Güncelleme Tarihi:
TDKD Başkanı Mehmet Ali Dinç, 2011 yılında Türkiye'ye 800 bin adet civarında deri mont ithal edildiğini belirterek, ''800 bin adet deri mont, 10 bin kişinin istihdamı, ekonomik krizle birlikte 2008 yılında kapanan en az 300 firmanın tekrar işe başlaması demek'' dedi.
Dinç, 250 bin civarında kişiye istihdam sağlayan Türkiye deri sektörünün, milyarlarca dolarlık yatırımı ve asırlık tecrübesi bulunduğunu dile getirerek, ''Bugün biz, üretim, fiyat, kalite standartlarımızla uluslararası rakiplerimize ders verecek düzeydeyiz.
Uluslararası pazarlarda Türkiye deri sektörünün imajı son derece oturmuş durumda'' diye konuştu. “Türk derisi”ne karşı dünyada çok olumlu bir algı olduğuna değinen Dinç, girdi maliyetlerinin yüksekliğinden kaynaklanan sıkıntı, hareket alanlarını daraltsa, rekabet üstünlüğünü azaltsa da kalite anlamında sıkıntı yaşanmadığını söyledi. Dinç, Türkiye'nin deri ülkesi olarak anıldığını ancak Türkiye'de yaşayanların gerçek Türk derisini bilmediğini kaydederek, şöyle devam etti:
''2011 yılında Türkiye'ye 800 bin adet civarında deri mont ithal edilmiş. Bunların yüzde 65'i Pakistan, yüzde 15'i Hindistan, yüzde 20'si diğer ülkelerden alınmış. 800 bin adet deri mont, 10 bin kişinin istihdamı, ekonomik krizle birlikte 2008 yılında kapanan en az 300 firmanın tekrar işe başlaması demek.''
Sağlık denetimi yapılmayan bu ürünlerin kanserojen madde içerebildiğine dikkati çeken Dinç, ''Bütün dünyada bu ürünler dışlanmaya başladı. Çünkü kalite teknolojisi ve onu oluşturacak bir standart yok. İç piyasada yerli ve yabancı birçok marka, maliyetin uygun oluşundan dolayı bu ürünleri kullanıyor'' dedi.
“Made in Turkey etiketi varsa, sorun yok”
Mehmet Ali Dinç, çözüm olarak ''deri konfeksiyon sektörüne gümrükte koruma tedbirleri'' getirilmesini önerdi. Bir ülkede üretilen ürünün ithal edilmek istenmesi
TDKD Başkanı Mehmet Ali Dinç |
Ürün başına 50-60 dolar ek maliyet geldiğinde, ürünün Türkiye'deki maliyetlerle aynı noktaya ulaştığını kaydeden Dinç, böylece yurtdışından ürün getiren firmaların Türkiye'deki ürünleri etmesiyle sektöre iş ve istihdam sağlanacağını söyledi.
Dinç, en önemli korumanın, tüketicinin tercihiyle yapıldığını vurgulayarak, ürünlerin üzerinde hangi ülkede üretildiğinin yazılması ve tüketicilerin satın aldıkları ürünlerin menşeini sorgulaması gerektiğinin altını çizdi.
Dinç, ''Tüketici istediği ürünü alsın, ama hangi ülkenin ürününü aldığını ve ürünle beraber hangi riskleri aldığını bilsin. O zaman serbest piyasanın koşulları tamam olarak oluşur, sektörün de önü açılır'' diye konuştu.
Ürünlerin ülkeye girişinde denetimlerin sıkılaştırılmasını istediklerini ifade eden Dinç, ürünlerin dünyada çeşitli ülkelerde kanserojen madde içerdiğine dair mahkeme kararları, laboratuvar sonuçları bulunduğunu ve ürünlerin çeşitli riskler taşıdığını anlattı. Dinç, ''Tüketiciler deri ceket almaya gittiğinde hangi ülkede üretildiğine baksınlar. Eğer, ''Made in Turkey'' etiketini görüyorlarsa, gönül rahatlığıyla o ürünü alıp giyebilirler çünkü Türkiye'de kötü deri yok'' dedi.
ilk çeyrekte deri ürünleri ihracatı yüzde 14 arttı
Ocak-Mart 2012 döneminde Türkiye deri ve deri ürünleri ihracatının yüzde 14 artışla 345,8 milyon dolar olarak gerçekleştiğini kaydeden Dinç, şu bilgileri paylaştı:
''Deri ve deri ürünleri ihracatının en önemli pazarı olan Rusya'ya yapılan ihracat, aynı dönemde yüzde 35,7 artışla 77 milyon dolar oldu. Rusya'nın Türkiye deri ve deri ürünleri ihracatındaki payı yüzde 22,3. İkinci büyük pazar İtalya'ya yapılan deri ve deri ürünleri ihracatı, yüzde 11,8 artışla 28,4 milyon dolara yükseldi. Çin Halk Cumhuriyeti'ne yapılan deri ürünleri ihracatı, yüzde 9,5 artışla 8,9 milyon dolara, Hong Kong'a yapılan deri ve deri ürünleri ihracatı, yüzde 31,5 artışla 8,6 milyon dolara çıktı.