Güncelleme Tarihi:
Gül, Çırağan Sarayı'nda başlayan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin açılışında yaptığı konuşmada, EİT zirve toplantısı vesilesiyle konuk Devlet Başkanlarını İstanbul'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Misafir olarak aralarında bulunan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'yi de muhabbetle selamladığını belirten Gül, kendisini EİT Dönem Başkanlığı gibi onurlu bir göreve seçtikleri için teşekkür etti.
Gül, iki yıla yakın bir süre EİT dönem başkanlığını yürütmüş olan İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ı, dönem başkanlığı sırasındaki aktif ve başarılı çalışmalarından dolayı tebrik etti. Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
"Avrasya kıtasının tam merkezinde yeralan Türkiye, bu coğrafyanın tamamında barış, güvenlik, istikrar ve refahın sağlanmasına büyük önem atfetmektedir. Bu doğrultuda bölgesel diyalog ve işbirliği mekanizmaları oluşturmaya, enerji, iletişim ve ulaşım gibi kapsamlı bölgesel ekonomik işbirliği projelerini hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bölgemizde ekonomik işbirliğinin ve kalkınmanın desteklenmesinin sürekli ve kurumsallaşmış bir diyaloğu gerekli kıldığını düşünüyorum. Ayrıca etkin ve adil bir dünya düzenine giden yolun aynı zamanda bölgesel alanda gerçekleştirilecek diyalog ve işbirliğinden geçtiği kanaatindeyim. Bu anlayışla kurucu ülkelerden biri olarak EİT'e Türkiye olarak büyük önem atfetmekteyiz.
Doğu ile Batı arasında çok önemli bir coğrafi konumda olan teşkilatımız 8 milyon kilometrekarelik bir alan ve 400 milyondan fazla bir nüfusa sahiptir. Teşkilatımıza üye ülkelerin üzerinde bulundukları coğrafya, dünyanın jeostratejik açıdan en kritik bölgelerini oluşturmaktadır. Ülkelerimiz çok zengin doğal ve beşeri kaynaklara, tarihi ve kültürel mirasa sahiptirler. Bu itibarla EİT bölgesi ekonomik ve ticari işbirliği bağlamında muazzam bir potansiyele haizdir."
2015 YILI HEDEFLERİ
EİT'in bu güçlü potansiyelinin hayata geçirilmesi ve İzmir Anlaşması'nda belirlenen amaçların gerçekleştirilmesini teminen 2005 yılında Astana'da düzenlenen Bakanlar Konseyi toplantısında EİT 2015 vizyon belgesinin kabul edildiğini hatırlatan Gül, bu çerçevede üye ülkeler olarak işbirliğini güçlendirmek üzere ticaret ve yatırımdan, ulaştırma ve haberleşmeye, enerji ve çevreden, tarım ve sanayiye kadar pek çok alanda 2015 yılına kadar gerçekleştirilmek üzere hedefler tespit ettiklerini kaydetti.
Gül, “Belirlediğimiz bu 10 yıllık süreci yarılamışken, ev sahipliğini yaptığımız 11. EİT zirvesi hedeflerimizin gerçekleştirilmesi yönünde şimdiye kadar gösterdiğimiz performansa ilişkin bir durum değerlendirmesi yapma fırsatı sunmaktadır. Ayrıca bu zirvenin 2015 yılına kadar alınması gereken ilave önlemler konusunda en üst düzeyde irade sergilenmesine vesile olmasını arzu ettik. Geçtiğimiz 5 yıl zarfında söz konusu hedeflerin gerçekleştirilmesi bağlamında tarihi ve çok değerli adımlar atıldığını görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Buna karşılık katedilen mesafenin ise mütevazı düzeyde kalmış olduğunu da müşahede ettik” diye konuştu.
TARAF OLMAYA DAVET EDİYORUZ
EİT Ticaret Anlaşması'nın, 5 ülke tarafından onaylanmasının ardından 2008 yılında yürürlüğe girmiş olmasını bölgede ekonomik entegrasyon yolunda kritik bir eşiğin aşılması olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Anlaşmanın uygulamaya konulması için taraf ülkelerin gerekli listeleri hazırlayıp EİT Sekreteryasına iletmeleri gerektiğini, bu işlemi gerçekleştiren Türkiye ve Pakistan'ın 7 Aralık 2010'da imzaladıkları ortak bildiriyle EİT Ticaret Anlaşması'nı ikili temelde uygulamaya koyduklarını belirten Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunun diğer taraf ülkelere de örnek teşkil etmesini temenni ediyoruz. ECOTA'yı henüz imzalamayan üyelerimizi söz konusu anlaşmaya taraf olmaya davet ediyoruz. EİT Vizyon Belgesi'nde 2005 yılında yüzde 6 olarak gerçekleşen bölge içi ticaretin 2015 yılında yüzde 20'ye yükseltilmesi hedeflenmiştir. Ancak 2010 itibarıyla bu oranın sadece yüzde 7 oranında kaldığı görülmektedir. Ülkelerimizin ekonomik istikrarı koruyabilmesi ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilmesinin yolunun bölgesel ekonomik ve ticari işbirliğinden geçtiği artık iyice anlaşılmaktadır. EİT bölge içi ticaretin sadece yüzde 7 seviyesinde kalmasının hepimiz için bir başarısızlık olduğunu teslim etmeliyiz. Bu konuda mukayese yapmak gerekirse AB'nin blok içi ticaretinin toplam ticaret hacminin yüzde 65'ine tekabül ettiğini söylemek yeterli olacaktır. Bu hedefte kaydedilen düşük performans, ECOTA'nın tüm üye ülkelerce imzalanıp uygulanmaya konulmasının zaruretini ortaya koymaktadır.”