Güncelleme Tarihi:
Babacan, Plan ve Bütçe Komisyonunda Hazine Müsteşarlığı, BDDK, SPK, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun 2011 bütçelerine ilişkin sunumunda, Halk Bankası, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından çiftçi ve esnafa yönelik “düşük faizli kredi” uygulamasına değindi.
Bakan Babacan'ın verdiği bilgiye göre, 2010 Eylül sonu itibarıyla Halk Bankası esnaf kredileri 3,3 milyar liraya ulaştı. Düşük faizli kredi desteğinden faydalanan esnaf sayısı 237 bin oldu. Ziraat Bankasınca kullandırılan düşük faizli kredi bakiyesi 10,1 milyar lira, Tarım Kredi Kooperatiflerince kullandırılan düşük faizli kredi bakiyesi de 2,2 milyar lirayı buldu. Söz konusu uygulamadan 1 milyon 128 bin tarımsal üretici faydalandı.
2010 yılı sonu itibarıyla düşük faizli kredi kullandırımı nedeniyle oluşacak gelir kayıpları karşılığında yapılacak ödemelerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri için 300 milyon lira, Halk Bankası için 150 milyon lira olacağı tahmin ediliyor.
Babacan, “Bu uygulamaların 2011 yılında da devam etmesi ve bu çerçevede Halk Bankasına 327 milyon TL, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine 776 milyon lira ödeme yapılması bekleniyor” dedi.
KÜRESEL KRİZ
Babacan, komisyondaki konuşmasında, küresel ekonomik krizi de değerlendirdi. Bu krizi daha öncekilerden ayıran temel farkın, krizin çok yaygın ve ağır hissedilmesi olduğunu belirten Babacan, alınan tedbirler ve gelinen noktaya ilişkin bilgi verdi ve “Ancak, önümüzde hala önemli riskler bulunmaktadır. Özellikle bazı gelişmiş ülkelerde, mali sürdürülebilirlik endişelerini ortadan kaldıracak orta vadeli planlar henüz tam anlamıyla ortaya konulamamıştır” dedi.
Türkiye'nin, izlediği politikalarla küresel krizden “daha sınırlı ölçüde” etkilendiğini, “kriz sonrası en hızlı toparlanan ülkelerden biri olduğunu” anlatan Babacan, ülke ekonomisinin yılın ilk yarısında yüzde 11 büyüme gösterdiğini, bu oranla G-20 içinde Çin'den sonra en hızlı büyüyen ülke konumuna geldiğini söyledi.
Babacan, “Yılın ikinci yarısına ilişkin göstergeler, 2010 yılı için Orta Vadeli Program'da öngörülenden daha yüksek oranda bir büyüme hızı yakalanabileceğini ortaya koymaktadır” dedi.
Babacan, cari açık konusunda da açığın bu yıl ekonomik canlanma ve emtia fiyatlarındaki artışla beraber yükseliş gösterdiğini kaydederek, cari açığın GSYH'ye oranının 2010 yılında yüzde 5,4 olacağının tahmin edildiğini belirtti.
KAMU MALİYESİ
Babacan, kamu maliyesindeki gelişmeleri aktarırken de Orta Vadeli Program kapsamında alınan tedbirler ve ekonomideki toparlanmanın vergi gelirlerine olumlu yansıması sonucunda 2010 yılında kamu maliyesi göstergelerinde hedeflenenden daha iyi bir performans elde edildiğini söyledi.
2010 yılı için 50,2 milyar lira olarak öngörülen bütçe açığının yıl sonu itibarıyla 44,2 milyar lira olmasının beklendiğini dile getiren Babacan, yıl başında yüzde 4,9 olarak öngörülen bütçe açığının GSYH'ye oranının da yıl sonu itibarıylae yüzde 4 olmasının öngörüldüğünü belirtti.
Babacan, söz konusu oranın 2011'de yüzde 2,8'e, 2012'de yüzde 2,4'e, 2013'te yüzde 1,6'ya gerileyeceğinin öngörüldüğünü kaydetti.
“YIL SONUNDA 2001'İN SON TORTULARI TEMİZLENMİŞ OLACAK”
Babacan, borç yönetimi ile ilgili bilgi verirken, küresel kriz ortamında bir çok ülke Hazinesinin IMF kaynaklarına başvururken ve merkez bankalarından destek alırken Türkiye'de piyasalar üzerinde bir baskı oluşturmadan IMF'ye olan borçların ödendiğini, Merkez Bankasına ve kamu bankalarına olan yükümlülüklerin yerine getirildiğini söyledi.
Türkiye'nin IMF'den kullandığı kredilere ilişkin borç stokunun 2010 sonu itibarıyla 6 milyar doların altına gerileyeceğini belirten Babacan, IMF'ye borçların 2013 yılının Mayıs ayında tamamen ödenmiş olacağını söyledi.
Babacan, 2001 krizi sonrasında Merkez Bankasına ihraç edilmiş olan 18,8 milyar lira tutarındaki nakit dışı devlet iç borçlanma senedinin, 2010 yılında yapılan 8 milyar liralık itfayla tamamen ödendiğini de belirterek, “yıl sonu itibarıyla 2001 krizinin son tortularının temizlenmiş olacağını” kaydetti.
2010 yılında iç piyasada ihale yoluyla ilk defa TL cinsinden 10 yıl vadeli sabit faizli ve enflasyona endeksli senet ihracı gerçekleştirildiğine işaret eden Babacan, benzer olumlu gelişmelerin dış borçlanma alanında da yaşandığını söyledi.
Babacan, yurtdışı tahvil ihraçlarıyla 2010 yılında 6,7 milyar dolar borçlanma gerçekleştirildiğini, bu yıl dış borçlanma maliyetlerinin “tarihi düşük seviyelere” gerilediğini anlattı.
Ali Babacan bu noktada Türkiye'nin düşük risk priminin belirleyiciliğine vurgu yaptı ve Türkiye'nin risk priminin dün akşam itibarıyla aralarında İspanya, Belçika, İtalya'nın da bulunduğu bir çok AB ülkesinin gerisinde kaldığına dikkat çekti.
KAMU ELEKTRONİK ÖDEME SİSTEMİ, YIL SONUNDA TAMAMLANACAK
Babacan, Türkiye'de 2006'dan bu yana borç yönetimi ve nakit yönetimi entegrasyonuna yönelik çalışmalar yürütüldüğünü ifade ederek, bu çerçevede Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası'nın kamu ödemelerinin elektronik ortamda gerçekleştirilmesine yönelik işbirliği yaptığını söyledi.
Babacan, “Kamu Elektronik Ödeme Sistemi”nin yıl sonuna kadar tamamlanmasının hedeflendiğini belirterek, söz konusu sistemle genel bütçeli idarelerin bütün tahsilat ve ödeme işlemlerini Merkez Bankası tarafından Hazine hesaplarının alt hesapları aracılığıyla ve elektronik olarak gerçekleştirileceğini anlattı. Babacan, sistemle kamunun nakit imkanlarının etkin bir şekilde kullanılmasının mümkün olacağını, genel bütçeli idarelerin alt kaynaklarının Hazine hesaplarında değerlendirileceğini söyledi.
Türkiye'nin üyesi olduğu uluslararası finansal kuruluşlarla program ve proje finansmanı alanlarındaki yakın işbirliğinin de devam ettiğini belirten Babacan, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankasından sağlanan piyasa koşullarının çok altında ve uzun vadeli krediler hakkında bilgi verdi.
SİGORTACILIK SİSTEMİ
Babacan, sigortacılık sektörü hakkında bilgi verirken Bireysel Emeklilik Sistemine Ekim 2010 itibariyle katılımcı sayısının 2 milyon 233 bin kişiye, biriken fon tutarının 11,5 milyar liraya ulaştığını belirtti.
Ekim 2010 sonu itibarıyla 3,3 milyon meskene zorunlu deprem sigortası teminatı sağlandığını belirten Babacan, güvence altına alınan meskenlerin sigorta değerleri toplamının da 195 milyar lira olduğunu söyledi.
Tarım Sigortası Havuzu faaliyetlerinin de sigorta primine sağlanan yüzde 50 devlet desteğiyle devam ettirildiğini belirten Babacan, Eylül 2010 itibarıyla toplam poliçe sayısının 355 bine, sağlanan teminat tutarının da 3,2 milyar liraya ulaştığını bildirdi.
ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIM GİRİŞİ 5,2 MİLYAR DOLAR
Babacan, Türkiye'de yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik çalışmaları aktarırken de 2010 Eylül ayı itibarıyla uluslararası doğrudan yatırım girişinin 5,2 milyar dolar olduğunu belirtti.
Babacan, “Uluslararası kuruluşlar 2011 yılında dünya genelinde uluslararası doğrudan yatırımlarda göreli bir artış gerçekleşeceğini öngörmektedir. Buna paralel, Türkiye'ye gelen uluslararası doğrudan yatırım girişlerinin de artması beklenmektedir” dedi.
Ali Babacan, Türkiye'de aktif olarak faaliyet gösteren uluslararası sermayeli şirket sayısının 2004 yılı sonunda 8 bin 192 olduğunu, rakamın son 6 yılda 3 kattan fazla artış gösterdiğini belirterek, 2010 Eylül sonu itibariyle 25 bin 927'ye ulaştığını söyledi.
Babacan, küresel krizin ardından dünya genelinde ekonomik güç merkezlerinin yeniden şekillenmekte olduğunu ve yükselen piyasa ekonomilerinin küresel ekonomiye yön vermedeki ağırlığının hızla arttığını ifade ederek, Türkiye'nin 2023 vizyonuna işaret etti.
Türkiye'nin bu süreçte önemli avantaj sağladığını dile getiren Babacan, “Bu avantajı kalıcı kazanımlara dönüştürecek ve 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer alma hedefimizi gerçekleştirmemizi sağlayacak reformları hep birlikte kararlılıkla hayata geçirmeliyiz” dedi.
Babacan, 2011-2013 Orta Vadeli Programı ve 2011 bütçesini bu perspektifle hazırladıklarını altını çizdi.
"