Oluşturulma Tarihi: Mayıs 09, 2006 00:00
12 Eylül’de babası iflas etti pazarlamacı olup fabrika kurdu
FATİH’te mağaza sahibi olan babasının, 12 Eylül ihtilalinden sonra haftalarca siftahsız kaldığını ve iflas ettiğini söyleyen Nazlı Gıda’nın patronu Ethem Kurt, "Kardeşlerimle pazarcılık ve çay toptancılığı yaptık. Ticaretimiz iyi gitti ve aromalı içecek imalatına başladık. Şimdi 10 milyon YTL cirolu fabrikamız var" diyor.
HER esnafın hayali olan ’büyüyüp fabrikatör olmak’ Rizeli Kurt Ailesi’nin çocukları tarafından gerçekleştirildi. 1978’de İstanbul’a göç eden ailenin Fatih’te açtığı kadın giyim ve ayakkabı mağazası 12 Eylül 1980’deki Askeri Müdahale sonucunda ’vatandaşın harcama yapmaması’ yüzünden iflas edince ailenin 3 oğlu önce pazarlarda ayakkabı satarak sonra da Çay toptan ticareti yaparak kendilerine çıkış yolu aradı. Ailenin en büyük çocuğu Ethem Kurt, şu anda 10 milyon YTL cirolu Nazlı Gıda’nın sahibi ve 3 bin metrekare kapalı alana sahip ’kendi mülkü fabrikada’ 100 kişiyle aromalı içecek imalatı yapıyor. Afganistan’da da 1 yıldır pazar mücadelesi veren Nazlı Gıda İnşaat Temizlik Kozmetik Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin (Nazlı Gıda) Nazo markalı ürünleri, dev gıda şirketleriyle rekabette zorlanmıyor. Ethem Kurt şöyle başlıyor anlatmaya: "Ben 1963 Rize Gündoğdu doğumluyum. Babam köyde çiftçiydi, Fatih’te bir mağaza açtık ve mağazacılık yaptık. 1980’de ihtilal olunca da iflas ettik. Çünkü piyasa bir anda durdu. Ciromuz onda birine kadar düştü. Haftalarca siftahsız dükkan kapattık. Üstelik o yıllarda cadde mağazaların masrafları çok yüksekti."
ÇAY PAZARLAMASI YOLUMUZU AÇTI:
"Mağazayı kapatınca pazarda ayakkabı bile sattık" diyen Ethem Kurt, bir süre sonra da çay özelleştirmesiyle birlikte bir çay firmasının İstanbul’da toptan pazarlamasına başladıklarını söylüyor. Kurt şöyle devam ediyor: "Rizeli olduğumuz için çay satmak bize çok cazip geldi. Dağıtıma başladık ve bir süre sonra da tek kalem ürün satmak yerine ’yanına ürünler ekleyelim’ dedik. Şeker, meyve tozu ekledik."
KÜÇÜK İMALATHANEYLE ÜRETİME BAŞLADIK:
Toz içecek satmaya başlayınca, bu konuda Güngören’de küçük bir imalathaneyi de satın aldıklarını anlatan Ethem Kurt şöyle konuşuyor: "Toptan ticarette nakit sirkülasyonu çok hızlıydı ve elimizde kısa sürede bir sermaye oluştu. Biz de 1993’te 40 metrekarelik küçük bir imalathaneyi alıp üretime başladık. Orada aromalı içecekleri üretip kendimiz satıyorduk ve kár marjımız daha da büyümüştü. Sıcak içilen ’oralet’ tarzı içecekler üretiyorduk. Araştırmacı bir aileydik, 3 kardeş çalışıyorduk. Birimiz imalat yapıyorsa ötekiler pazarlıyorduk. Bu imalat işinin nasıl olması gerektiğini araştırdık. Teknolojik yatırımlarımızı süratle yapmaya başladık ve işimizi büyüttük. O imalathane ayda 10-15 ton üretim yapabilen bir kapasiteydi. İkitelli’deki bu fabrikamıza 2003 yılında taşındık ve 3 bin metrekarelik kapalı alanda üretim yapıyoruz. Yıllık 600 milyon paketlik üretim yapabiliyoruz. 100 kişilik istihdamımız var ve ciromuz da 9.5-10 milyon YTL (10 trilyon TL) seviyesine ulaştı."
BÜYÜKLER BAŞIMIZI OKŞADI:
Nazo’nun, Ülker, Nestle gibi devlerle aynı pazarda rekabet edebilmesinin zor olmadığını söyleyen Ethem Kurt, "Biz bugüne kadar onlardan kural dışı hiçbir bir davranış görmedik. Gayet medeni ilişkilerimiz oldu. Hatta sağolsunlar biraz başımızı da okşadılar. Onlarla aynı kalitede ama onlara göre çok büyük fiyat avantajıyla pazardayız" diyor.
Kahvede de iddialıyızNAZLI Gıda’nın aromalı içecekte yoğunlaştığını belirten Ethem Kurt, sıcak içeceklerde 20’den fazla çeşide sahip olduklarını söylüyor. Kurt rekabetle ilgili olarak da şöyle konuşuyor: "Soğuk içecekte 4 çeşit yapıyoruz. Ciromuzun yüzde 80’i de bunlardan. Şimdi kahveye de girdik. Bu konuda da çok güçlü üreticiler var ama biz de girdik ve pazarda iddialı olacağız. Büyüklerin geçtiği yollardan geçiyoruz. Onlar her noktaya ürün götürme çabasında biz de 60 bin noktaya ürün götürebilir konuma geldik. Hedefimiz bunu kısa sürede 130 bin noktaya çıkarmak. Ayrıca; Tansaş, Metro, Bizim Marketler gibi kanallarda da satılıyoruz. Yerel perakende zincirlerin de çoğunda varız. Şampuan ve saç kremi üreten bir firmamız daha var. Yakında jöle de üreteceğiz. Bir de serbest bölgede dış ticaret şirketimiz var."
Afganistan’da TV’de Nazo reklamı başlıyor
NAZLI Gıda’nın patronu Ethem Kurt, ihracata yönelik pazar araştırmalarının sürdüğünü, kapasiteyi de büyük ihracat hedeflerine göre kurduklarını söylüyor. Kurt, "Ukrayna, Cezayir, Fas’ta incelemeler yaptık. 20’ye yakın ülkeden firmalarla ilişki kurduk ancak biz her pazarda kendi markamızla var olmak istiyoruz. Bu nedenle şu ana kadar sadece Afganistan’da pazara çıktık. 1 yıldır o pazarda Nazo olarak varız, ürünlerimiz eczanelerde satılıyor. Yakında TV reklamlarımız da dönmeye başlayacak. Pakistan’da ciddi hazırlığmız olmuştu ancak deprem nedeniyle erteledik" diyor. Ethem Kurt, Nazo olarak çevre pazarlarda kalıcı olarak büyümek istediklerini anlatıyor.
Serbest bölgelerde vergi canlılığı
SANAYİ Bakanı Ali Coşkun’un serbest bölgelere yeniden vergi muafiyeti getirileceğine yönelik açıklaması, serbest bölgelerde bayram havası estirdi. Ege Serbest Bölgesi Pazarlama Grubu Başkanı Ertuğrul Işıksoy, 100’e yakın yabancı yatırımcının bulunduğu ve 13 bin kişinin çalıştığı bölgede firmaların bayram yaptığını söyledi. Işıksoy Hürriyet’e önemli bir yabancı firmanın kendisine "Bu gerçekleşirse yeni arazi kiralayıp yeni yatırımımıza başlamak istiyoruz" dediğini aktardı. Işıksoy "Dışarıda da potansiyel firmalar var. Biraz önce Almanya’dan biri aradı. Haberi internetten okumuşlar. ’Doğruysa tetkikte bulunmak istiyoruz’ diyorlar" diye konuştu. Işıksoy, serbest bölgelerdeki mevcut durumu "Yatırımlar durdu, mevcut yatırımlar da yavaş yavaş bitiyordu. İstihdamda kayıp başlamıştı. 800 kişi çalıştıran bir firma, çalışan sayısını 100’e düşürmüştü" sözleriyle özetledi. Durumu iyileştirme konusunda iki yıldır sonuç alamadıklarını belirten Işıksoy, "Artık ümidi kesmeye başlamıştık" dedi. Işıksoy şöyle devam etti: "Ülkenin en birinci sorunu istihdam, işsizlik. Serbest bölgeler, bu ülkenin istihdamına yönelik proje. Birtakım tesisler açılacak ki işsizlere iş bulabilelim. Yerli yatırımcının sermaye birikimi bunu yapmaya yetersiz. Yabancı sermaye yatırımı dediğimiz, kendi teknoloji ve sermayesiyle yatırım yapan firmalara müthiş ihtiyacımız var. İşsizlik sorununun çözümünde serbest bölgelerin çok önemli rolü var; bu rolün daha da ön plana çıkarılması gerekiyor."
Şehriban OĞHAN/ANKARAİTÜ’nün tasarım kongresi 19 Haziran’da Taşkışla’da
İSTANBUL Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) ilkini 1982’de düzenlediği Türkiye’de Tasarım Kongresi’nin üçüncüsü 19-21 Haziran tarihlerinda Taşkışla binasında gerçekleşecek. Kongre ile Türkiye’de tasarımın ekonomik, kültürel, politik ve toplumsal rolünün ’topyekün tartışılması’ amaçlanıyor. Tasarım konusunun "Türkçe" tartışılabileceği ulusal bir akademik platforma dönüşen Kongre’nin sponsorluğunu ise Kale Grubu şirketleri üstlendi. Kongrede akademik programın yanı sıra, tasarımın Türk sanayisinin rekabet gücü açısından önemi de tartışılacak. Bunun için 22 Haziran’da Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda ’Sanayi Programı’ hazırlandı. Bu programla da Türk sanayisinin tasarıma önem vermesini sağlamak için başarılı firma deneyimleri paylaşılacak. Sanayi programında tasarım yönetimi ve politikaları alanının uluslararası isimlerinden Prof. John Heskett (Hong Kong Polytecnic University) de konuşacak. Kongre hakkında ayrıntılı bilgi www.tasarim.itu.edu.tr/3utk.html adresinde bulunuyor.
Taşyapı, şehit aileleri için 30 daire yapıyor
Taşyapı İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret A.Ş. (TAŞYAPI), şehit ailelerine tahsis edilmek üzere, 30 dairelik iki blokun inşaatını sürdürüyor. Bahçelievler’deki bu projeyi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne hibe olarak üstlendiklerini söyleyen Taşyapı’nın sahibi Emrullah Turanlı, "Yaklaşık 5.000 metrekarelik bir inşaat yapıyoruz. Arsayı Büyükşehir Belediyesi temin etti. Biz de inşaatın tamamını üstlendik. Şu anda inşaat devam ediyor. Yaklaşık 2 milyon dolarlık bir proje olacak. Projeye yaptığımız masrafı hiç önemsemiyorum çünkü önemli olan muhtaç duruma düşmüş şehit ailelerine sıcak bir yuva kurmak" dedi.
Türkiye Finans da Anadolu’yla buluşacak
TÜRKİYE Finans Katılım Bankası ’Yerel Destek, Yerel Kalkınma’ sloganıyla Küçük ve Orta Boy İşletme’lere (
KOBİ) ve Anadolu’daki girişimcilere yönelik desteğini artıracak. KOBİ’lerin uluslararası rekabette yaşadıkları sorunlarda yol gösterici olmayı amaçlayan kuruluş, illerdeki sanayi odalarının katkılarıyla "Türkiye Finans Günleri" isimli yeni bir proje başlattı.
Türkiye ekonomisinin gelişmesinde lokomotif rol üstlenen girişimcilerin yaşadıkları sorunların çözümü için yeni açılımlar sunmayı amaçlayan proje kapsamında ilk buluşma, 12 Mayıs’ta Gaziantep’te gerçekleşecek. KOBİ’lere üretim desteğinden leasing’e kadar tüm bankacılık hizmetlerinde destek olmaya çalıştıklarını belirten Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürü Yunus Nacar, "Girişimcilere yaşadıkları sorunların çözümünde yol gösterici olmayı amaçlıyoruz" dedi. Türkiye Finans, Gaziantep’in ardından Konya, İzmir, Denizli, Samsun gibi illerde de toplantılar düzenleyecek.
Tatvan’a çarşı açtı 10 bin kişi iş istedi
BİTLİS’in Tatvan İlçesi’nde, bölgenin ilk büyük alışveriş merkezi Adabağ Alışveriş Merkezi açıldı.
Törende konuşan Adabağ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Dağdağan, alışveriş merkezinde 86 işsiz gencin istihdam edildiğini söyledi. Eleman alımı sırasında 10 bin kişinin başvuruda bulunduğunu belirten Dağdağan şunları kaydetti: "Adabağ A.Ş olarak bugüne kadar 5 bin kişiye iş imkanı sağladık. Bitlis’in 100’ün üzerinde büyük işadamı var. Tüm iş adamlarımızın bölgeye yatırım yapmasını istiyoruz. Çünkü sadece bu alışveriş merkezinde iş bulabilmek için 10 bin kişi başvuruda bulundu. Her işadamımız bölgeye 3 milyon dolarlık yatırım yapsa, bölgede 100 fabrika açılır. İşsiz insan da kalmaz. Herkes kendi çapında bu sürece katkı sağlamalı." Alışveriş merkezi 7 kattan oluşuyor ve toplam 5 bin metrekarelik alan üzerine kuruldu. Tatvan Kaymakamı Osman Hacıbektaşoğlu da kimsenin doğduğu yeri unutmaması, oraya sırtını dönmemesi gerektiğini ifade etti. Alışveriş merkezinde 86 kişinin iş bulmasının mutluluk verici olduğunu vurgulayan Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Peker ise bölgede huzur ve güvenin olması için, iş ve aş imkanlarının sağlanması gerektiğini belirtti.