Güncelleme Tarihi:
Arıyürek, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) “Bankaların Kıymetli Maden Alım Satımına ve Alacaklarından Dolayı Edindikleri Emtia ve Gayrimenkullerin Elden Çıkarılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in yürürlüğe girmesini değerlendirdi.
Bankaların hiçbir zaman aldıkları fiyata altın satamayacağını kaydeden Arıyürek, “Biz her konuda bankalarla rekabet edebiliriz. Çünkü bize yeten kar, bankaya yetmeyecektir. Bankaların alım satım aralığı daha geniş olacaktır” diye konuştu.
“Altını almakta satmakta sadece kuyumcunun işi” diyen Arıyürek, altını alıp satmanın belli bir uzmanlık gerektirdiğini savundu.
Arıyürek, şunları kaydetti:
“Her sektörde olduğu gibi kuyumculuk sektöründe de suiistimaller olabiliyor. Kaçak baskılar, sahte altınlar gelebiliyor. Bunları bir banka görevlisi ayırt edemez. Bunun için kalifiye personel gerek ancak biz kendimiz için bile yeterli istihdamı sağlayamıyoruz ki; tüm banka şubelerinde bu nasıl sağlanacak. Bildiğiniz gibi bankalar iki yıl önce 'yastık altındaki altınları ekonomiye kazandıralım' kampanyalarıyla yola çıktılar. Yastık altından yatırımı çekerek, bunu ekonomiye kazandırmak ifadesini kullanan bir banka sektörünün, fiziki olarak altın satmaya başlamasını anlayamıyoruz. Sattığınız altın yine yastık altına girecek. Bu ne perhiz, ne lahana turşusudur. Üstelik bankalarda doğru değer tespiti yapıldığını da düşünmüyoruz. Bu yüzden oda olarak, vatandaşlarımızı 'altın hesabı açtırmadan önce takılarınızı kuyumcunuza getirip doğru değer tespiti yaptırın' diye uyarıyoruz.”
“Temennimiz, bu yanlış karardan dönülmesi”-
Bankaların sektöre girmesiyle yapılmak istenin, Türkiye'deki 35 bin kuyumcunun belli bir kısmını bu piyasadan yok etmek mi, yoksa ailelerine ekmek götürmesini sağlamak mı olduğunun tartışılması gerektiğini ifade eden Arıyürek, şöyle devam etti:
“Bankalar bu altını sattığı zaman Türkiye'deki kuyumcu sayısında belli bir azalış olacaktır. Bunun vebalini kim üstlenecek çok merak ediyoruz. Bankaların insanlara güneşli havada şemsiye tutup, yağmurlu havalarda ise şemsiyeyi çektiğini düşünüyorum. Çünkü bankalar menfaati olmadıkları hiçbir işe girmezler. Bildiğiniz gibi altın son iki senedir gramı 40 liralardan 100 liralara çıktı. İnsanların maaşları bu oranda artmadı ve alım gücü düştü. Dolayısıyla bu kuyumcuların da işini belli bir oranda düşürdü. 2012 yılında kuyumcuların işi yüzde 40-45 gibi bir rakamda azalmıştı. Bankaların altın satmaya başlamasının 2013'te bizim işlerimizi yüzde 20 daha düşüreceğini tahmin ediyorum. Bu da Türkiye genelindeki 35 bin kuyumcu sayısının, 25 binlere kadar düşmesi demektir. Bu yanlış bir karardır. Temennimiz Hükümetimizin bu karardan dönmesi ve çalışanları aileleriyle birlikte 800 bin kuyumcuyu koruma altına almasıdır. Ekmek nasıl fırından alınıyorsa, altın da kuyumcudan alınmalıdır. Eğer düzeltilmezse Türkiye genelinde POS cihazlarının iade edilmesi gibi bir karar verilirse, bizde iade ederiz.”