Burcu TANER/İZMİR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Nisan 19, 2010 11:34
Kuraklık, küresel ekonomik kriz, don ve dolu felaketleri yaşayan, yüksek girdi maliyetleri nedeniyle alınterinin karşılığını alamayan Egeli çiftçi, bankalara olan yüksek borçlarıyla birlikte gelen ipotekler karşısında mücadele ediyor.
Ekonominin iyiye doğru gittiği kabul edilen 2010 yılı tarım sektörü açısından aynı pembe tabloyu ortaya koymuyor. Türkiye tarımsal üretiminin merkezlerinden Ege Bölgesi'nde çiftçiler kriz ve doğa felaketleri ardından bankalara borçlarından kaynaklı ipotek ve haciz kıskacında. Bölgede bulunan ziraat odalarına üye olan üreticilerin büyük çoğunluğu Çiftçi Kayıt Sistemi kapsamında aldıkları belgelerin tamamını bankalar için kullanırken, ‘borcu borçla kapatmaya' çalışıyor. Çiftçi örgütü temsilcileri soruna acil çözüm bulunmasını isterken, sosyal problemlerin de çoktan kapıdan içeri girdiğini savunuyor.
TÜM ÜLKENİN MESELESİTürkiye Ziraat Odaları Birliği Başkan Vekili ve Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman, DHA'ya değerlendirmelerde bulunurken, üreticinin yüksek akaryakıt ve gübre fiyatları karşısında borcunu ödeyemediğine dikkat çekti. Türkiye'de iyi bir pazarlama sistemi olmadığını, müdahale fiyatı ve stok müessesesi gibi piyasayı düzenleyici kurumlar bulunmadığını anlatan Sorman, şöyle konuştu:
“Üretici fiyatlara müdahale edemiyor. İhracatçı, sanayici ve tüccar birleşip fiyatları düşürüyor. Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü'nün tarım politikaları ülkemizde en ağır şekilde etkisini gösteriyor.”
Ziraat Bankası ve Tarım
Kredi Kooperatifleri'nin verdiği krediler yetersiz olduğu için üreticinin özel bankalardan, yüzde 30-40'lara varan faiz oranlarıyla borçlandığına dikkat çeken Sorman, “Çiftçinin tarlası borçları yüzünden elinden çıkarken, yabancılara satış konusu gündeme geliyor. Topla tüfekle yapılamayan kalemle yapılıyor. Bu sadece tarım sektörünün değil ülkenin meselesi” diye konuştu.
TRAKTÖR SATIŞLARI BORÇTAN PATLADIYaşanan sel, don ve dolu felaketlerinden sonra 2010 yılının çok daha kötü geçeceğini vurgulayan Sorman, “Üretici gırtlağına kadar borçlu. Bunu kapatmak için tekrar borçlanma yoluna gidiyor. Traktör satışlarının patladığı söyleniyor. Ancak üretici traktörünü işletme sermayesi yapmak için satıyor. Sonra yenisini almak için yine borçlanıyor. Bize bağlı 25 bin üyenin hepsi borçlu. Üretici kendi tarlasında kiracı. Acil önlem alınmalı” diye konuştu.
Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur da, görülen büyük afetlerin üreticiye olumsuz yansıdığını belirterek, “Bizim çiftçimiz gururludur. Borcunu ödemek için gerekirse parmağındaki alyansı satar. Ancak afetler geçiren, kriz yaşayan ve buna karşın yetersiz desteklenen çiftçi sihirbaz değil. Burada 470 bin dönüm tarım arazisi var, şu anda ipotekli tarla 350 bin dönümü geçmiş durumda. Bugün sulanabilir tarlaların dekarı 5 bin lira. Bankalar kredi verirken 1000 lira üzerinden veriyor. Yaklaşık 350 milyon borca karşılık çiftçi aynı dönemde 221 milyon kazanmış. Bu şekilde borcunu nasıl ödesin?” dedi. Okur, son doğal afetlere karşı bölgenin afet bölgesi ilan edilmesini, tohum, gübre, ilaç ve mazotta fiyatların düşürülmesini istedi.
Alaşehir Ziraat Odası Başkanı Necdet Türk de, hasat zamanı sergileri su bastığını ve çok büyük zarara uğradıklarını hatırlatarak, “İşimiz gerçekten çok kötü. Ben de üreticiyim. Maliyetinden kaynaklı 3 yıldır gübre atamıyorum. Çiftçi sahipsiz. Bağ bakım kredisi için tarlası yetmezse evini de koyuyor. Mahsulü ödemesine yetmiyor. Kendi evinde kirada oturanlar var” diye konuştu.
Aydın Ziraat Odası Başkanı Rıza Posacı ise, Aydın genelinde 100 bin, merkezinde ise 13 bin üyeleri bulunduğunu hatırlatırken, şunları söyledi:
“Üretimin olmadığı yılbaşı sonrasında çiftçi kayıt sistemi kapsamında bizden belge isteyenlerin yüzde 90'ı banka borçları için başvurdu. Bir bankaya olan borcunu başka bankadan borç alarak kapatmaya çalışıyorlar. Bizim isteğimiz çiftçinin özel bankalara olan borcunun Ziraat Bankası tarafından üstlenilerek uzun vadeli bir yapılanmaya gidilmesi. Yoksa üreticilerin büyük çoğunluğu kendi tarlasında kiracı haline gelecektir. Kırsal bölgelerdeki sosyal sıkıntılar da artacaktır.”
İncirliova Ziraat Odası Başkanı İhsan Ayaydın da, 7 bin 400 üyenin yarıdan fazlasının kredi kullandığını ve bunların büyük kısmının tarla ve ekipmanlarının ipotek altında olduğunu kaydetti. “Artık hükümet bu gerçekleri görsün” diyen Ayaydın, İncirliova'daki dağ köylerinin tamamının borçlu olduğunu, birçok üreticinin bunalım yaşadığını ifade etti.
Kendilerine Çiftçi Kayıt Sistemi kapsamında başvuran üreticilerin yüzde 98'inin banka kredisi için başvurduğunu aktaran Söke Ziraat Odası Başkanı Muhsin Örnek ise, özellikle bölgelerindeki pamuk üreticilerinin sıkıntılarının her geçen gün katlandığını vurguladı. Örnek, gübre ve mazottaki desteklemelerin arttırılmasını istedi.