Güncelleme Tarihi:
Ulubaş, düzenlediği basın toplantısında, İzmir'in Karşıyaka, Karabağlar ve Balçova ilçelerinde tüketiciye doğrudan satış yapan üç mağazalarının hizmet verdiğini kaydetti.
Kurumun, Sincan'daki kombinesinde 20 milyon dolarlık teknolojik yatırımla el değmeden üretim ve işleme yapıldığını dile getiren Ulubaş, kırmızı ve beyaz et ile balık ve tüm şarküteri ürünleriyle 60 kalemdeki ürünlerin mağazalarda, piyasa fiyatlarının altında tüketiciye sunulduğunu söyledi.
Mağazalarında 1 kilogram kıymanın 17,5 lira, 1 kilogram kuşbaşının ise 21 liraya satıldığını belirten Ulubaş, şu bilgileri verdi:
“Et ve Balık Kurumu, devletin diğer kurumlarının da gayretiyle, özel sektörde çok ciddi yatırım yapan, dünyada sayılı ülkede bulunan son teknolojiyi kullanan bir kurum oldu. Sincan'daki kombinemizde el değmeden kesim yapılan karkas et, parçalanıyor ve termoking araçlarımızla mağazalarımıza getiriyor. Et ve Balık Kurumu, 2005 yılında özelleştirilmesinden sonra piyasaya çok ciddi giriş yaptı. Hem besicinin sürekli ve düzenli pazarı oldu hem de tüketicinin güvendiği bir mağaza zinciri oluşturuldu. Et ve Balık Kurumu eskiyen teknolojisini tüketici lehine yeniledi. Merdiven altı üretimi de bitirip, kaliteli üretimin öne çıkmasını sağladı.”
“Fiyatlar bize göre şekilleniyor”
Kar amacı gütmeyen Et ve Balık Kurumunun tüketiciye devletin güvencesiyle hijyenik ürünler sunduğunu ve 64 mağaza zinciriyle 17 büyükşehirde hizmet verdiğini kaydeden Ulubaş, 2012 yılında 100 mağazaya ulaşarak üretim ve tüketimi artırmayı planladıklarını söyledi.
Ulubaş, halkın halen sahip oldukları teknolojiden haberdar olmadığını ve bazı tüketicilerin mağazalarına geldiğinde, “paketi aç, başka yerden kıyma çek ver” diyerek et ürünlerini istediğini ifade ederek, paketledikleri eti kendi laboratuvarlarında geçirmeden, yağ oranını ayarlamadan satışa sunmadıklarını anlattı.
Kombinelerindeki makinelerin kıymadaki yağ oranı yüzde 15'in üstüne çıktığında otomatik olarak uyarı yaptığını dile getiren Ulubaş, şöyle devam etti:
“Ürünlerimiz entegre sistemde tüketiciyle buluşuyor. Yüksek teknolojiyle ürün sunuyoruz, tüketicilerimiz bize güvensin. Tüm ürünlerimiz gönül rahatlığıyla devlet güvencesi altında tüketebilir. Kar amacımız yok. Besiciye ve tüketiciye de hijyenik ortamda ürün sunuyoruz. Tüketicinin, gençlerin daha fazla ete ulaşması için gayret gösteriyoruz. Dışarıdan 1 kilogram et ithalatı yapmıyoruz. Zaman zaman dışarıdan canlı hayvan getiriyoruz. Bunun üretimdeki oranı yüzde 39'dur. Yerli besiciden aldığımız hayvan oranı ise yüzde 61'dir.”
Türkiye'de et tüketimi artıyor
Bekir Ulubaş, Türkiye'de et tüketiminin her geçen gün arttığın kaydederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ekonominin güçlenmesi ve gençlerin et tüketiminin öneminin daha iyi anlaşılmasıyla geçmişte kişi başına 7-8 kilogram olan tüketim, bugün 12 kilograma çıktı. Geçmişte aylık iki kilogram et alanlar 4-5 kilogram almaya başladı. Kırmızı et tüketimi resmi olarak 700 bin tonu aşan seviyededir ancak kayıt altına alınmamış ürünlerle birlikte bir milyon ton civarındadır.”
KDV indirimi ile kayıt altına alınan hayvan sayısını arttığını ve toptan et satışlarında indirim sağlandığını bildiren Ulubaş, “Mağazalarda perakende ve toplan satışta yüzde 1 ve 8 oranında KDV uygulanıyor. Toptan satışta 1 kilogram kıyma mağazalarımızda 16 liranın altına düştü” dedi.
Piyasa fiyat dengesini üretici ve tüketici lehine korumayı sürdüreceklerini ifade eden Ulubaş, şöyle konuştu:
“2012'de 100'e ulaşacak mağaza zincirimizle büyükşehirlerimizde hem hijyenik ortamda satış imkanı hem piyasanın bize göre şekillenmesini sağlayacağız hem de besicilere sürekli garantili pazar oluşturacağız. Geçen yıl 50 bin ton kırmızı ve beyaz et ürettik. Bu yıl da bu rakama ulaşmaya çalışıyoruz. 2012 hedefimiz de 50 bin ton üretimdir. Türkiye üretiminde yüzde 6'lara ulaştık. Fiyatların bir ara çok yukarılara sıçramasına rağmen bu üretimle piyasayı tüketici lehine aşağı çektik.”
TSK'nın şarküteri ürün talebi
Genel Müdür Ulubaş, bir gazetecinin, “Türk Silahlı Kuvvetlerinde kullanılan şarküteri ürünlerle tartışma yaşandı, Orduya ürün vermeyi düşünüyor musunuz?” şeklindeki sorusunu da şu yanıtı verdi:
“Et ve Balık Kurumu şu anda TSK'ya, jandarma hariç karkas et olarak 15 bin ton kırmızı et veriyor. 8 bin ton da beyaz et veriyoruz. Şarküteri ürünü vermiyoruz. Gazetelere yansıyan şarküteri ürünü bizden değil. TSK'nın bizden bu yıl şarküteri talebi var. Görüşmeler devam ediyor. TSK'ya istendiği kadar şarküteri ürünü, salam, sosis, sucuk, döner ve hazır balık vermeye hazırız. TSK bizim gözbebeğimiz. Kar amacı da söz konusu değildir.”
Sektörde çok kaliteli üretim yapan firmalar bulunduğunu ve bu firmaların Türkiye'nin önemli değerleri olduğunu dile getiren Ulubaş, “Biz bu firmaların daha da gelişmelerini, çoğalmalarını istiyoruz. Devlet zamanı geldiğinde bu sahayı, teknoloji istenilen seviyeye ulaşıp, kısıtlı bölgelere özel sektör de gerekli yatırımı yaptıktan sonra elbette ki özel sektöre devretmeli, devredecektir” dedi.
Ulubaş, kurum adında balık olmasına rağmen uzun süredir bu ürünle ilgili faaliyet göstermediğini de hatırlatarak, bu dönemde balığı tekrar kurumun işlenen ve satışı yapılan ürünü haline getirdiklerini söyledi.
Mağazalarda fileto ve temizlenmiş alabalık ile birçok balık çeşidinin satışına başladıklarını anlatan Ulubaş, “Sincan'da en son teknolojiyle, balık çeşitlerini işliyoruz. Kendi depolarımızda tutup tüketiciye sunuyoruz. Çok yakında temizlenmiş, dondurulmuş hamsiyi de tüketicimizin hizmetine sunacağız” diye konuştu.