Düşük kur darbesine beyin fırtınasıyla çözüm arayacağız

Güncelleme Tarihi:

Düşük kur darbesine beyin fırtınasıyla çözüm arayacağız
Oluşturulma Tarihi: Ekim 07, 2007 00:00

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Anadolu’daki bütün sanayicilerin kurların geldiği (düşük) noktadan rahatsızlık duyduğunu söyledi ve "Bir kısırdöngü içine girdik. Çıkış yolu bulabilmek için mevcut ve eski merkez bankası başkanları ve hazine müsteşarları beyin fırtınası yapacağız" dedi.

TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Anadolu’daki bütün sanayicilerin dövizin geldiği noktadan rahatsızlık duyduğunu belirterek, "Bir kısır döngünün içine girdik şu anda. Çıkış yolu bulabilmek için mevcut ve eski merkez bankası başkanları ve hazine müsteşarları ile bir araya gelip, beyin fırtınası yapacağız" dedi. Hisarcıklıoğlu, beyin fırtınasını yakın zamanda yapacaklarını ancak tarihin henüz netleşmediğini bildirdi.

Brüksel ve Berlin’deki temaslarının ardından dün yurda dönen Hisarcıklıoğlu, geziye katılan gazetecilerle sohbet toplantısı yaptı. Bir gazetecinin kur politikasını nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Hisarcıklıoğlu, dövizin geldiği noktadan Anadolu’daki bütün sanayicilerin rahatsızlık duyduğunu vurguladı. Faizin bu kadar yüksek olmasına yönelik de rahatsızlık bulunduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, "İç piyasaya bakıldığında da enflasyonu belli bir noktada tutabilmek için, faizler belli oranda yukarda tutularak, içerdeki tüketim de kısılıyor tabii" dedi.

SANAYİ POLİTİKASI: TOBB Başkanı, ithalatta ara malının yüksekliği ve buna paralel yerli ara malı üreticilerinin durumuna yönelik bir soruyu yanıtlarken de "Türk sanayicisinin rekabet gücünü artırmak gerektiğini" vurguladı. Bazı sektörlerde üretim yapabilmek için ara malı ihracatının yüzde 90’lara kadar çıktığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, "Kur politikası değişmeyecekse, dalgalı döviz kuru devam edecekse sanayici üzerindeki ilave yükleri indirilmesi, rakip olduğumuz ülkelerle eşit koşullarda yarıştırılması lazım" dedi. "Enerji fiyatları, istihdam üzerindeki yükler ve vergi yükünden" yakınan Hisarcıklıoğlu, bu noktalarda yapılacak bir iyileşmenin kısa vadeli çözüm olacağını, köklü çözümün ise "sanayi stratejisi" oluşturmak olduğunu söyledi. Türkiye’nin 83 yıldır sanayi stratejisi bulunmadığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "Bunun olabilmesi için de birincisi sanayi envanterine ihtiyaç var. Elinizde bilgi olmadan bir sanayi stratejisi yapamazsınız, sanayi politikası tasarlayamazsınız ki tasarlıyamıyoruz, burada iflas ettik, sınıfta kaldık" dedi.

NEREDE NE ÜRETECEĞİZ: Ortaya konulacak sanayi stratejisi ile Türkiye’nin neyi üretip, neyi üretmeyeceğine, hangi bölgelerde ne üretimi yapacağına karar vermesi, paralel olarak sektörel ve bölgesel teşvik politikalarını hayata geçirmesi gerektiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, bunun AK Parti’nin seçim beyannamesi ve hükümet programında de yer aldığına işaret etti. Hisarcıklıoğlu başka bir soruyu yanıtlarken de mevcut sistemin kayıt dışılığa ittiğini belirterek, vergi oranlarını düşürmeden tahsilatı artırmanın mümkün olmadığını söyledi. Bunun en güzel örneğinin tekstil sektöründeki KDV indiriminde görüldüğünü kaydeden Hisarcıklıoğlu, bu sektörde oranın yüzde 18’den yüzde 8’e inmesiyle vergi tahsilatının arttığını ifade etti.

IMF: Mali tasarrufa devam ederseniz sınıf atlarsınız

ULUSRALARASI Para Fonu (IMF) tarafından hazırlanan bir rapora göre, Türkiye, Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) yüzde 2’si oranında kamu finansmanında tasarrufa gitmesi halinde, 5 yıl sonra, kredi notu, "BBB" derecesine, bazı sanayileşmiş ülkelerin düzeyine çıkacak. Aralarında, bir süre IMF’nin eski Türkiye Yerleşik Temsilci yardımcısı olarak Ankara’da çalışan ve şuanda Barclays Bank’ta görev yapan ekonomistlerden Christian Keller’in de bulunduğu uzmanlar tarafından hazırlanan ’Türkiye’nin Ülke Riski Ölçümü’ raporu, Türkiye ekonomisindeki alternatif modeller, senaryolar karşısında yaşayacağı risk ve kazançları inceliyor.

GSMH’NİN YÜZDE 2’Sİ: Raporda, GSMH’nin yüzde 2’si oranında yapılacak bir kamu finansmanı tasarrufu, iç ve dış borçları azaltırken, iç ve dış borçlanma maliyetlerini de düşürecek. Bu tasarrufun 5 yıl süreyle devam etmesi halinde ise Türkiye’nin halen BB düzeyinde olan kredi notu, bazı sanayileşmiş ekonomiler için de kullanılan ve ’yatırım yapılabilir’ olarak tanımlanan BBB kategorisine yükselecek. Raporda, Türkiye’nin makro ekonomik yapısının 2001 yılından bu yana düzelmeye devam ettiği, ancak kırılgan yapının gittikçe azalmasına rağmen halen varlığını sürdürdüğü de vurgulandı.

EKONOMİ DAHA DİRENÇLİ: En son 2006 yılının ikinci yarısındaki küresel dalgalanmanın Türkiye’ye etkisinin kırılganlığın sürdüğünün bir göstergesi olduğu belirtilirken, yine de ekonominin her geçen yıl, dış ve iç şoklara daha dirençli hale geldiği ifade edildi. Türkiye ekonomisindeki direncin arttığının bir göstergesi olarak da "2006 yılında yaşanan çalkantı, 2003 yılında olsaydı kredi notu BB’den, B düzeyine gerilerdi" tespiti yer aldı.

Zamanı geldiğinde doğru olan yapılır

DEVLET
Bakanı Mehmet Şimşek, Mayıs 2008 tarihinden sonra Türkiye’nin Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yoluna devam edip etmeyeceği konusunda, "Mayıs 2008’e kadar programımız devam ediyor, zamanı geldiği zaman Türkiye için ne doğruysa, Türkiye yararına hangi senaryo doğruysa onu uygulamaya koyacağız" dedi. Şimşek, sanayicilerin dolardaki düşüşten şikayetçi olduğunun anımsatılması üzerine de "Yorum yapmayacağım tek bir konu varsa; o da faiz ve kurdur" dedi. Mehmet Şimşek, teşvik konusundaki çalışmalarının ise devam ettiğini anlatarak, "Gaziantep’in mağduriyetinin giderilmesiyle ilgili verdiğimiz sözün de arkasındayız. O konuyla ilgili düzenlemeleri de önümüzdeki dönemde yapacağız. Şu anda gündemimizi 2008 bütçesi gibi çok temel konular oluşturuyor ama bu sene içinde o konuyla ilgili de bir düzenlemeye gitmeye çalışacağız" dedi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!