Ekobi

Güncelleme Tarihi:

Ekobi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2005 02:14

Müşterileri tost yemekten bıkınca yemek yapmaya başladı

BABASININ
çay ocağında başlayan iş yaşamını bugün Emin Catering’in patronu olarak sürdüren Hüseyin Bozdağ’ı, yemek işine başlatan işadamı Yunus Öztiryaki’nin ‘İçimiz dışımız tost oldu, sana bir tava almak lazım’ şeklindeki serzenişi. Bu söz üzerine henüz 22 yaşındayken 3 kişi ile başladığı bu işi, bugün 330 kişilik ekibiyle yürüten Bozdağ’ın şimdiki hedefi Avrupalı işyerlerine personel yemeği kültürünü sokmak.

HÜSEYİN Bozdağ, bugün farklı iş kollarında farklı işler de yapsa asıl işi yemek yapmak. Babasının adını taşıyan Emin Catering ile her gün 22 bin kişiye servis yapan Hüseyin Bozdağ, bir yandan bu alanda diğer yandan gıda ve tarıma dayanan başka alanlarda yeni yeni projeleri hayata gerçekleştirmeye çalışan 39 yaşında bir işadamı.

TOST YAPARAK BAŞLADI:

Gürünlü (Sivas) bir ailenin çocuğu olarak İstanbul’a geldiğinde 8 yaşında olan Hüseyin Bozdağ, hikayesine ‘tipik bir köyden kente göç’ diye başlıyor. 6 çocuklu Emin Bozdağ’ın tek oğlu olarak Topkapı’daki çayocağında başlayan iş yaşamı, öğrencilik yıllarında bile kesintiye uğramıyor. Çanakkale’de üniversitede okurken okul kantininde çalışarak çıkarıyor harçlığını. İnşaat mühendisliği okuyan Bozdağ, dönüşte yine babasının yanında çalışmaya başlıyor. ‘İnşaat sermaye gerektiren bir iş, sermayen yoksa birinin yanında çalışacaksın ama ben kendi işimi yapmak istiyordum’ diyen Bozdağ, babasıyla birlikte çayocağını küçük bir büfeye dönüştürüyor. Çaydan ciklete kadar pekçok şey sattıkları bu büfede bir yandan da tost yapıyorlar, çevredeki tüm şirketler müşterileri oluyor, satışlardan da memnunlar. Ancak bir gün Tahsin Öztiryaki’nin ağabeyi Yunus Öztiryaki’nin ‘İçimiz dışımız tost oldu, sana bir tava almalı’ demesi Hüseyin Bozdağ’ın iş yaşantısına yön veriyor.

3 KİŞİLİK DEV KADRO:

Bu söz üzerine yemek yapmaya karar veren Bozdağ, 3 kişilik bir ekiple 75 metrekarelik bir alanda yemek yapmaya başlıyor. İlk işi Öztiryakiler’in 30 kişilik mesai yemeği. Böylece 1988 yılında temeli atılan Emin Catering, 1995 yılına geldiğinde Topkapı’daki yerine sığmayacak hale gelip Hadımköy’e 450 metrekarelik bir yere taşınıyor. Bugün buradaki yemek fabrikasının alanı 2 bin 800 metrekareye ulaşırken, Emin Catering de Anadolu yakasında bir bölge müdürlüğü ve 8 uydu mutfağı (yerinde yemek) olan bir firmaya dönüşüyor. Cirosu 22 milyon dolar civarında olan Emin Catering, bugün 330 çalışanı ile günde 22 bin kişiye servis sunuyor. Bozdağ, 68 firmaya hizmet verdiklerine söylerken bunların Türkiye’nin ilk 500, bin kuruluşu arasında yer alan büyük kuruluşlar olduğuna dikkat çekiyor. Ancak Emin Catering’in dikkat çekici bir tarafı da kamu işyerlerine hiç hizmet vermemiş olması. Bozdağ, ‘Kamuya hiç bulaşmadık, sektörün olgunlaşmasını bekliyoruz’ diyor.

HEDEF AVRUPALI ÇALIŞAN:

Bir yandan Türkiye’deki işlerini büyütmek, diğer yandan başkanlığını yaptığı İstanbul Yemek Sanayicileri Derneği ile sektörü geliştirmek isteyen Bozdağ, ülke sınırlarını da aşmanın yollarını arıyor. Emin Catering, Mayıs 2005’te ECA’ya (Europian Catering Association) resmen üye olarak bu alanda bir ilke atarken, Hüseyin Bozdağ da Avrupa’ya dönük yeni projeler geliştiriyor. Bunlardan biri Avrupayı işyerlerine personel yemeği kültürünü sokmak. Avrupa’da Türkiye’deki gibi personele yemek verilmediğini, çalışanların bu nedenle hep dışarda yemek yemek zorunda kaldıklarını gözlemleyen Bozdağ, şimdi bunun yollarını ararken, 28 Ekim’de yapılacak ECA genel kuruluna da İstanbul’da ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bozdağ, Avrupalı çalışanlara da yemek yedirmek isterken, Türkiye’deki işverenlere de şu mesajı gönderiyor: ‘Yemeğini kendisi yapan hata ediyor, çünkü maliyeti çok yüksek. İşin doğrusu yemeği yemekçiden almak, çünkü biz büyük alımlar yaptığımız için maliyetimiz daha düşük. Üstelik gıda mühendislerinin gözeteminde, personelin iş koşullarını ve kalori ihtiyacını göz önüne alarak, tamamen hijyenik koşullarda bu işi yapıyoruz.’

Avrupa için Medito markasını yarattı

EMİNAK’la birlikte Avrupa pazarına giren Hüseyin Bozdağ, salça, reçel, zeytin, zeytinyağı, közlenmiş biber, patlıcan ve hatta közlenmiş kabak gibi gıda ürünleri satarken, markalaşmanın önemini de anlıyor. Ürünlerini sektörün önde gelen firmalarından alan Hüseyin Bozdağ, ‘Marka olmuş ürünleri satarken, alıcı ile satıcının bizi by-pass etme ihtimali var’ diyerek bu riske karşı Medito markasını yaratıyor. Bugün Medito ile 80’e yakın ürünü Avrupa’ya satan Hüseyin Bozdağ, bu arada da İngiltere’de bir iş bağlıyor. İngiltere’de Golden Key zincirleri ile anlaşan Bozdağ’ın hedefi, bu marketin tüm gıda ürünlerini Medito markasıyla Türkiye’den göndermek. Bozdağ’ın asıl hedefi Harrods mağazalarına girmek.

Krizle ihracatı öğrendi Avustralya’ya oklava sattı

BOZDAĞ’ın asıl işi yemek yapmak, ancak tek işi yemek yapmak değil. 1994’le başlayan krizler ona yurtiçine bağımlı olmanın riskli bir iş olduğunu da farkettiriyor. ‘O dönemde şirketler ödeme zorluğu çekiyordu, baktım kimden iyi para tahsil ediyoruz? Bir ayağı yurtdışında olanlardan. O halde dedim ben de böyle bir iş yapmalıyım’ diyen Bozdağ, Eminak adıyla yurtdışına çalışan bir lojistik şirketi kuruyor. ‘A şirketinin malını alıp B şirketine satmak’ dediği bu işi ağırlıklı olarak Avrupa’da yaygınlaştıran Hüseyin Bozdağ, gömlekten zeytinyağına kadar olan ihracat kalemlerine Avustralya’dan gelen bir sipariş üzerine oklavayı da ekliyor. Başlangıçta birkaç kutu başlayan bu oklava ihracatı, dana sonra konteynere dönüşüyor. Bozdağ, ‘10-12 bin dolarlık bir iş ama bizim için niteliğinden ziyade niceliği önemli’ diyor.

Yıl sonunda organik mönü hazırlayacak

BOZDAĞ
, gıdada neden üretime girmediği konusunu ise ‘Gıdada Türkiye’de yüzde 35 atıl kapasite var, yeni bir üretim tesisi kurmak yerine mevcutları değerlendirmek lazım’ diye açıklıyor. Ancak bir yandan da farklı bir üretime hazırlanıyor. Yeni kurduğu Emin Tarım ile müşterilerine organik mönü sunmayı hedefleyen Hüseyin Bozdağ, bunun için Hatay’da sözleşmeli çiftçilerle çalışmaya başlamış bile. Müşterileriyle yaptığı bir anket çalışmasının ardından bu işe soyunan Bozdağ, ‘Türkiye’nin ilk organik menüsünü hazırlayacağız, 2006 sonunda bu işe başlayacağız’ derken, yine Medito markasıyla bu ürünleri Avrupa’ya satmayı da planlıyor.

Hüsmen Usta yine yanında

HÜSEYİN
Bozdağ, ilk 3 kişilik ekipte yer alan Hüsmen Çalışman ile halen birlikte çalışıyor. Çalışman artık çok daha kalabalık bir ekibin mutfak şefliğini yaparken, Bozdağ, ‘Hüsmen Usta ile 18 yıldır birlikteyiz, 18 yıldır bizimle çalışan müşterilerimiz de var’ diyor. Gıda mühendisi Ali Aksoy ise şirketin ilk, sektörünün de ilklerinden biri. Bozdağ, yaptığı işi de ‘Ustanın sanatı ile mühendisin ilmini birleştirmek’ olarak tanımlıyor. Bu arada baba Emin Bozdağ 1990’dan bu yana işten çekilmiş durumda, ancak amcaoğlu Nusret Bozdağ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak destek veriyor.

Çorba pişirmeyi bilmiyor ama bu işin kitabını yazdı

YEMEK
işindeki bunca iddiasına rağmen Hüseyin Bozdağ, ‘Ben çorba pişirmeyi bile bilmem’ itirafında bulunuyor. Ancak ekliyor: ‘Ben işletmeciyim, inşaat mühendisliğinin üzerine bir de iktisat fakültesi bitirdim, 1987’de girdim 1995’te mezun oldum, 8 yıl sürdü ama bitirdim.’ Yemek pişirmeyi bilmese de Bozdağ’ın bu konuda yazdığı bir de kitabı var. Piyasada satılmayan, ancak hediye edilmesi halinde sahip olunacak ‘Matbah Emini’nden Günümüz Profesyonellerine-Yemek Sanayiinin Gelişimi’ adlı bu kitapta Bozdağ, hazır yemek sektörünü incelerken mutfak ve yemek kültürünün tarihine de değiniyor.

İSO’dan sanayinin finansmanı semineri

İSTANBUL
Sanayi Odası (İSO), başta küçük ve orta ölçekli işletmeler olmak üzere sanayinin yaşadığı finansman sorununa çözüm olabilecek konuları ele almak üzere, ’Sanayinin Finansmanında Güncel Konular’ başlıklı bir seminer düzenleyecek. İSO’dan yapılan açıklamada, 22 Eylül Perşembe günü Odakule Meclis Salonu’nda düzenlenecek seminerde, AB fonları ve alternatif finans imkanları ile birlikte Basel II kriterleri ve güncel gelişmeler hakkında sanayicilerin bilgilendirilmesinin amaçlandığı kaydedildi. Seminerde ayrıca, KOBİ Borsası olarak da nitelenen Gelişen İşletmeler Piyasaları A.Ş., KOBİ Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. ve Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nın işleyişi ve sanayiye sağlayacağı finansal imkanlar da ele alınacak.

Elazığ’da kırılmayan kiremit üretimi

ELAZIĞ
’da Coşkunlar Toprak Sanayi, 4.5 milyon YTL yatırım yaparak, kırılmayan kiremit üretimine başladı. Coşkunlar Toprak’ın sahibi, Yaşar Coşkun 15 yıldır tuğla ve kiremit imal ettiklerini söyledi. Coşkun, koruma görevlerini yerine getirirken soğuğa ve basınca karşı dayanıklı olmasının istendiğini, ancak dayanıksız kiremitlerin kolayca kırılarak binaya zarar verdiğini, ayrıca tamir için de maliyete neden olduğunu söyledi. Coşkun, şöyle devam etti: ‘Standart kiremitler soğuğa karşı oldukça dayanıksız. Ayrıca çatıda herhangi bir işlem yaparken dahi üzerlerine basınca kolayca kırılıyor. Biz de 4.5 milyon YTL yatırım yaparak, yeni makinalar aldık, kırılmayan kiremit üretimine başladık. Fabrikada 8 saatte 25 bin adet kiremit üretebiliyoruz. Kiremitler, müşterinin talebine göre farklı renklerde de olabiliyor. Ürettiğimiz kiremitler 3 yıl garantili. Kiremitler sıfırın altında 35 santigrat derece soğuğa ve 180 kilogram basınca dayanıyorlar.’

İnegöl’den 60 milyon dolar mobilya ihracı

TÜRKİYE
’nin önde gelen mobilya üretim merkezlerinden İnegöl, geçen yıl 40 milyon dolar olarak gerçekleşen mobilya ihracatını, bu yıl sonunda 60 milyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyor. İnegöl Mobilyacılar Odası Başkanı Hamdi İdil, İnegöl’deki mobilya işletmelerinin, şu anda dünyanın neresinde, hagi tarz ve çizgide mobilya isteniyorsa, o tarz üretimi yapabilir hale geldiğine dikkati çekti. İdil, ‘İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) 2004 yılı verilerine göre, ihracatımız 40 milyon dolar civarında, ama merkezi İstanbul olan firmalardan yapılan ihracatı da baz alırsak 70-80 milyon dolar arasında ihracatımız var. Bu yıl sonunda, ihracatta 60 milyon dolar, merkezi başka illerde olan firmalarla birlikte ise 100 milyon doları aşmayı hedefliyoruz’ dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!