ANKA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2008 15:54
Dünyanın önde gelen denetim, vergi ve danışmanlık şirketlerinden KPMG’nin tüm dünyada ve Türkiye’de, cirosu 30 milyar ABD Doları ile 250 milyon ABD Doları arasında değişen şirketlerin CEO'ları ile yaptığı inşaat sektörü araştırması sektörün önemli sorunlarını ortaya çıkardı.
Avrupa, Ortadoğu, Afrika, Amerika ve Asya Pasifik ülkeleri genelinde yapılan ve bir yılda tamamlanan araştırma, sektörü etkileyen dört temel konunun kalifiye insan kaynağı eksikliği, risk yönetimi, maliyet artışı ve sürdürülebilirlik olduğunu gösterdi. Araştırma sonuçlarına göre müteahhit firmalar, kalifiye proje müdürleri, nitelikli saha personeli eksikliği ve hızlı maliyet enflasyonu ile baş etmek zorunda kalıyor. Araştırma çevresel sorunların da ön plana çıkması ile birlikte, inşaat sektörünün, giderek zorlaşan çevresel standartlara uyum sağlamasının da güçlüğüne işaret ediyor.
Dünyanın önde gelen müteahhit firmalarının üst düzey yönetici ve CEO’ları ile yapılan bire bir görüşmeler ile oluşturulan ve yaklaşık 1 yılda tamamlanan KPMG Küresel İnşaat Raporu 2008 düzenlenen bir basın toplantısında açıklandı. Katılımın yüzde 64’ünün Türkiye'nin de içinde yer aldığı Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi'nin oluşturduğu araştırmada katılımcıların yüzde 84’ü inşaat sektörünün nitelikli işgücü sıkıntısının üstesinden gelmek için yeterli çabayı göstermediğine inanırken, yüzde 49’u büyümenin engellenmesinin en önemli sebebini nitelikli işgücü sıkıntısı olarak gördüğü belirlendi.
PROJELER BİTİRİLEMİYORKPMG Türkiye Yapı ve İnşaat Sektörü Başkanı ve Denetim Ortağı Nesrin Tuncer araştırma ile ilgili olarak şöyle dedi:
“Nitelikli personel eksikliğinin üstesinden gelebilmek için daha iyi eğitim, üniversitelerle daha iyi bir işbirliği, daha iyi ücretler ve iyileştirilmiş kariyer yapısı gibi çözümler de dahil olmak üzere bir dizi pratik önlemler alınmalıdır. İnşaat şirketlerinin toplu bir adım atarak, her şeyden önce, son derece zorlu ve küresel bir ortamda en iyi mezunları kendilerine çekebilmek için yeni bir işe alım yaklaşımı geliştirmesi gerekmektedir”dedi. Nesrin Tuncer, dünyada mortgage krizi ile başlayan ve finansal bir krize dönüşen sorunların 20'ye yakın sektörü olumsuz etkilediğine işaret ederek " Firmalar finansman sıkıntısı yaşadıkları için projelerini bitirmekte güçlük çekiyorlar"
"PROJE FİNANSMANI SIKINTISI BAŞLAYABİLİR"KPMG Türkiye Denetim Bölümü Direktörlerinden İsmail Ünal da yaptığı değerlendirmede, inşaat sektörünün imaj sorununun üstesinden gelebilmesi ve uzman kadrolar oluşturması için yeni adımlar atması gerekliliğini vurguladı. Ünal, şunları kaydetti:
“Yetenek avı, mezunları işe alım yarışından çok önce başlamalıdır. İnşaat sektörü, diğer sektörlerden ders almalı ve potansiyel çalışanlar henüz okuldayken, onların mezun olmasını beklemeden olumlu ve çekici bir imaj yaratmaya çalışmalıdır” diye konuştu. İsmail Ünal, soruları yanıtlarken araştırmanın ABD’de başlayan mortgage krizi öncesinde hazırlandığını ve yaşanan süreçle ilgili herhangi bir tespite yer verilmediğini belirtti. Raporda ortaya çıkan sektör sorunlarının uzun bir süredir devam eden sıkıntılar olduğunu dile getiren Ünal, “Bu araştırma bir araya gelerek, yaşanan krize zemin hazırlayan riskleri ortaya koymuş oldu. Yaşanan bu problemler krizden önce de vardı. Tüm dünyada yaşanan finansal daralma proje finansmanlarını ciddi şekilde etkileyecek. Ancak şu anda yaşanan temel sorunlar inşaat sektörünün yapısından kaynaklanan problemlerdir ve bu problemler hep vardı”
"TİCARET KANUNU ANLAMLI SONUÇLAR DOĞURABİLİR"İsmail Ünal konuşmasında risk yönetiminin tüm dünyada önemini her geçen gün daha da arttırdığının altını çizerek, şunları söyledi:
“Tüm dünyada pek çok büyük projeye imza atan Türk şirketleri, bu alanda da hızlı bir gelişim gösteriyorlar. İçinde bulunduğumuz kriz ortamı etkin risk yönetimi uygulamalarına sahip olmanın değerini bir kere daha ortaya koymaktadır. Özellikle yüksek bedelli projeler nedeniyle proje finansmanının önem taşıdığı sektörde, kurumsal yönetim uygulamalarını benimsemiş şirketler riskler karşısında daha hazırlıklı olmaktadır. Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kanunlaşmak için onay bekleyen yeni Türk Ticaret Kanunu tasarısının bu anlamda da olumlu sonuçlar doğuracağını düşünüyoruz”
"FIRSATLARI KAÇIRMAMAK LAZIM"İsmail Ünal, araştırmada açığa çıkan sorunlardan bazılarının, hem inşaat şirketlerini hem de bir bütün olarak sektörün büyümesini ve gelişmesini kısıtlayabileceğine işaret ettiğini belirterek, küresel pazarda kaçırılmayacak iş fırsatlarından sonuna kadar yararlanabilmek için, müteahhit firmaların göz önünde bulundurması gereken noktalar konusunda şu bilgileri verdi:
"İnşaat sektöründe bir kariyer için heyecan uyandıracak ve ilgi çekecek toplu bir kampanyaya ihtiyaç vardır. İnşaat şirketleri, okullarla, üniversitelerle ve meslek okulları ile işbirliği yaparak, bu sektörde çalışmanın cazip taraflarını anlatmanın bir yolunu bulmalı ve piyasada mevcut olan heyecan verici fırsatların altını çizmelidir.
Şirketler için bu konuda eğitimlerini sürdüren gençleri kendilerine çekmenin en mükemmel yolu ise yurt dışı projelerde ya da diğer alanlarda yarı zamanlı görevlerde onlara çalışma imkanı sağlanmasıdır. İkinci konu risklerin bilincinde olan bir kültür yaratmadır. Müteahhit firmalar, iyi bir risk yönetimi için projeleri dengeli bir portföyün bir parçası şeklinde ele alarak proje süresi boyunca kontrolleri tutarlı bir şekilde uygulamak gerektiğini bilmelidir. Stratejik açıdan ise, CEO’lar ile yönetim kurulu üyeleri kaynak eksikliği, maliyet artışı ve sürdürülebilirlik gibi rekabet için tehdit oluşturan önemli riskleri azaltmanın yollarını aramalıdır”
"YEŞİLE DUYARLI ŞİRKET OLMAK"Maliyet artışı gerçeğini yönetmenin önemine vurgu yapan Ünal rapor sonuçlarıyla ilgili şu bilgileri aktardı:
"Sürekli artan maliyetlerle baş edebilmek için, müteahhit firmaların, proje sahipleri, tedarikçiler ve taşeron firmalar ile hem riskleri hem ödülleri paylaşmayı denemesi ve mümkünse bununla ilgili olarak sözleşmelerine uygun maddeler eklemesi gerekir. İnşaat şirketleri maliyetler konusundaki uzmanlıklarından faydalanarak, proje sahiplerini mevcut maliyet ortamı hakkında eğitmenin yollarını aramalıdır. Böylece beklentiler yönetilebilir ve neticede 'bütçeyi aşmayan şirket' itibarı korunarak, daha fazla iş fırsatı elde edilebilir. En son teknolojileri kullanarak binaların ve yapıların enerji verimliliğini iyileştirmek mümkündür ve bu süreçte, 'yeşile duyarlı' şirket unvanını kazanmak, rekabette gerçek bir avantaj elde etmeye yardımcı olacaktır".
"2009 SONUNA KADAR DURGUNLUK SÜRER”KPMG Ankara Büro Sorumlusu Arslan Kaya da yaptığı değerlendirmelerde, tüm dünyada finansal kriz olarak adlandırılan bu sürecin, gayrimenkul sektöründe yaşanan el değiştirmelerden kaynaklandığını açıkladı. Şu anda bütün ülkelerin gayrimenkul merkezli sektörlerinde bir değişim yaşandığına işaret eden Kaya, şunları kaydetti:
“Bu etki ve değişim dünyada hangi boyutta yaşanırsa, Türkiye’de de aynı boyutta olacaktır. Dünyada bir finansal daralma olacak ve bu gayrimenkul sektörünü de etkileyecektir. Krizle paranın bir yere gittiği yok. Ancak var olan nakitler daha ciddi bir koruma altında olacaktır. Yaşanan
kredi sorunu da buradan kaynaklanıyor. Bu nedenle bu finansman sorunundan gayrimenkul, inşaat ve imalata sektörleri ciddi şekilde etkilenecektir. 2009 yılı sonuna kadar gayrimenkul sektöründe durgunluğun etkisi olacaktır”