’Alüminyum terzisi’nin oğlu bombaya dayanan ’cephe’ yaptı
AHMET Çuhadaroğlu, alüminyum dış cephe kaplama işindeki öncülüğüyle ’binaların terzisi’ unvanını alırken, oğlu Nejat Çuhadaroğlu da bombaya, kurşunlara ve ateşe dayanıklı dış cephe kaplaması üretmeyi başardı. BDT ve Ortadoğu’daki kentlerin en prestijli binalarını giydiren Çuhadaroğlu, şimdi de bu sektörün anavatanı Fransa ve
Almanya’da boy gösteriyor.
SİVASLI Ahmet Çuhadaroğlu’nun dedesi sayesinde İstanbul’da okuyup mimar olması, Türkiye’de bir sektörde öncü girişimci yarattı. Geçen yıl yaklaşık 120 milyon YTL ciro yapan Çuhadaroğlu Holding, alüminyum doğrama ve dış cephe kaplama sektöründe birçok konuda ilk üretici ve uygulamacı oldu. Artık Ahmet Çuhadaroğlu’nun oğlu Nejat Çuhadaroğlu, tarafından yönetilen grup, Türkiye’nin, BDT ülkelerinin ve Ortadoğu’nun en prestijli binalarını giydirdi. Sektörün anavatanı olan Almanya ve Fransa’da da önemli ’kamu binalarının’ işini almaya başlayan Çuhadaroğlu, araştırma geliştirme yatırımlarını artırıp, bombaya, kurşunlara ve ateşe dayanıklı dış cephe kaplaması da üretmeyi başardı.
DEMİR DOĞRAMAYLA BAŞLAMIŞ: Çuhadaroğlu Holding CEO’su Nejat Çuhadaroğlu şöyle başlıyor anlatmaya: "Çuhadaroğlu’nu babam Ahmet Bey kurdu. Biz ikinci jenerasyonuz. Ahmet Bey Sivaslı ve ilkokulu okurken dedesi tarafından İstanbul’a okuması için getirilmiş. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirmiş sonra da Mimar Sinan Üniversitesi’nde mimarlık okumuş. Hayata 1954’te yüksek mimar olarak atılmış. O dönemlerde mimari açıdan pek fazla bir iş olanağı olmadığı için kendisi bir ortakla küçük bir demir doğrama imalathanesi kurmuş ve bugünlerin temelini atmış. Firma blaşlangıcımız o küçük imalathanedir."
BİNA VE DÜKKAN DOĞRAMASI: Babasının bir mimar olarak demir doğrama atölyesi kurmasının gerekçesini de "Amacı; binaların, konutların ya da dükkanların doğramalarını yapmakmış. Çünkü bu konularda iyi tasarım ve imalat yokmuş. Mimar olarak bu işi yaparsa başarılı olacağına inanmış. Zaten kısa süre sonra da tasarım, çok öne geçmiş. Bir süre sonra ortağından ayrılmış ve kendi başına alüminyum doğrama işine yönelmiş" diye özetleyen Nejat Çuhadaroğlu, böylece sektörde öncü bir firma olduklarını belirtiyor. Çuhadaroğlu şöyle devam ediyor: "1980’lerin başında da ilk ihracatımızı yaptık. Suudi Arabistan ve Libya’ya ilk alüminyum doğrama işlerini aldık. O dönemlerde Türk müteahhit firmalar oralarda çok iş yapıyordu biz de onlara ürün vermeye başladık. Libya’ya Cevahirler’e, Suudi Arabistan’da bir firmaya (Taif Sarayı için) ilk gönderilerimizi yaptık. İlk ihracat gibi bu sektörde birçok ürünü de ilk biz ürettik, giydirme cephe sektörünün gelişmesinde en etkin kurum olduk. Çuhadaroğlu’nun misyonu da bir süre sonra ’sektörde mihenk taşı olmak’ oldu."
ÇEKOMASTİK DE İLKTİ: Çuhadaroğlu’nun ’ilkleri’nden Çekomastik’i de hatırlatan Nejat Çuhadaroğlu, "Çekomastik’i kurana kadar Türkiye’de o eski pencere macunları kullanılırdı. Çok kalitesiz bir malzemeydi. Babam Çekomastik benzeri ürünleri ilk kez yurtdışı fuarlarda görmüş ve Amerikalılar Türkiye’deki bir iş için talepte bulununca gitmiş Başyer firmasıyla know how anlaşması yapıp üretime başlamış. Çekomastik de sektörde jenerik marka oldu. Çok büyüdü ve geçen yıl 30 senelik Türk markası Çekomastik’i Fransızlar’a sattık."
20 yılda 1 milyon metrekare ’alüminyum giydirme’ yaptıkÇUHADAROĞLU’nun alüminyumda dünyanın en iyi entegre tesislerinden birisine sahip olduğunu söyleyen Nejat Çuhadaroğlu şöyle konuşuyor: "Dünyada ilk üçteyiz diyebiliriz. Kendi profilimizi kendimiz çekiyoruz, kendi kalıplarımızı ve kendi teknolojimizi kullanıyoruz. Ar-Ge laboratuvarlarımız var. Dizaynımızı, yüzey işlemlerimizi, montajımızı kendimiz yapıyoruz. Türkiye’de yaptığımız giydirmeler saymakla bitmez. Yılda ortalama 50 bin metrekare üretim yapıyoruz ki 20 seneyi baz alsak ’1 milyon metrekarelik alüminyum işledik’ diyebiliriz. İsrail’den, Almanya’ya, Fransa’ya kadar pazarımız oldu. Türkiye’nin en büyük preslerinden birini (4 bin tonluk) kuruyoruz. Alüminyum profil üretimimiz yüzde 40 artacak. Yüzey işlemleri için de dikey eloksal tesisi kuracağız. Haramidere’deki fabrikamıza iki konuda toplam 10 milyon dolarlık yatırım yapıyoruz. Grubumuzda 650 kişilik istihdamımız var ve son olarak inşaat işine de girdik. Artık binaların tamamını yapıyoruz."
Kaplama yeni sistemle olsaydı HSBC’nin içinde kimse ölmezdiCEPHESİNİ giydirdikleri güzel binalar arasında yer alan Levent’teki eski HSBC binasının terörist saldırıya uğramasından sonra ’terörist saldırılara karşı cephe giydirme’ tekniklerini daha fazla incelediklerini anlatan Nejat Çuhadaroğlu "Ben Fransa’daki şantiyedeyken İstanbul’da bombalar patladı. HSBC hain bir saldırıya kurban gitti. Saldırıdan kısa süre önce İngiltere İçişleri Bakanlığı’nın binasını bombaya dayanıklı malzemeyle giydirme işine bir İngiliz firmayla teklif hazırlamıştık. O işi alamadık ama HSBC olayından sonra biz kendimiz ’bombaya dayanıklı doğrama’ için kendi araştırma geliştirme ekibimizi toplayıp start verdik ve 2 sene sonra bombaya, kurşuna ve ateşe dayanıklı cephe ve kapı ürettik. Ürünümüzle ilk uygulamayı geçen yıl İzmir’deki NATO lojmanlarına yaptık. İncirlik Hava Üssü’yle de görüşüyoruz. Eğer bu ürün saldırı öncesi HSBC’de uygulanmış olsaydı bina içinde kimse ölmezdi" dedi.
Avrupalı futbol taraftarından Denizli’ye 150 milyon dolar
TEKSTİLLE adını dünyaya duyuran Denizli, futbol sektörünün de gözdesi oldu. Avrupa’nın ünlü futbol kulüpleri, taraftarlarına satmak için nevresim takımı, havlu, bornoz takımı ve çarşaf gibi tekstil ürünlerini Denizli’de yaptırıyor. Denizli’nin önde gelen tekstil firmalarından Denizli Basma Boya A.Ş. İngiltere şampiyonu Chelsea ile İngilizler’in diğer
ünlü kulübü Liverpooll, Fransa şampiyonu O.Lyon, Rusya’nın Spartak Moskova, Ukrayna’nın Dinamo Kiev, Hollanda’nın PSV, Ajax ve Feyenord takımlarına ürün yapıyor.
150 MİLYON DOLAR: Denizli Basma Boya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Esat Sivri, Denizli’de 30’a yakın firmanın Barcelona, Manchester Untited, Arsenal, PSG, Bayern Münih gibi Avrupa devlerine de iş yaptığını belirterek, "Avrupa’da İngiltere, Fransa, İspanya, Almanya, Belçika gibi futbolun önde gelen ülkelerinin çok sayıdaki kulübü, lisanslı ürünlerini Denizli’ye sipariş veriyor. Denizli ekonomisinin spor kulüplerinden yıllık geliri 150 milyon dolar civarında. Denizli Basma Boya olarak 2005 yılı ihracatımız 40 milyon dolar. Bu rakamın 10 milyon dolarını spor kulüplerine yaptığımız iş oluşturuyor. Denizli’den Avrupa’nın ünlü kulüplerine giden patentli ürünler, spor ve stadyum mağazalarında satılıyor" dedi.
RUSYA’DAN SİPARİŞ: Denizli Basma Boya A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Ali Yaman da İngiltere’de Chelsea’nin sezonu şampiyon olarak tamamlamasının ardından Rusya’dan İngiliz takımının patentli ürünlerine büyük talep geldiğini belirterek şunları söyledi: "Chelsea’nın başkanı Rus Abramoviç olduğundan, bu takım Rusya’da çok seviliyor. Bu yıl Rusya’dan çok sipariş aldık. Takımlar liglerinde şampiyonluk için büyük rekabet yaşarken, Denizlili firmalar da, iş yaptıkları takımların oynadıkları liglerdeki gelişmeleri yakından takip ediyor. Çünkü, şampiyon olan takımdan daha çok sipariş alıyoruz. Ancak, İngiltere liginde taraftar profili farklı. Orada hemen her takımın taraftarı kulübünün patentli ürünlerini satın alıyor. Firmamız, Hollanda’da PSV, Ajax ve Feyenord’a iş yaptığı için sürekli kazanıyor. Çünkü, Hollanda’da hemen her yıl bu üç takımdan biri şampiyon oluyor."
KALİTEMİZİ BİLİYORLAR: Ali Yaman, çok sayıda Avrupa kulübünün Çin, Hindistan, Sri Lanka ve Bangladeş gibi ülkelerde iş gücünün ucuz olmasından ötürü Uzakdoğu’ya da patentli ürünlerini yaptırdığını da belirterek, "Denizli, kalitesini belgeleyip kanıtladığından, devler bizi tercih ediyor. Denizli, sadece futbol kulüplerine değil, basketbol kulüplerine de iş yapıyor. Örneğin, Amerikan Profesyonel Basketbol Ligi (NBA) takımlarının çoğu havlu ve bornoz ile nevresim takımları ve çarşaflarını Denizlili firmalara yaptırıyor" diye konuştu.
Ferah IŞIK/DENİZLİ, (DHA)
Madenci, vergiden bürokrasiden bıktı
İSTANBUL Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Keleş, madencilik sektörünün ÖTV, bürokrasi ve mazot fiyatları gibi sorunlara boğulduğunu söyledi. Türkiye ekonomisine sıçrama yaşatabilecek bir sektörü temsil ettiklerini belirten Ahmet Keleş, "Biz sıkıntılara mahkum kalmak istemiyoruz" dedi. Keleş, Türk madencilik sektörünün dünyada sadece yüzde 1’lik bir paya sahip olduğunu 2005 yılında 1 milyar 525 milyon dolar ihracat yaptığını hatırlattı. Keleş, 2006’nın ilk altı ayında da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23.7’lik artışla 907 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini belirterek, "Madencilik sektörüne hak ettiği destek ve değer verilirse Türkiye dünyanın en önemli madencilik ülkelerinden biri haline gelebilir. Biz üretirken boğuluyoruz, çünkü ’devrim’ denilerek yürürlüğe sokulan yeni Maden Yasası ve yönetmelikler işleri basitleştirmek yerine çok daha zorlaştırdı. Bir maden ocağı ruhsatı için 17 ayrı kurumdan izin almak gerekiyor" dedi.
Eskişehir, yenilikçi iş fikirlerini yarıştırıyor
ESKİŞEHİR İl Özel İdaresi çatısında Türkiye Bilişim Derneği Eskişehir Şubesi, KOSGEB Başkanlığı, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi Teknokenti işbirliğiyle faaliyet gösterecek Eskişehir Yazılım Üssü Genç Girişimci Eğitim Merkezi, genç girişimcileri keşfetmek amacıyla bir yarışma düzenliyor. "Genç Patronlar Yenilikçi İş Fikri Yarışması" başta üniversite öğrencileri olmak üzere genç girişimciler arasında teknolojiye ve yenilikçiliğe dayalı girişimciliği teşvik etmek ve desteklemek amacıyla hayata geçiriliyor. Kazanan projenin verilecek eğitim ve lojistik desteklerle fikrin, bir işe dönüşmesi hedefleniyor. Yarışmanın Proje Ön Eleme Başvuruları 1 Ağustos 2006’da www.gencpatronlar.org.tr adresinden elektronik ortamda yapılacak.
GTO: ABD ile daha büyük ortak olmalıyız
GAZİANTEP Ticaret Odası (GTO) Başkanı Mehmet
Aslan, küreselleşen dünyada, tüm sektörlerde rekabetin giderek arttığını ve bu rekabetin işletmeleri farklı özellikteki pazar arayışlarına yönlendirdiğini üyelerinin de yeni pazarlar aradığını söyledi. Aslan, GTO Meclis Salonu’nda düzenlenen "Türk-Amerikan İşbirliği Projesi" tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, ABD’nin Türkiye için çok önemli bir pazar olduğunu kaydetti. Aslan, "ABD 2005 yılı itibarıyla Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında Almanya, İngiltere ve İtalya’dan sonra dördüncü ülke konumunda. Türkiye ise ABD’nin ithalatında 42’nci sırada bulunuyor" diye konuştu. Aslan, "ABD ile çok daha büyük bir ticari ortak olabiliriz. İhracatımızın ABD pazarında hak ettiği payı alması için ABD Pazarına Giriş Stratejisi yürürlüğe konuldu" dedi. Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi Başkanı Vural Cengiz de "Projeyle 10 yılda 21 showroom açmayı planlıyoruz. Çin, Hindistan ve Meksika ürünleri ile rekabet edeceğiz. Proje ile ABD’de topyekûn Türk varlığını artırmayı amaçlıyoruz" dedi.
Ekovitrin Dergisi’nden ’yılın starları’ ödülü
EKOVİTRİN Dergisi’nin okuyucu anketiyle belirlediği ’yılın starları’ ödülleri Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de katılımıyla 12 Temmuz’da Grand Cevahir Otel’de sahiplerine verilecek. 8 bin 893 okuyucunun katıldığı ankette Abdullah Gül yılın bakanı, Hüsnü Özyeğin yılın işadamı, arzuhan Yalçındağ yılın iş kadını, Muhtar Kent de yılın profesyoneli seçildi. Sosyal Proje Ödülü’nü de Doğan Organik’in kazandığı yılın starları anketinde yılın bürokratı ise TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar oldu.