e-kobi: Nişanlıyken ortaklık kurdular 50 ülkeye sandalye satıyorlar
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Ocak 30, 2007 00:00
Bahar ve Talip Aysan’ın nişanlıyken başladıkları ’tasarım objesi oturma ürünleri ticareti’ evlendikten sonra 50 ülkeye ihracat yapabilen bir şirkete dönüştü. Geçen yıl 5 milyon dolar ciro yapan B&T markasının hedefi iki yılda 15 milyon dolar ciroya ulaşmak.
TÜRKİYE’nin tasarım ve markalaşma ile rekabette öne çıkabileceği sektörlerin başında gelen mobilya sektöründe çok başarılı bir örnek olan B&T Plus emin adımlarla ilerliyor. Nişanlıyken ’tasarım objesi oturma ürünleri’ yapıp satmayı hayal eden ve küçük bir mağaza açan Bahar ve Talip Aysan, evlendikten sonra aynı yolda yürüdüler ve 50 ülkeye sandalye ve koltuk ihraç edebilen bir şirket yarattılar. Gebze’de 5 milyon dolarlık yatırımla yeni bir fabrika da kuran ’Bahar ile Talip’ şimdi yurt içinde B&T Plus mağazaları açmaya başlıyorlar. Bata Metal Mobilya Tasarım Üretim Limited Şirketi 2006’da yüzde 55’ini ihracattan sağladığı yaklaşık 5 milyon dolarlık ciroyu ise 2008’de 15 milyon dolara yükseltmeyi hedefliyor. Bahar Aysan şöyle başlıyor anlatmaya: "1971 doğumluyum. Talip Bey’in babasının demir doğrama atölyesi vardı. Ben reklam, halkla ilişkilerde çalışıyordum. Nişanlandıktan sonra küçük bir mağazada özel tasarımlar satmaya başladık."
HALA ZİYARETİNDE TANIŞTIK: Talip Aysan, eşi ve ortağı Bahar Aysan ile tanışmasını şöyle anlatıyor: "Bir gün evimize geldim. Evde kimse yoktu. Birkaç sokak ötede halam oturuyordu, ona gittim. Orada Bahar’ı gördüm ve halam tanıştırdı, komşuymuşuz. O anda çok etkilendim ama 7-8 ay hiç görüşmedik. Sadece bir arkadaşıma ’halamlarda bir kızla tanıştım onunla ciddi şeyler düşünebilirim’ demiştim." Bahar Aysan ise tanışmadan 8 ay sonraki karşılaşmalarını, "Bir gün beni iş yerimde ziyarete geldi. Bir anlam veremedim. Bir toplantıdaydım ve yaklaşık 3 saat benim toplantıyı beklemiş. Talip Bey’e neden geldiğini sorunca ’geçiyordum uğradım’ dedi. Bu görüşmeden sonra artık birbirimizi ciddi olarak düşünmeye başladık. 4 ay sonra da evlenme kararı aldık ve nişanlandık. Talip Bey’in ciddi, ağır başlı ve ailesinin sorumluluğunu yüklenmiş hali beni çok etkilemişti" diye anlatıyor.
SAHRAYICEDİD’DE DÜKKAN: Talip Aysan’ın babasının ötölyesinde özel tasarım ürünler üretme çabası üzerine iki nişanlı, Sahrayıcedid’de küçük bir dükkanda bu ürünleri satmaya başlarlar. Bu sırada da geleceğe dair iş projelerini oluştururlar. Artık, ’özel tasarım oturma ürünleri’ yapıp uluslararası marka olmak hedefiyle yola devam ederler. 1993’te evlenen çift, 1995’ten sonra B&T markasıyla tanınmaya başlarlar. Bir mobilya sanayicisi ya da tüccarı olmaktan ziyade tasarımla anılırlar.
İMES’TE, KLASİS KISMETİ: Talip Aysan, özel tasarım oturma ürünlerinde ilk önemli ve sürekli büyük müşteriyle buluşmalarını da şöyle anlatıyor: "İmes’te üretip, küçük mağazamızda satıyorduk. Bir akşam atölyeden çıktım, arabam bozuktu ve durağa yürümeye başladım. Bir otomobil yaklaştı ve camı açıp ’buralarda sandalyeci var mı’ dedi. ’Nasıl bir sandalye arıyorsunuz’ dedim. Bir sandalye gösterdi ve ’bundan istiyoruz’ dedi. Ben de ’buyurun atölyemde bunları yaparız göstereyim’ dedim. Bu müşteri Klasis’ti ve biz o buluşmadan sonra her ay Klasis’e büyük miktarlarda satış yaptık, fatura kestik. Özellikle de kumarhaneler için oturma grupları tasarladık.
Restoran, otel, fast food oturma gruplarıyla büyüdük
B&T’nin Klasis’in kumarhanelerindeki sandalyelerle başlayan yükselişi, daha sonra restoranların, fast food zincirlerinin ve otellerin sandalye ve koltuklarını yaparak devam etti. Modern tarzda metal sandalyeler kısa süre sonra evlere girmeye başladı. B&T tasarım ekibini güçlendirdi ve modellerinin sayısını artırdı. İşler büyüyünce İMES’ten çıkıp Çekmeköy’de 10 bin metrekarelik bir fabrikaya geçildi. İhracat ise 2000 yılından itibaren Dubai, Köln ve Milano’da fuarlara katılınca başladı. Önce Almanya ve İtalya’dan yüklü siparişler alan B&T, kendi markasıyla ihracatta da direndi. Bahar Aysan, "Bizi görenler Türk markası olduğumuzu öğrenince hayal kırıklığı yaşıyorlardı. Bir defasında Kanadalı firma siparişini Türk markası olduğumuzu öğrenince ’insan hakları sorunu olan ülkelerden mal almayız’ diye iptal etti. Şimdi Kanada en çok ihracat yaptığımız ülkelerden biri oldu" diyor.
HALA ZİYARETİNDE TANIŞTIK: Talip Aysan, eşi ve ortağı Bahar Aysan ile tanışmasını şöyle anlatıyor: "Bir gün evimize geldim. Evde kimse yoktu. Birkaç sokak ötede halam oturuyordu, ona gittim. Orada Bahar’ı gördüm ve halam tanıştırdı, komşuymuşuz. O anda çok etkilendim ama 7-8 ay hiç görüşmedik. Sadece bir arkadaşıma ’halamlarda bir kızla tanıştım onunla ciddi şeyler düşünebilirim’ demiştim." Bahar Aysan ise tanışmadan 8 ay sonraki karşılaşmalarını, "Bir gün beni iş yerimde ziyarete geldi. Bir anlam veremedim. Bir toplantıdaydım ve yaklaşık 3 saat benim toplantıyı beklemiş. Talip Bey’e neden geldiğini sorunca ’geçiyordum uğradım’ dedi. Bu görüşmeden sonra artık birbirimizi ciddi olarak düşünmeye başladık. 4 ay sonra da evlenme kararı aldık ve nişanlandık. Talip Bey’in ciddi, ağır başlı ve ailesinin sorumluluğunu yüklenmiş hali beni çok etkilemişti" diye anlatıyor.
SAHRAYICEDİD’DE DÜKKAN: Talip Aysan’ın babasının ötölyesinde özel tasarım ürünler üretme çabası üzerine iki nişanlı, Sahrayıcedid’de küçük bir dükkanda bu ürünleri satmaya başlarlar. Bu sırada da geleceğe dair iş projelerini oluştururlar. Artık, ’özel tasarım oturma ürünleri’ yapıp uluslararası marka olmak hedefiyle yola devam ederler. 1993’te evlenen çift, 1995’ten sonra B&T markasıyla tanınmaya başlarlar. Bir mobilya sanayicisi ya da tüccarı olmaktan ziyade tasarımla anılırlar.
İMES’TE, KLASİS KISMETİ: Talip Aysan, özel tasarım oturma ürünlerinde ilk önemli ve sürekli büyük müşteriyle buluşmalarını da şöyle anlatıyor: "İmes’te üretip, küçük mağazamızda satıyorduk. Bir akşam atölyeden çıktım, arabam bozuktu ve durağa yürümeye başladım. Bir otomobil yaklaştı ve camı açıp ’buralarda sandalyeci var mı’ dedi. ’Nasıl bir sandalye arıyorsunuz’ dedim. Bir sandalye gösterdi ve ’bundan istiyoruz’ dedi. Ben de ’buyurun atölyemde bunları yaparız göstereyim’ dedim. Bu müşteri Klasis’ti ve biz o buluşmadan sonra her ay Klasis’e büyük miktarlarda satış yaptık, fatura kestik. Özellikle de kumarhaneler için oturma grupları tasarladık.
Restoran, otel, fast food oturma gruplarıyla büyüdük
B&T’nin Klasis’in kumarhanelerindeki sandalyelerle başlayan yükselişi, daha sonra restoranların, fast food zincirlerinin ve otellerin sandalye ve koltuklarını yaparak devam etti. Modern tarzda metal sandalyeler kısa süre sonra evlere girmeye başladı. B&T tasarım ekibini güçlendirdi ve modellerinin sayısını artırdı. İşler büyüyünce İMES’ten çıkıp Çekmeköy’de 10 bin metrekarelik bir fabrikaya geçildi. İhracat ise 2000 yılından itibaren Dubai, Köln ve Milano’da fuarlara katılınca başladı. Önce Almanya ve İtalya’dan yüklü siparişler alan B&T, kendi markasıyla ihracatta da direndi. Bahar Aysan, "Bizi görenler Türk markası olduğumuzu öğrenince hayal kırıklığı yaşıyorlardı. Bir defasında Kanadalı firma siparişini Türk markası olduğumuzu öğrenince ’insan hakları sorunu olan ülkelerden mal almayız’ diye iptal etti. Şimdi Kanada en çok ihracat yaptığımız ülkelerden biri oldu" diyor.