Egetürk’ün sırrını üç kişi biliyor

Güncelleme Tarihi:

Egetürk’ün sırrını üç kişi biliyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2016 11:05

Bu yıl 50’nci yaşını kutlayan Egetürk’ün sucuklarını ve et ürünlerini Avrupa’da tatmayan Türk neredeyse yok. Egetürk’ün sucuklarının vazgeçilmez tadını veren özel baharat karışımı yıllardır büyük bir sır olarak saklanıyor.

Haberin Devamı

Egetürk’ün sırrını üç kişi biliyor
TİCARETLE çocukluk yıllarında tanışan İzmirli işadamı Burhan Öngören, abilerinin İzmir’deki bakkal dükkanlarında çalışarak ticaretin püf noktalarını öğrenmeye başlamış. Bugün ise ünlü Türk gıda markası Egetürk’ü yaratmanın ve 50 yıldır Türk mutfağını ve Türkiye’yi temsil etmenin gururunu yaşayan Burhan Öngören, dört yıl önce bayrağı ortanca kızı Deniz ve yeğeni Ahmet Eden’e devretti. Köln yakınlarındaki Chorweiler’de devasa Egetürk üretim tesislerinde görüştüğümüz Ahmet Eden, “Herkesin sofrasında ve kalbinde özel bir yere sahip olan ürünlerimizle, dünyanın dört bir tarafında ‘sucuk’ denildiğinde ilk akla gelen marka olmanın gururunu yaşıyoruz“ dedi.

Haberin Devamı

YUMRUĞUNU MASAYA VURMUŞ

Almanya’ya işçi olarak gelen Türklerin damak tadı ihtiyacını gidermek amacıyla günde 20 kilo sucuk üretimiyle başladıklarını, bugün ise Köln’deki dev entegre tesislerinde günde 150 ton sucuk ve et çeşitleri üretecek kapasiteye ulaştıklarını ifade eden Eden, Egetürk isminin kaynağını şöyle anlattı:
“Türkiye ve Yunanistan arasında 1972’de yaşanan, Ege Denizi’nde patlak veren kriz sırasında dayım Burhan Öngören yumruğunu masaya vurarak ‘Ege Türk’tür!’ diye haykırdığında, bu samimi haykırışı Egetürk markasının da ilham kaynağı olmuş...“
1980’li yılların sonunda dayısı Burhan Öngören’e Türkiye’de fabrika kurmayı önerdiğini anlatan Ahmet Eden, Egetürk’ün Türkiye’ye açılım yaptığı döneme ilişkin şunları söyledi:
“Kendisi bu fikre sıcak baktı. İzmir girişindeki organize sanayide yer satın aldık. Serbest olduğu için ürünlerimizi 1989 ile 1994 arasında ithal ettik. Ödediğimiz vergi ve fonlar yüzde 10’lardan yüzde 110’lara çıkınca ithalattan vazgeçtik. Türkiye’de Avrupa standartında üretim yapmak için biraz daha beklememiz gerektiğini anladık. Arsamızı satıp Türkiye’ye açılma planımızı erteledik.”
Türkiye piyasasına sundukları ürünlerin paketleme, tat ve kalitesinin çok beğenildiğini belirten Eden, “O dönemde Türkiye’de paketleme şartları çok iyi değildi. Şirketler bize bakarak kendilerini daha bir modernize edip, entegre tesisler kurdular. Yani Türkiye’ye bu şekilde bir katkımız oldu” dedi.
Şimdiye dek sayısız En İyi Kalite Ödülü aldıklarını ifade eden Ahmet Eden, şunları söyledi:
“Özellikle Köln Veterinerlik Dairesi’nin, temizlik, hijyen ve çalışma prensipleri açısından bizi örnek şirket olarak göstermesi gurur verici. Almanlar arasında Türkleri hakir gören kesime standartların üzerinde yaptığımız üretimimizi gösterip ‘Bakın Türkler de güzel şeyler yapabilen bir toplum’ diyoruz. Aynı zamanda gençlere de, doğru zamanda doğru işi yaparlar ve eğitimlerini iyi alırlarsa önlerinin çok açık olduğu ve başarılı olabilecekleri mesajını veriyor ve başarı öykümüzle onlara örnek oluyoruz.“

Haberin Devamı

DÜNYA TANISIN İSTİYORUZ

Ahmet Eden, “Bu yıl Egetürk’ün 50’nci kuruluş yıldönümü. Bir 50 yıl sonra kendinizi ve şirketinizi nerede görmek istiyorsunuz“ sorusuna şu yanıtı verdi: “Hayalimiz tabii ki Şirketimizi daha da büyütmek ve nice 50 yıllara ulaşmak. Yaptığımız işin, kalite ve lezzetinin hiç bozulmadan ve eksilmeden, en iyi şekilde devam etmesini, ve sucuk deyince Egetürk sucuklarının akla gelmesini sağlamak. Bunun yanı sıra, yemekler kültürleri birbirine yakınlaştırdığı için Türk ürünlerimizin ve Türk tatlarımızın tüm dünyada daha fazla mutfaklara girmesini diliyorum.“

HEDEFİMİZ DAHA İYİSİ

Egetürk ve Efepaşa sucuklarını, piyasadaki diğer sucuklardan ayıran ve vazgeçilmez tadını veren özel baharat karışımının büyük bir sır olduğunu söyleyen Ahmet Eden, “Geleneksel olarak eskiden beri kullandığımız baharatımız tamamen gizlenmiş ve şifrelenmiş durumda. Bunu fabrika içinde sadece Burhan Bey, ben ve prodüksiyon amirimiz biliyor. Baharat karışımında her sene ufak ufak bir şeyler katıyor veya azaltıyoruz. Sonra damak zevkine olan tepkiye bakıyoruz piyasada. Eğer beğenilirse ona devam ediyoruz, beğenilmezse de eski haline geri getiriyoruz. Hedefimiz hep daha iyisini yapmak. Bunun için çalışmalarımız hep devam ediyor” dedi.

Haberin Devamı

TÜRKİYE’NİN ELÇİSİYİZ

Ahmet Eden kendilerine ait nakliyat şirketiyle Egetürk ürünlerini Türklerin yaşadığı Avrupa, Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkelerine sattıklarını söyledi. “Türkiye’yi tüm dünyada temsil ediyor, Türk mutfağını ve lezzetini tanıtarak elçilik yapıyoruz” diyen Eden, şu örneği verdi:
“Türkiye’ye tatile giden Almanlar, Almanya’ya döndüklerinde Türk yemeklerini arıyor. Almanlar, Türk bakkalında Egetürk diyemedikleri için sarı paketli ürünlerimizi istiyorlarmış. İnsanımız da en iyisi budur diyerek ürünlerimizi tavsiye ediyor. Ürünlerimizle diğer kültürlere ulaşabilmek çok hoş...”

Egetürk’ün sırrını üç kişi biliyor

EGETÜRK’ÜN 50 YILLIK HİKAYESİ

Haberin Devamı

1966: Burhan Öngören, Egetürk’ün temelini attı ve Köln’de küçük bir imalathanede İzmir Hakiki Türk Sucukları markasıyla ilk sucuklarını üretmeye başladı.
1972: Üretim Köln’ün Dünnwald semtindeki eski bir tereyağı fabrikasında devam etti.
1972: Köln’ün Anuga Gıda Fuarı’na katılan firma, daha sonraki yıllarda yine Anuga, Berlin Tarım Fuarı ve Münih’teki Ikofa gıda fuarlarına katılarak tanıtım faaliyetlerini artırdı.

1974: Berlin Gıda Fuarı için hazırlanan üç ton ağırlığındaki Sucuk Ağacı ilgi odağı oldu.
70’li yılların sonu: Üretim günde 10 tona çıkmıştı. Sucuğun yanı sıra, salam ve pastırma üretimine de başlandı. İşçi sayısı 140’a, yıllık cirosu 20 milyon DM civarına ulaşmıştı.

Haberin Devamı

Egetürk’ün sırrını üç kişi biliyor

1978: İlk ihracatını Kuveyt’e yapan Egetürk, yıllar içinde ihracat yaptığı ülke sayısını da artırarak Almanya’dan dünyaya Türk sucuğunda lezzet ve kalitenin sembolü oldu.
1980: Köln- Chorweiler bölgesinde 7 bin metrekarelik alanda yeni fabrikanın temeli atıldı.
1983: Dünnwald’daki fabrikadan, bu tesislere geçildi. Aynı yıl Egetürk markası EWG (Avrupa Topluluğu Standardı) belgesini alarak, Avrupa pazarlarına açılma fırsatını elde etti.
2000’li yıllar: Ürün yelpazesi daha da genişleyerek, 40-45 çeşide ulaştı. Fabrika büyüyerek 45 bin metrekarelik bir alana ulaştı. Artan talebi karşılamak için fabrikaya 18 bin metrekarelik yeni bir bölüm daha eklenerek toplam kapalı alan 63 bin metrekareye çıkarıldı.
2004: Egetürk fabrikasında son teknolojiye sahip makinelerle otomasyona geçti. Yeni kurulan 10 adet dilimleme makinesiyle günde toplam 80 ton dilimleme kapasitesine ulaşılarak tam entegre sisteme geçildi.
Ve bugün... Egetürk ürünleri, dünyanın 50 ülkesine ihraç ediliyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!