Sadi ÖZDEMİR
Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2006 00:00
Gurbetçi ailenin üçüncü kuşak çocuğu Cihat Dündar, Stuttgart’ta tarla işçiliği ve pazarlama yapıp Türkiye’ye döndü. Toprakla uğraşırken bitkilerle tanışan Dündar, önce şifalı bitkilerden kendi sivilcelerine çözüm buldu. Şırnak’ta askerlik yaparken gördüğü ’bıyıklı kadınlar’dan ilham aldı ve tüy dökücü krem Bioder’i üretti. Cihat Dündar, 2005’i 15 milyon YTL ciroyla kapattı.
ALMANYA’ya 1960’larda ilk gidenlerden Ardahanlı Dündar Ailesi’nin küçük oğlu Cihat, 20 yaşında kesin dönüş yaptığı Türkiye’de başarı öyküsüne imza attı. Stuttgart’ta 3 yıl tarla işçiliği yapan, salatalık, çilek, patlıcan, patates toplayan Cihat Dündar, bu dönemde bitkilerin ’doğal etkilerine’ de kendi sivilcelerinin tedavisinde tanık oldu. Cihat Dündar daha sonra bitkileri araştırmaya başladı ve askerliğini yaptığı Şırnak’ta kadınların ’aşırı tüylenme’ sorununa tanık oldu. Doğal yöntemlerle ’tüyleri yok etmek için formül’ geliştiren Cihat Dündar, şimdi yılda 500 bin ton krem üreten bir fabrikanın ve 15 milyon YTL ciroya ulaşan Dündar Kimya ve Kozmetik Limited Şirketi’nin sahibi.
BABA FİLM TOPTANCISI: Cihat Dündar şöyle başlıyor anlatmaya: "1972 doğumluyum. Aslen Ardahanlıyız. Ailem 1960’larda Almanya’ya gelmiş. Üçüncü kuşak olarak Almanya’da doğdum büyüdüm, Stuttgart’daydık. Babam ’film toptancılığı’ yani Türk filmlerinin dağıtım işini yapardı. 1990’lı yıllarda gıda satan Türk dükkanlarının bir köşesinden mutlaka Türk filmleri vardı ve bu iş çok iyi para kazandırıyordu."
PAZARLAMA VE TARLA İŞÇİLİĞİ: Almanya’da birçok pazarlama firmasında çalıştığını söyleyen Cihat Dündar, şunları dile getiriyor: "Stuttgart’ta tarlalarda da çalıştım. 3 yıl boyunca sebze topladım. Salata, patlıcan, havuç, çilek aklınıza ne geliyorsa. Bu dönemde toprağa yakın oldum ve bitkileri sevdim, bitkilerdeki mucizevi etkileri keşfettim. 14-15 yaşındayken çok ağır bir sivilce sorunu çıktı. Bunalıma giriyordum. Doktorların ilaçları fayda etmiyordu. Birgün evdeki kütüphanede duran şifalı bitkiler kitabını okudum. O kitapta sivilce için ’bal ve yoğurdu karıştırın sivilcelerinizin üzerine sürün 2-3 hafta içinde hiç bir şeyiniz kalmaz’ diye yazıyordu. Bu formülü uyguladım. 2-3 hafta içinde yüzümde sivilce kalmadı. Bende doğal yöntemlere merak başladı."
ŞIRNAKLI KADINLARA BORÇLUYUM: Cihat Dündar, 20 yaşında Türkiye’ye gelir ve askerlik görevi için Şırnak’a gider. Dündar şöyle devam ediyor: "Güneydoğu’da daha önce hiç görmediğim türde bitkiler, küçük küçük hayvancıklar gördüm ama bu arada da o bölgedeki insanlarımızın aşırı tüylenme sorunu yaşadığına tanık oldum. Bazı bayanlarda erkek gibi bıyık sakal çıkıyordu ama onlar bu durumla uğraşmıyordu bile. Orada ’bu istenmeyen tüylere karşı ne yapılabilir’ diye düşünmeye başladım. Kitaplarımı da götürmüştüm. Bioder’in çıkış noktası Şırnaklı kadınlar oldu. Çünkü çözümbulamadıkları için başörtüsünü de tüylerine göre örtmek zorunda kalıyorlardı."
3 yıl araştırma yaptım üniversiteye başvurdumCİHAT Dündar, askerden dönünce üç yıl başka firmalarda çalışırken, hangi bitkilerle istenmeyen tüylere son verecek bir ürün yapılabileceğini de araştırır. Dündar, "Kozmetik çok disiplinli bir iştir. Çünkü insana direkt etkisi olacak bir ürünle uğraşıyorsunuz. Çok şeyi bilmek, hesaplamak, etkilerini araştırmak gerekir. Bitkilerle tüyleri yok etmek için dermatoloji, kimya, eczacılık hepsini birleştirmek lazım. 3 yıldan sonra Bioder’in ürün formülü ortaya çıktı. İçinde 10’a yakın bitki vardı ve kremi ürettik. 2002’de Eskişehir Anadolu Üniversitesi’ne gittim ve ürünün insan sağlığına yan etkisini araştırmak için bilimsel çalışma talep ettim. Zaten kanun gereği de bağımsız bir üniversiteden onay gerekiyordu. Bu araştırma 3 ay sürdü. Araştırma ücretinin yüzde 20’sini peşin ödüyorsun geri kalanı da sonucu alınca ödüyorsun. Üniversite parayı almadan sonucu sana bildirmiyor. Çünkü negatif diye parayı ödemeyebilirsin. Arkadaşlar da bana ’boşver nasıl olsa negatif çıkar ödeme’ diyor. Bütün paramı topladım (7 bin YTL) otobüse atlayıp Eskişehir’e gittim. Parayı yatırdım, makbuzu teslim ettim ve sonucu söylediler; mükemmel. 20 denek üzerinde denenmiş ve cildin yapısına zarar vermeden tüyleri anlamlı şekilde azaltmış."
Formül vardı, sermaye yoktuCİHAT Dündar, 2002 Nisan’ında üniversiteden onaylı formülünü cebine koyup İstanbul’a döner ama tek kuruş kalmamıştır. Dündar şöyle devam ediyor anlatmaya: "Kadıköy’de askerlik arkadaşımın bürosuna gittim ve ’arkadaş elimde böyle bir rapor ve ürün var, müsaade et cumartesi ilan vereyim pazar günü senin telefonunu kullanayım işine gücüne de mani olmam’ dedim. Kartvizit boyutunda ilan verdim ve pazar sabahı arkadaşımın bürosuna gittim, telefon durmuyor. 10 metrekarelik bir odayı mobilyasıyla kiraladım. Pendik’te bir fabrikayda fason üretime başladım. 2003’ün 6’ıncı ayında eczanelere girdik. 1.5 yıl içinde 10 metrekarelik bir odadan, her katı 100 metrekarelik 6 katlı bir binaya taşındık. 2004’ün ortalarında da fabrikamızı bitirdik. Bütün sermayemizi üründen kazandık. 1.5 yılda 4 milyon YTL’ye yakın ciro yaptık. Markalaşmamız da çok çabuk oldu. Etkin mecraları seçtik. Ayda 400 adet satarken ilk televizyon reklamımdan sonra aylık satışım 10 bine fırladı. Full çalışırsak yılda 500 bin ton krem imalatı yapabiliyoruz. 70 çalışanımız var. 2004 10 trilyon ciro yaptık, 2005’i 15 milyon YTL ciroyla kapattık."
Şimdi de saç dökülmesine karşı ürün geliştirdikCİHAT Dündar, şampuan üretimine de başladıklarını söylüyor ve "Bioder’den sonra Bioxin’i çıkardık, saç dökülmesini engelleyen ve yeni saç çıkmasınıa yardımcı olan bir şampuan. Lansmanı yakında yapılacak. Bir de Biodefin çıkıyor ki bu da tüy azaltıcı bir krem. Bioder’den daha az etkili ve marketlerde satılabilecek. Biz tüy azaltıcı ne ürün üretilebilecekse Biodefin ile onu üreteceğiz. Şemsiye markamız o olacak" diyor.
Esnafın kredi faizi yüzde 13’e düşürüldüESNAF kredi faizlerinde 40 gün içinde ikinci indirim geldi. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği (TESKOMB) Başkanı Kadir Akgül, esnaf kredi faizlerinin bugünden geçerli olmak üzere yüzde 15’ten yüzde 13’e indirildiğini açıkladı. Akgül, konuya ilişkin düzenlediği basın toplantısında, 25 Kasım 2005 tarihinde kredi faizlerinin yüzde 15’e düşürüldüğünü hatırlatarak, 40 gün içinde ikinci bir indirimi gerçekleştirdiklerini söyledi.
1 ay içinde göreve gelişinin üçüncü yılının dolacağını ifade eden Akgül, göreve geldiğinde faiz oranının yüzde 49 olduğunu, 100 milyon YTL de kredi dağıtıldığını kaydetti. Bugün gelinen noktada faizin yüzde 13’e indiğini, dağıtılan kredi miktarının ise 3.5 milyar YTL’ye çıktığını anlatan Akgül, bunun esnaf ve sanatkar odaklı çalışmanın sonucu olduğunu ifade etti. Bundan sonraki amaçlarının 0 faiz oranını yakalamak olduğunu da belirten Akgül, "Bunu da çok kısa zamanda gerçekleştireceğimize inanıyorum" diye konuştu.
Halk Bankası’nın kaynak maliyetinin şu anda yüzde 20’ler seviyesinde olduğunu dile getiren Akgül, bu maliyet düştükçe esnaf kredi faizlerinin de aşağı çekileceğini vurguladı ve "1 ay içinde faizin yüzde 11’lere düşeceğini tahmin ediyorum" dedi. Esnaf kredilerinde takip oranlarının da 0 olduğuna işaret eden Akgül, bunun herkesi şaşırttığını kaydetti.
Balparmak Bal İhtisas Laboratuvarı’nı açtıBAL firması Balparmak yeni Bal İhtisas Laboratuvarı’nı, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in katılımıyla açtı. Eker, Balparmak tesislerini gezdi ve bala uygulanan tüm testler hakkında bilgi alıp uygulamaları yerinde inceledi. Eker, Balparmak laboratuvarının Türkiye’nin en büyük bal ihtisas laboratuvarı olduğunu ve bal sektörüne büyük faydalar sağlayacağını belirtti. Balparmak Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak ise Balparmak tesislerinin üretim kapasitesinin tek vardiyada 8 bin ton, üç vardiyada 24 bin ton olduğunu, bunun da, Türkiye’nin toplam bal üretiminin yüzde 40’ını oluşturduğunu söyledi. Özen Altıparmak "Balparmak Bal İhtisas Laboratuvarı’nda, kalite kontrol faaliyetlerinin yanı sıra araştırma geliştirme faaliyetleri de gerçekleştiriyoruz ve bu kapsamda tüm Türkiye’yi kapsayan ve TÜBİTAK TİDEB tarafından da desteklenen projeler yürütüyoruz" dedi. Balparmak Bal İhtisas Laboratuvarı’nın kapasitesi, 1 milyon YTL’lik bir yatırımla artırıldı. Laboratuvarın tüm mobilyaları ve iç tasarımı, akredite laboratuvar olmak için gerekli tüm şartlar sağlanarak Almanya’da bulunan Wesemann firmasına yaptırıldı. Laboratuvarda günde 500 adet analiz gerçekleştirilebilecek.
Alüminyum proje yarışını Mimar Sinan’lılar kazandıÇUHADAROĞLU Holding tarafından, alüminyum teknolojilerinin yaygın olarak kullanılmasını desteklemek amacıyla düzenlenen proje yarışması sonuçlandı. Bu yılki proje konusu; Deniz Otobüsü Terminali Tasarımı olan Çuhadaroğlu ALU’2005 Öğrenci Proje Yarışması’nda birincilik ödülünü Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden Cenk Tunaboylu ile Ahmet Korfalı aldı. Yarışmada Yeditepe Üniversitesi (YTÜ)’nden Yıldırım Gigi ve Mehmet Mustafa Tural ikinci, YTÜ’den Hakan Demirel, Erhan Yıldız ile İTÜ’den Seda Kurt da üçüncü oldu. ALU ödülleri için ülke genelindeki çok sayıda üniversiteden 42 proje yarıştı. Geçen yıla oranla yoğun bir katılımın olduğu yarışmada öğrencilerden, "İstanbul’un sahip olduğu nitelikler, turizm değeri ve iskelelerinin şehrin görünüşünü belirleyecek önemli yapılar olmaları nedeni ile deniz otobüsü terminallerinin çağdaş bir malzeme olan alüminyum kullanılarak yeniden ele alınması" istendi. Proje alanı olarak da, yapımı devam eden metro ve hızlı tramvay ilişkisi dikkate alınarak Kabataş Deniz Otobüsü Terminali seçildi.