Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2006 00:00
Aykut Şirketler Grubu’nun sahibi Aytekin Kaya, ekonomik sıkıntılar yüzünden üniversiteyi okuyamadı ama "Cağaloğlu’nun kağıt piyasasında" ticareti öğrendi. Sermayesiz açtığı ticarethaneyi büyüterek, Zarfsan ve Selsan’ı satın alan Kaya’nın cirosu 50 milyon YTL’yi aştı.
ARDAHAN’da 9 çocuklu ailenin en küçüğü olarak dünyaya gelen Aytekin Kaya, İstanbul’a ağabeyinin yanına okumak için geldi ama liseden sonra üniversiteyi kazanmasına rağmen maddi imkansızlık nedeniyle okuyamadı. Bunun üzerine Cağaloğlu’nda bir kağıt ithalatçısının yanında işe başlayan Aytekin Kaya, askerliğe kadar çalıştığı Cağaloğlu’nda kağıt ticaretini çok iyi öğrendi. Aytekin Kaya, şu anda 2001 krizinde satın aldığı Zarfsan ve Selsan ile sektörün sanayicileri arasına girmeyi başarmış, 50 milyon YTL cirolu bir ’kağıt kırtasiye’ grubunun patronu.
ÜNİVERSİTEYE PARA ENGELİ: Kaya, şöyle başlıyor anlatmaya: "Ailem çiftçiydi. Bir ağabeyim İstanbul’da Demirdöküm’de kalite kontrol şefi olarak çalışıyordu. Ben de onun yanına İstanbul’da okumak için geldim. Ortakçılar Lisesi’ni bitirdim ve İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ni kazandım ama maddi imkanlarımız yetişmediği için üniversiteye gidemedim. Cağaloğlu’nda iş aradım ve bir kağıt tüccarının yanında işe girdim. Askere gidene kadar da kağıt, matbaa piyasasını iyice öğrendim. Benim için o piyasa birkaç üniversiteye bedel iş tecrübesi kazandırdı."
ASKERDEN SONRA TOPRAK KAĞIT: Askerden döndükten sonra tekrar Cağaloğlu’nda kağıt ticaretinde çalışmak isteyen Aytekin Kaya, "İş ararken Toprak Kağıt Fabrikası’nın kurulduğunu duydum ve kafaya koydum; ’ben mutlaka bu fabrikada çalışmalıyım’ dedim. Cağaloğlu’ndaki tanıdıklarımı devreye sokup satış görevlisi olarak orada işe başladım" diyor. Toprak Kağıt’ta da üretici firmanın ticaretini öğrendiğini anlatan Aytekin Kaya, şöyle devam ediyor: "Satış tecrübemden dolayı kısa sürede Toprak Kağıt’ta şef oldum. Bir yıl sonra da genel müdür çağırdı ve ’Piyasa bilginden dolayı seni İzmir Bölge Müdürlüğü’ne müdür tayin ediyoruz’ dedi. Ailem bile bu duruma şaşırdı. Ben gittim İzmir’e orada kısa sürede piyasayı kurdum ve sonra 11 tane bölge müdürlüğü daha kurdum. Hepsi de bana bağlandı. Ankara Bölge Müdürü’yken Genel Müdürlüğe çağırdılar ve 1.5 sene Genel Müdür Muavinliği yaptım. Sonra da ’artık kendi işimi yapmalıyım’ diye karar alıp, Toprak Kağıt’tan ayrıldım."
BİR MASA BİR SANDALYE: Toprak Kağıt’tan ayrıldıktan sonra tekrar Cağaloğlu’na geldiğini ve burada Türkiye’deki kağıt piyasanının tamamını tanıyan, üreticileri ithalatçıları bilen bir tüccar olarak şirketini kurduğunu kaydeden Aytekin Kaya, "Bir masa bir sandalye bir de emekli bir ağabeyi alarak Aykut Kağıtçılık’ı kurdum (Aykut oğlunun ismi). Kısa sürede Cağaloğlu’ndaki ve Türkiye’deki yayınevlerinin en seçkinleri kağıtlarını benden temin etmeye başladı. Hatta parasızlık yüzünden okuyamadığım ders kitaplarının kağıtlarını bile ben vermeye başladım. Büyük şirketler de benden kağıt almaya başladı. Bir de kırtasiye firması kurdum ve ticaretim biraz daha büyüdü" diyor.
Krizde Zarfsan durdu alıp düğmeye bastım2001 krizi başladıktan sonra piyasada bazı üreticilerin zora girdiğini anlatan Aytekin Kaya şöyle konuşuyor: "Aykut Kağıtçılık olarak ticarete devam ederken bir taraftan da ’başka ne yapabiliriz’ diye düşünüyorduk. Sektörün en eski firmalarından (aynı zamanda müşterim) Zarfsan sıkıntıya girmişti. Makinaları durmuştu bu firma sektörde amiral gemisiydi ve fabrikayı bize teklif ettiler. Önce almak istemedim ama sahipleri ısrar etti ve Gürpınar’daki fabrikayı devraldım. Yeni ekip kurdum ve fabrikada düğmeye bastık. Yeni yatırım da yaptık. Bu sırada bir başka üretici firma Selsan da fabrikasını bize teklif etti. 15 dakikalık bir görüşmeden sonra onu da aldım. 6 ay içinde iki fabrika almıştım. 10 milyon dolarlık ek yatırım yaparak ikisini de İkitelli’ye taşıdım ve üretimi artırdım. Bu iki fabrikanın makine parkını ve isim haklarını almış oldum, 4 bin metrekarelik bir fabrikada birleştirdim."
Asker mektubu bitti, bizim zarf işi büyüdüAYTEKİN Kaya, iki önemli zarf markasını aldıktan sonra üretim için yeni bir pazar stratejisi de oluşturduklarını söylüyor ve şöyle konuşuyor: "Artık ’asker mektubu’ için zarf üretme devri bitmişti. Şimdi bankaların, telekom kuruluşlarının, kısaca çok büyük kurumsal yapıların zarf ve zarf içi ürünleri için yatırım gerekiyordu. Ben bu pazarın çok hızlı büyüyeceğini gördüm ve bu defa da sıfır makine almak için Almanya ve İspanya’ya gittim. Bu alandaki ünlü makineciler bizi ciddiye bile almadılar. Sonra Türkiye’ye geldiler durumumuzu incelediler ve makineleri aldık. 6 ay sürmedi yeniden kapasite artırdık, yeniden makineler aldık ve sonunda Türkiye’nin en iyi tesislerinden birini kurmuş olduk. Zarfsan olarak şimdi Avea, Telsim, İş Bankası, HSBC, Finansbank, Citibank, Oyakbank, DMO vb. çok sayıda önemli kurumun zarfını ve kağıdını hazırlıyoruz. 2 milyon
Euro’luk ihracat yapıyoruz. Ciromuz 50 milyon YTL’yi buluyor. 150 kişilik istihdamımız var ve ihracatımızı artırmak için tekrar yatırım yapacağız. Avrupa ve ABD dahil 21 ülkeye ihracat yapıyoruz. Şu anda dünya kupasının CD zarflarını da biz yapıyoruz. 2007’de Hadımköy’de 30 bin metrekare kapalı alanlı bir fabrika yatırımına başlayacağız. 20 milyon dolarlık yatırım yapacağız ve bundan sonra Avrupa’nın tüm bankalarına, telekom şirketlerine üretim yapacağız. Zarfsan dünya firması olacak."