Sadi Özdemir
Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2005 00:00
Almanya’da para biriktirdi Dudullu’da fabrikatör oldu
11 yıl Almanya’da işçi olarak çalışıp biriktirdiği parayla Türkiye’ye dönen İsmet Özer, Dudullu’da kurduğu fabrikada, kurşun geçirmez cam yapıp ihraç ediyor. Ayrıca patronların, bankaların araçlarını zırhlıyor. Özer Otomotiv 2006’da 3 milyon
Euro’luk ihracat yapacak.
TÜRK insanının hayatında Almanya’nın apayrı bir yeri var. Neredeyse her ailede bir ‘Almancı’ bulunuyor ve bunların büyük bölümü de Türkiye’ye dönünce girişimci oluyor. İşte Özer Teknik ve Balistik Cam Sanayi Dış Ticaret Limited Şirketi’nin sahibi İsmet Özer de bu ‘Almancı’lardan biri. 1973-1984 arasında Almanya’da Robert Bosch’da tekniker olarak çalışan İsmet Özer birikimleriyle döndüğü Türkiye’de önce küçük bir oto cam atölyesi açar. Özellikle Türkiye’deki ithal marka otomobiller için orijinal oto camları ithal edip bunları uygulamaya başlar. Zamanla ithalatını büyüten İsmet Özer camın yanına yine otomobiller için çeşitli kimyasal ithalatını da ekler ve ticaretle büyür. Özer birkaç yıl önce de lüks otolara ve çeşitli kurumların güvenlik gerektiren araçlarına ‘kurşun geçirmez cam’ takan bir arkadaşıyla ortaklık kurar ve zamanla bu şirketin tamamını satın alır. Bu iş için bütün yatırımlarını tamamlayıp uluslararası sertifikaları alan İsmet Özer şu anda Armass Glass markasıyla 2500 metrekare kapalı alana sahip fabrikasında normal ve polikarbonatlı kurşun geçirmez cam imalatı yapıyor. Özer üretiminin yüzde 80’ini ihraç ediyor ve iç piyasada da 700 metrekarelik bir atölyede araçlara zırhlama yapıyor.
VATAN ÖZLEMİYLE ÇALIŞTIK:
Özer şöyle başlıyor anlatmaya: ‘Almanya’da çalışırken çok şey öğrendim ancak daima da vatan özlemiyle yaşadım oralarda. Robert Bosch fabrikalarında tekniker olarak 11 sene çalıştım ve 1984’te döndüm. 1 yıl kadar başka işler yaptım. 1985’te Bostancı Sanayi Sitesi’nde bir yer tutup oto cam montajına başladım. 1991’de de Özer Otomotiv’i kurarak Türkiye’ye gelen bütün yabancı arabaların camlarını ithal edip takmaya başladım. Çünkü Türkiye’de o dönemde ithal otomobiller için cam üretilmiyordu. Genellikle Mercedes BMW, Opel, Peugeot, Alfa Romeo, Fiat gibi otoların camlarını getiriyor ve bütün Türkiye’ye satıyoruz. 1,5 yıl önce de 20 yıldır kurşun geçirmez cam işinde çalışan ama teknolojik yatırımlarını yapamamış bir üretici ile ortak oldum. Sonra da çoğunluk hisselerini aldık. Yoğun şekilde teknoloji yatırımı yaptık. 9 mm, 44 Magnum, Kalaşnikof v.s. hepsi için sertifikaları aldık.’
2006’DA 3 MİLYON EURO: Yukarı Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikada kısa sürede 2 milyon Euro’luk yatırım yaptıklarını belirten İsmet Özer, 2006’da da 500 bin Euro’luk ek yatırım yapacaklarını söylüyor ve fabrikanın tam kapasiteyle çalışacağını belirtiyor. Özer, ‘2006’da 3 milyon Euro’luk ihracat yapacağız. Biz düz plaka halinde camı Şişecam’dan ve bazılarını da ithalat yoluyla alıyoruz. Kesiyoruz, işlemlerden geçiriyoruz. Müşterinin talebine göre (hangi kurşuna karşı istiyorsa) işlemden geçiyoruz. Çünkü 9 milimetrelik bir mermi için farklı, Kalaşnikof kurşunu için farklı işlem gerekiyor. Polikarbonatlı kurşun geçirmez cam da yapıyoruz ve bu cam diğerine göre çok daha hafif oluyor. Müşteriler son zamanlarda bunu daha çok tercih ediyor’ diyor. Özer, mevcut fabrikanın yanındaki arsayı da aldıklarını ve yakında oraya da yatırıma başlayacaklarını anlatıyor. ‘Şu anda 80 kişi çalışıyor. Yakında 100 kişi olacağız. Yaptığımız şey Almanya’nın üretim teknolojisini transfer etmek ve bu sayede zırhlı araç ithal etmek zorunda kalan işadamlarına çok daha uygun fiyatlarla çözüm sunmak’ diyen Özer, Avrupa’ya ihracatın da Avrupa’daki zırh uygulamacılarına yapıldığını belirtiyor.
Rusya’da şirket kurduk orada ihracat ve zırhlama yapacağız
İSMET Özer, Rusya’da da bir şirket kurduklarını ve bu ülkeye zırhlı cam ihracatına başlayacaklarını söylüyor. Özer, Rusya’nın iyi bir pazar olduğunu ve atölye kurup zırhlama da yapacaklarını belirtiyor. İsmet Özer, ‘Şu anda ihracatta ağırlığımız Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri. Üretimimizin yüzde 80’ini Almanya, Polonya, Bulgaristan ve Ortadoğu ülkelerine yapıyoruz. Eskiden Türkiye’de belirli bir seviyenin üzerinde zırhlama isteyenler bu ihtiyaçlarını yurtdışından karşılardı. Şimdi biz bunu tersine çevirdik. Mesela S kasa bir Mercedes’i zırhlı olarak ithal etmek isteseniz 300 ila 500 bin Euro öderdiniz. Artık bu maliyetler ortadan kalktı. Bizde zırhlama seviyesine göre 20 ila 70 bin Euro arasında değişiyor. Ulaştığımız teknoloji ile hem iç pazarda hem de yurtdışında iddialı bir konuma geldik’ diyor.
Bulgaristan bankasının araçlarını zırhladık
İSMET Özer, kısa süre önce bir Bulgaristan bankasının 10 adet aracını zırhladıklarını ve gönderdiklerini belirterek, ‘Yakında yine Bulgaristan’dan başka bir bankanın araçları gelecek. Yurt içinden de banka araçları zırhladık. Çok sayıda işadamı ya da güvenlik ihtiyacı olan devlet adamı ve ünlünün aracını zırhladık. Ancak biz müşterimize bile referans olsun diye önceki müşterimizin adını veremiyoruz. Çünkü güvenlik çok önemli. Zaten polikarbonatlı camla yaptığımız zırhlamanın amacı aracın zırhlı olduğunun bile belli olmaması’ diyor. 700 metrekarelik zırhlama atölyesinde herhangi bir aracı her açıdan zırhlayabildiklerini söyleyen Özer, tam zırhlamada kompozit malzemeler, çelik ve kurşun geçirmez cam kullandıklarını söylüyor.
Polikarbonatlı zırhlamada içten dışa ateş edilebiliyor
ÖZER Otomotiv’in polikarbonatlı kurşun geçirmez camla zırhlamada araca binen ağırlığı üçte bire indiriyor. Böylece aracın motor, fren v.b. standart özellikleri zorlanmıyor. Polikarbonatlı cam zırhlamada araca binen ağırlık 400 kilo yerine 100 kiloya, ağır zırhlamada da 1.2 tondan 400 kiloya iniyor. Ayrıca polikarbonatlı cam dışardan içeriye kurşun geçirmezken, gerektiğinde içerden dışarı ateş etmek mümkün oluyor. Çünkü bu cam içerden ateş edilince kurşunun dışarı çıkmasını sağlayan bir özelliğe sahip. Polikarbonatlı kurşun geçirmez camın bir başka özelliği de dışardan ateş edildiğinde iç kısma cam kırıntısı saçılmasını önlemesi. Bu özellikle ön camlara açılan ateşlerde sürücülerin yüzünün cam tanecikleriyle yaralanmasını önlüyor. Özer Otomotiv, her model araç için polikarbonatlı kurşun geçirmez araç camı, her türlü yat ve gemi camı, kurşun geçirmez ve darbeye dayanıklı inşaat, mağaza, vitrin camları yapıyor. Amerikan NIJ sertifikalı, ileri teknoloji kompozit malzemeler ile komple araç zırhlanması da yapıyor. Özer Otomotiv’in ürettiği camların bir başka özelliği ise ağır darbelere de dayanıklı olması. vandalproof glass denilen bu tür camlar, levye, çekiç, balta, Molotof kokteyli, taş, sopa, tuğla vb. kullanılarak yapılan her türlü saldırıya dayanıklı.
Kayseri’de bacasız sanayi toplantısı
REFERANS Gazetesi, Kayseri Ticaret Odası ve Açık Toplum Enstitüsü’nün ortaklaşa düzenlediği Türkiye’nin Yıldız Şehirleri Konferanslarının ikincisi bugün Kayseri’de yapılıyor. Toplantıda ‘Gelişen Kayseri Örneğinde Bacasız Sanayi ile Yıldız Yaratmak’ konusu ele alınacak. Gelişen ekonomilerde imalat ve ticaret dışında nasıl katma değer ve yıldız markalar yaratılır konularının tartışılacağı toplantıya; Futbol Federasyonu Başkanı Levent Bıçakcı, Doğan Müzik Company İcra Kurulu Başkanı Ercan Saatçi ve Kayseri Ticaret Odası Başkanı H. Ali Kilci konuşmacı olarak katılacak. Futbol, müzik ve eğlence sektörünün hem Türkiye’de hem de dünyada değişen ekonomisinin irdeleneceği toplantıya Kayserispor ve Kayseri Erciyesspor yöneticileri, hakemler ve futbolcular da katılacak. Ticaret Odası toplantı Salonunda gerçekleşecek konferansta aynı zamanda Kayseri için European Stability İnitiative tarafından hazırlanan ‘İslami Kalvinistler’ başlıklı araştırma sunulacak.
İzmir, Expo 2015’i almak istiyor
İZMİR Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, İzmir’in EXPO 2015’e adaylığı konusunda şehirde, bugüne kadar görülmemiş birlik ve beraberliğin oluştuğunu belirterek, mevzuat açısından da hiçbir engel olmadığını, altyapı ve tanıtım ile ilgili eksiklerin giderilmesiyle bu hayalin gerçekleşebileceğini söyledi. Demirtaş, EXPO’nun dünyanın en büyük organizasyonu olduğuna işaret ederek, 150 yıldır yapılan EXPO’yu 2015’te İzmir’de görmek ve şehrin kaderini değiştirmek için çabaladıklarını belirtti. Demirtaş, ‘Başvurular 2006 yılında kabul edilmeye başlanacak. İzmir’in yurtdışı ile doğrudan uçuş bağlantısı yok, havaalanı kapasitesi yetersiz ayrıca 150 hektarlık sergi alanı ihtiyacımız var’ dedi.