiz, 1996’da yılda 125 makine satabilen bir makine üreticisi konumuna geldiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: "O yıl bir karar aldım ve çok eski olan fabrikadaki makine parkımı yeniledim. Bunun için
KOBİ desteklerinden de yararlandım. Biraz da
kredi aldım. Böylece fabrikamı yeniledim. Ancak 1997’den itibaren ekonomide krizler başladı ve 2000 yılına kadar her yıl makine satışları azaldı. 2000 yılında sadece 25 makine satabildim. Ne kadar gayrimenkulüm varsa satıp borçlarımı ödedim, fabrikamı muhafaza ettim. 2000 yılında Tavusbay Grubu ’bakır kablo ayıklama makinesi yapmamı’ teklif etti. Bakır atık kablolar yakılıyormuş plastiği yanıyor bakırı kurtarılıyormuş. Ben 15-20 gün fabrikada yatarak bir makine yaptım. Benim makine kabloyu önce parçalıyor, sonra plastiğini ve bakırını ayırıyor. Böylece hem plastiği hem bakırı kurtarmış oluyor. Tavusbay Grubu’na saatte 1.200 kilogram kapasiteli makine teslim ettim. Ardından bu makinelere büyük talep geldi biz de yeniden düzlüğe çıktık."