Güncelleme Tarihi:
Türkiye’ de ilk defa ekmeğin masaya yatırılarak, akademisyen ve uzmanlar tarafından farklı açılardan ele alındığı sempozyumda, ekmek üretiminde hijyen, gıda güvenliğinde ulusal ve uluslararası uygulamalar, ekmek üretim ve tüketiminde yeni eğilimler, ekmeğin beslenmedeki yeri, önemi ve ülkemizdeki ekmek kültürüne ilişkin pek çok konu tartışılırken, sempozyumu, sektör temsilcileri, ilgili STK’lar ve akademisyenler izledi.
Türkiye’de ilk kez ekmek geniş bir platformda tartışıldı
Deneyimli gazeteci ve köşe yazarı Hakkı Devrim’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen sempozyumda; Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organization of The United Nations- FAO) Türkiye Temsilcisi Ayşegül Akın, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Yem ve Gıda Tescil Hizmetleri Daire Başkanı Mehmet Halis Korkut, Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm ve Beslenme Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (United Nations Children’s Fund – UNICEF) Beslenme Uzmanı Vilma Tyler, Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner, İTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Hikmet Boyacıoğlu ve Galatasaray Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dilistan Shipman konuşmacı olarak yer aldılar.
Gençer: “Ekmek hem ekonomik hem de kültürel anlamda çok değerli”
UNMAŞ A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Sn. Hasip Gençer sempozyumda yaptığı açılış konuşmasında sempozyumun önemine dikkat çekerek şunları söyledi: “Kaliteli ve doğru standartlarda üretilmiş “nitelikli ve doğru” gıdanın insan sağlığı üzerindeki olumlu etkisi tartışılmaz. Bu çerçevede Türk insanının beslenmesinde ekmek çok önemli bir rol oynuyor. Bu denli önemlı bir yere sahip ekmek sofralarımıza gelinceye kadar uzun bir yol alıyor. İşte bu noktadan baktığımızda buğdayın una; unun ekmeğe dönüşmesi ve ardından ekmeğin dağıtımı ve satışına kadar uzanan sürece ülkemiz nüfusunun üçte biri dahil oluyor diyebiliriz. Halkımızın sağlıklı beslenebilmesi ve ekmek sektörüne evrensel standartlarda üretim anlayışı getirmek amacıyla 20 yıl önce UNO’yu kurduk. Sempozyuma yaptığımız ev sahipliğini misyonumuzun gereklerinden biri olarak değerlendiriyoruz. UNO olarak, hedefimiz daha sağlıklı nesiller yetişmesine katkıda bulunmak. Sempozyumun, ülkemiz halkının beslenmesinde çağı değiştirecek bir adım olmasını ve halkımızın daha sağlıklı yaşayabilmesi için doğru ve sağlıklı beslenebilmesinde, doğru ekmek tanımının yapılabilmesine olanak vermesini gönülden diliyorum.”
FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Ayşegül Akın şunları söyledi: “Temel besin maddesi, B grubu vitamin kaynağı ve tarımsal üretimin temel hammaddesi olarak buğday, üretimindeki olumlu ya da olumsuz değişim ekmeğin kalitesini ve fiyatını doğrudan etkiliyor.” Akın ayrıca, yetersiz beslenmeyi engellemek için ekmekte zenginleştirme yapılmalıdır dedi.
Türkiye’de paketli ekmeğe talep var
UNICEF Beslenme Uzmanı Vilma Tyler ise günümüzde ağırlıklı olarak beyaz ekmek tüketildiğini, beyaz ekmeğin ise buğdayın beslenmede önemli rol oynayan değerli unsurlarının tamamını içermediği için besleyici özelliğini kaybettiğini belirtti. Undaki zenginleştirmenin yaşam kalitesini arttırdığını vurgularken; zenginleştirilmiş un ile yapılan ürünlerin kansızlığı önleyerek, çocukların zeka gelişimlerinde 5-10 puan arasında artışa neden olduğu ve okul başarılarını artırdığını kaydetti. Hijyenik koşullarda üretilmiş, doğru ekmeğin sağlıklı beslenmede çok önemli bir rolü olduğunu ifade eden Tyler, Unda zenginleştirmenin unun besin kalitesini artırdığını sözlerine ekledi. Tylar, Türkiye’de ekmek tüketimine ilişkin araştırma sonuçlarının, Türk insanının paketli ekmeğe çok olumlu baktığını ancak, bunun maliyetleri artırması nedeniyle paketsiz somun ekmeğin daha çok tüketildiğini gösterdiğini belirtti.
Besler: “Enerjimizi ekmekten alıyoruz”
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr Tanju Besler ise Türkiye’de besin tüketim alışkanlıklarını anlatırken, Türk insanının günlük enerjisinin ortalama %50’sini ekmek ve diğer tahıl mamul ürünlerinden sağladığını vurguladı. Besler, “Ekmek: düşük glisemik indekse sahip olurken önemli bir protein kaynağı görevini üstlenmeli; tolere edilebilir düzeyde diyet posası, vitamin, mineraller, eser elementler ve antioksidan öğeler içermelidir. Özetle: Türk insanın beslenmesinde ekmeğin büyük önemi ve yeri vardır; Ekmeğin kalitesi (mikrobiyolojik, fizikokimyasal, reolojik vd özellikleriyle beraber besin değeri) büyük öneme sahiptir; Ülkemizde, TBSA-2010 sonrası besin zenginleştirme uygulamaları yaygınlaşabilecektir; Bunların en başında da “ekmek” gelecektir. Buna rağmen ekmeklik buğday unu zenginleştirmeleri yapılabilir. Ancak bunun için bilimsel ve doğru yaklaşımlar şarttır.” dedi.
Hijyen için yeni tebliğ
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Yem ve Gıda Tescil Hizmetleri Dairesi Başkanı Mehmet Halis Korkut ise ekmek üretiminde tesislerin hijyeni, standardı ve üretim izinlerine ilişkin bilgi paylaştı. Ekmek tebliğini yeniden revize ettiklerini bildiren Korkut, konuyla ilgili bir alt komisyonun çalıştığını ve böylelikle ekmek çeşitlerinde de bir standart ve ölçülülebilirlik sağlayacaklarını ifade etti. Halis Korkut, “tarladan sofraya gıda güvenliği” konusuna dikkat çekerek; Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olarak yem, gıda, veterinerlik ve hijyen olmak üzere 4 ana başlık etrafında yeni kanun üzerindeki çalışmaların hızla sürdürüldüğünü ifade etti.