Güncelleme Tarihi:
ABD’de bütçe görüşmeleri bir kez daha krize dönüştü. 800 binin üzerinde kamu çalışanı pazartesi gece yarısından itibaren zorunlu izne gönderilirken, devlet temel hizmetler dışındaki tüm birimlerini kapattı. Şimdi asıl tehlike, ABD’yi temerrüde düşüreceğinden dünyayı da krize sokabilecek, 17 Ekim’e kadar çözülmesi gereken ABD’nin borç tavanı sorunu.
“UMARIM bu mesaj elinize ulaşır. Eğer devlet kapanır ve bu akşam zorunlu izne gönderilirsem, uzun süredir takip ettiğiniz talebinizle ilgili son durumun ne olduğunu ayrılmadan önce haber vermek istedim. Eğer kapanma uzun süre devam ederse, bundan sonrasını patronumla konuşmak zorunda kalacaksınız. Saygılarımla, Barbara.”
Bu mesaj Hürriyet’e bir Pentagon yetkilisi tarafından Pazartesi akşamı yerel saatle 22.43’te ulaştı. İki aydır bekleyen, sonuçlanma aşamasına gelen bir talebimiz için konuyu takip eden Pentagon yetkilisinin gönderdiği bir e-postaydı. Ve gece yarısına dakikalar kala gelen bu mesajdan milyonlarcası, muhtemelen aynı dakikalarda Pentagon’dan Ticaret Bakanlığı’na, Hazine’den Dışişleri’ne tüm Amerikan kurumlarından başkalarına da gönderiliyordu. Amerika kapanmaya hazırlanıyordu.
HERKES BUNU BEKLİYORDU
Dünyada da piyasaların dalgalanmasına yol açan en son krizin geleceği aslında iki haftadır biliniyordu. Ancak Kongre’deki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki görüşmelerden bir sonuç alınamayınca, 30 Eylül geceyarısı, Amerikan Devleti resmen kapandığını duyurdu. Pazartesi günü zamana karşı süren yarışta krizin aşılması için akla yatkın en gerçekçi çözümün Kongre’nin Temsilciler Meclisi (TM) kanadının Senato’nun Cuma günü geçirdiği bir harcama tasarısını kabul etmesi olduğu düşünülüyordu. Ancak Cumhuriyetçi Grubun içindeki Çay Partisi’ne yakın milletvekillerinin baskısıyla TM buna yanaşmadı. Kapanma ihtimali artınca da iki taraf Pazartesi öğleden sonradan itibaren kaçınılmaz son nedeniyle birbirlerini suçlama yarışına girişti.
WASHİNGTON ŞOVU
Cumhuriyetçi Senatör John Thune, “Başkan ve Kongre’deki Demoktratlar devletin kapandığını görmek istiyor” diyerek olaydan Demokratları sorumlu tuttu. Demokrat Partili milletvekili Chris Van Hollen ise “Burada gördüğünüz şey, Cumhuriyetçi Parti’nin aşırı sağ kanadının Washington’da yürüttüğü şovdur” diyerek topu Cumhuriyetçilere attı. Böylece ülkede devlet hizmetlerini durduruken Kasım 2014’te TM’nin yenileneceği ara seçimler öncesi iki taraf da kampanyasına fiilen başlamış oldu.
Dünya 17 Ekim’i merakla bekliyor
AMERİKAN Devleti’nin kapanmasının global etkileri, borsalarda yaşanan ufak dalgalanlamar dışında fazla olmadı. Ama uzmanlar, şimdi dünyayı bekleyen asıl tehlikenin, ABD’nin 16.7 trilyon dolarlık borçlanma yetkisinin artırılması konusu olduğunu hatırlatıyorlar. Eğer Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasında bu tarihe kadar bir uzlaşma sağlanamazsa ABD’nin borçlarını ödeyemeyip temerrüde düşebileceği ve dünyada piyasaların büyük bir sarsıntı yaşayabileceğini belirtiyorlar.
Kriz nasıl oluştu
AMERİKA’da devletin kapanmasına uzanan olaylar, 1 Ekim 2013’te başlayacak 2014 mali yılı için yapılan bütçe görüşmeleriyle başladı. Amerikan Hükümeti’nin Kongre’den 2013 bütçesi için aldığı izne dayalı harcama yetkisi 30 Eylül 2013 geceyarısı sona erdiğinden Kongre’nin bu vakte kadaryeni bir bütçe yasası ya da geçici bir düzenleme kabul etmesi gerekiyordu. Bu yüzden de Amerikan Kongre’sinin iki kanadı Senato ve Temsilciler Meclisi’nin bir metin üzerinde anlaşıp Amerikan devletinin halka götürdüğü hizmetleri devam ettirmesini sağlamak zorundaydı. Ancak bu sağlanamadı.
· TM, 20 Eylül’de bir harcama yasası çıkararak buna Obama’nın sağlık reformunun finansmanını iptal eden bir madde ekledi. TM Başkanı, Cumhuriyetçi John Boehner, “Amerikan halkı ne devletin kapanmasını ne de Obama’nın sağlık reformunu istiyor” dedi.
· Senato’nun Demokrat Partili Çoğunluk lideri Senatör Harry Reid de bunun üzerine “Sağlık Reformu’nun finansmanını kesen her yasa ölüdür” diyerek Senato’nun bu türden bir düzenlemeye asla izin vermeyeceğini söyledi. 27 Eylül’de de Senato içinde saplık reformu iptali olmayan kendi hercama yasa tasarısını oylayıp kabul etti.
· 29 Eylül’de TM, buna başka kabul ettiği bir tasarıyla cevap verdi ve harcama yasasına sağlık reformu uygulamasının bir yıl ertelenmesi ve sağlık reformuna kaynak sağlayacak tııbbi cihaz vergilerinin de kaldırılması şartlarını ekledi.
· Senato 30 Eylül’de TM’nin tasarısını aynen iade etti. Ve son ana kadar süren müzakerelerden de sonuç çıkmayınca gece yarısı Amerikan devleti zorunlu hizmetler dışında resmen kapandı.
1995 yılındaki gibi gerçekleşti
BAŞKAN Obama’nın da taktiksel bir şekilde başından beri Cumhuriyetçilere tavize yanaşmadığı olay, yorumculara göre 1995’te Başkan Bill Clinton ve Cumhuriyeçilerin kontrolündeki TM arasında yaşanan çekişmeyi hatırlatıyor. Clinton da sağlık ve eğitim konusundaki harcamalarda ihtilafa düştüğü o dönemki TM Başkanı Cumhuriyetçi Newt Gingrich ile benzer bir çekişnmeye girişmiş ve Amerikan Devleti iki parti halinde 28 gün kapalı kalmıştı. Obama, Pazartesi günü tartışmadan geri adım atmayacağını, “Başlangıçta sağlık reformunun uygulanmasında sorunlar olabileceğini kabul ediyorum. Ama bu konuda kendimdem eminim” diyerek belli etti.
Rakamlarla kapanma
· Amerikan halkının yüzde 87’si kapanmadan dolayı hayalkırıklığı yaşıyor.
· Amerika’nın en uzun kapalı kaldığı süre 21 gündü. 1995 sonunda Başkan Bill Clinton döneminde yaşandı. TM , o zaman da Cumhuriyetçilerin elindeydi.
· Devlete devlete çalışan 2 milyon Amerikalı’dan güvenlik, sağlık, posta gibi alanlar dışında görev yapan 825 bin kişi zorunlu ücretsiz izne gönderilecek.
· Zorunlu izinden en çok etkilenecek kurumların başında uzun süredir fonları eriyen NASA var. 18 bin çalışanı olan NASA personelinin yüzde 97’si çalışmayacak.
· 16 bin çalışanı olan Çevre Koruma Ajansı’nda bu oran yüzde 94, 46 bin çalışanlı Ticaret Bakanlığı’nda yüzde 87 olacak.
· Dünya genelindeki 500 bin kişinin Amerikan vizesi başvurusu dondurulacak.
· Federal fonlarla dönen Washington DC Belediyesi, 600 bin kişinin yaşadığı şehrin çöp toplama hizmetlerini durduracak.
· Başkentteki 20 müze ve ülke genelindeki tüm ulusal parklar kapanacak.
· 800 bin çalışannın olduğu Savunma Bakanlığı’nın da yüzde 50’si zorunlu izne gönderilecek.