e-kobi:Soyadan kumaş, inek sütünden kazak yaptı

Güncelleme Tarihi:

e-kobi:Soyadan kumaş, inek sütünden kazak yaptı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 18, 2006 00:00

1994’te fabrikası yakılan ve bu nedenle Türkiye’ye küsüp Polonya’ya yerleşen Tokatlı Abdullah Taşçı, 2003’te Çinliler’in ısrarıyla tekrar Türkiye’ye döndü. Çin patentiyle soya ve süt elyafından organik iplik, her türlü kumaş, giysi ve ayakkabı üretmeye başladı.

TÜRKİYE’de enerji ve işçilik maliyetlerini, ağır vergileri sorun etmeyen tekstilciler de varmış. Üstelik bunlardan biri bütün tekstilcilerin haksız rekabeti yüzünden korkup sindiği Çin’le birlikte Avrupa’ya açılmaya hazırlanıyor. 1994’te Firuzköy’de yeni yaptığı fabrikası yakılan ve bu nedenle Türkiye’ye küsüp Polonya’ya yerleşen Tokatlı Abdullah Taşçı, Çin patentiyle üretilen ’soya ve inek sütü elyafından’ organik iplik, kumaş, giysi ve ayakkabı üretmeye başladı.

FABRİKAMI YAKTILAR: CMT Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Taşçı şöyle başlıyor anlatmaya: "1974’e kadar Rubi Tekstil’de profesyonel olarak çalıştım. 1974’te İstanbul’da Cemtaş’ı 60 bin lira sermayeyle kurdum. 1990’a kadar bu şirketimle iç piyasaya çalıştım, 1990’dan sonra ihracata yöneldim ve hızlı büyüme yaşadık. 1994’te Esenyurt’ta büyük bir fabrika yatırımını tamamlamıştım. Sonra daha büyüğünü yine Esenyurt’ta (46 bin metrekarelik) kurdum. Alman makineleriyle, 50 milyon dolarlık bir yatırımla tam entegre tesis kurmuştum. Açılıştan 9 gün sonra fabrikamı yaktılar. 7 milyon marklık malım da yandı. Makineler getirip fabrikayı çalıştırdım yine yaktılar. 3 yıl bu fabrikayı çalıştırmak için uğraştım sonra pes ettim ve 2000’de Polonya’ya yerleştim."

TEŞVİK PEŞİNDE KOŞMADIM: Abdullah Taşçı, "Hiç teşvik peşinde koşmadım. Şimdi Çin bahanesiyle bir sürü şey isteyenleri de anlamıyorum. Oysa ben daha 1990’larda Çin ile güzel ticari ilişkiler kurmuştum" diyor. Taşçı, Polonya’ya yerleştikten sonra da Çinli firmalarla bu eski ticari ilişkileri yüzünden teklif aldığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor: "Çin’liler beni Polonya’da buldular. Soya ve inek sütü elyafını anlattılar. Antibakteriyel, son derece sağlıklı bir ürün ortaya çıkmıştı ve üstelik soğuk suda deterjansız yıkanabiliyor. Bilimsel olarak da kabul edilmiş çok büyük üstünlükleri olan bir tekstil materyali üretmişler ve patentini de almışlar. Bunun Türkiye ve Avrupa Distribütörü olmamı istediler. Ben de bu işi Polonya’dan yapmayı teklif ettim. Türkiye’nin tekstildeki birikimine dikkat çekip Türkiye’ye dönmemi istediler. Kabul ettim."

ÇİNLİ BİLİMSEL ÇALIŞIYOR: Abdullah Taşçı, Çinliler’in soya ve inek sütü elyafı için 700 milyon dolarlık yatırımla fabrika kurduklarını belirtiyor ve şöyle konuşuyor: "Beğenmediğimiz Çinli, bir elyaf için bu kadar yatırım yapıyor. Onların bu gayretini görünce 2003’te tekrar Türkiye’ye döndüm ve 3 yıldır soya ve inek sütü elyafından koleksiyonları tamamlamak için canla başla çalışıyoruz. Soyadan bütün kumaşları ve o kumaşlardan da bütün ürünleri ürettik. Ayakkabı da yaptık. İnek sütünden de ilk ürünleri ürettik. Şu anda 60 kişilik kadromuz var."

Türk sanayicisi masaya bilim adamlarıyla oturmalı

TÜRKİYE’de uzun süredir ’maliyetlere dayalı sanayicilik’ sorununun aşılamadığını vurgulayan Abdullah Taşçı, bu konudaki görüşlerini de şöyle anlatıyor: "Bizim sanayici ihracatçı, Çin’deki işçiliğe, enerji fiyatına kafayı takmış. Ben diyorum ki; Türkiye’de artık maliyetleri konuşmak yerine sanayicimizin bilim adamlarıyla masaya oturma zamanı geldi. Bundan sonraki yolumuz bu olmalı. Bilimsel olarak araştırma geliştirmeyle ne yapabiliriz? işimiz tekstilse ’teknik tekstil’ ile ne yapabiliriz? Yoksa hálá boyahane kuralım, iplik kuralım yürümez bu işler. Çin kaliteli üretemez diyenler de çok yanılıyor. Gidip bir baksınlar dünyanın en lüks markaları orada üretiliyor artık.

Pink White mağazaları eylülde açılacak

ABDULLAH Taşçı, Türkiye’ye dönüp tekrar şirket kurduğunda sektörden bir profesyoneli de ortak alır. Taşçı, şöyle devam ediyor anlatmaya: "Emel Senem Ünüvar ortağım oldu. Kendisi iyi bir profesyoneldi. Birlikte bu işe girdik. Biz birikimlerimizi kullanarak iplik, kumaş ve konfeksiyonu yapıyoruz. Giyilebilecek her şeyi ürettik, koleksiyonu tamamladık. Almanya ve İngiltere için sözleşme aşamasındayız. Markamız ve mağazamız Pink White olacak ve ilkini eylülde Türkiye’de açacağız. Konseptimiz Zara gibi her üründe var olmak. Çünkü bu elyaflardan ayakkabı, kadife, ev tekstli, jean pantolon, battaniye, havlu aklınıza ne geliyorsa üretilebiliyor. Biz bu yepyeni materyallerle pazara konsept satarak çıkacağız. İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya’da 4 mağaza birden açmayı düşünüyoruz. Mağazalarımız Türkiye’de ve Avrupa’da hızla yayılacak. Kaşmir kadar yumuşak, ipek kadar kaygan muhteşem bir elyaf var elimizde. Bu üründe Türkiye’nin tekstil ihracatını 100 milyar dolara çıkarabilecek bir potansiyel var. Tabii elyafa Avrupa’dan önce Türkiye sahip çıkabilirse. Elyafı İtalyanlar bizden önce üretirlerse, onlar bu işin kaymağını yer."

İnek sütünden kazak kaşmiri sollayacak

İNEK sütünden Çinlilerin ürettiği elyafın da iplik ve kumaş aşamalarından sonra kaşmirden daha kaliteli bir ürüne dönüştüğünü ifade eden Abdullah Taşçı, şunları söylüyor: "İplik ve kumaş tamam, kazağı da diktik. Kaşmir kalitesinde hatta daha da iyi bir ürün çıktı ortaya. Bu kazaklar kaşmire göre çok daha ucuza mal olacak ve doğal olarak da daha ucuza satılabilecek. Bizim soya elyafının kilosu 6 dolar, süt elyafının kilosu da 28 dolar. Ona göre düşünün. Benim hesaplarıma göre çiftçi pamuk yerine soya ekse metrekarede 1 dolar yerine 4 dolar kaldırır. Çiftlik sahipleri de 10 kilogram sütten 1 kilo elyaf üretildiğini ve bunun da 28 dolar olduğunu düşünüp sütü kaç liradan satarlarsa karlı olur; hesaplasınlar artık. Tabii ki böyle bir üretim sürecinin gelişmesi için zaman gerekiyor ama öyle görünüyor ki soya ve süt elyafı tarıma dayalı sanayide çok başka bir ufuk getirecek. Belki bizim köylü de o zaman Hazine’nin efendisi olmak yerine gerçekten efendi olacak."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!