Güncelleme Tarihi:
Çeşme Alaçatı, konumu, boyu geçmeyen denizi ile dünyanın bir numaralı rüzgar sörfü eğitim alanıydı. Port Alaçatı projesi malesef bu doğa harikası koyu, yavaş yavaş sörf yapılamaz hale getirdi. Aralarında Çağla Kubat, Bora Kozanoğlu gibi medyatik sörfçülerin de bulunduğu Alaçatı aşıkları, Valiliğe bir dilekçe ile başvurdular ve etap etap ilerleyerek koyun rüzgarını allak bullak eden Port Alaçatı projesini şikayet ettiler.
Proje dışarıdan bakınca nefis. Rengarenk evler, evlerin içine kadar girmiş su kanalları ve evin önüne bağlanan tekneler harika bir görüntü veriyor. Ancak gel gör ki bu proje, dünyanın bir numaralı sörf eğitim merkezi olan Alaçatı Koyu’nu perişan etmiş vaziyette.
Sörfçüler üzgün. Üzgün olmakla birlikte kızgın da. Aralarında Çağla Kubat ve Bora Kozanoğlu gibi sörf hocalarının da bulunduğu Alaçatı aşıkları durumu Valiliğe bir dilekçe ile aktardılar, Port Alaçatı inşaatını yapan gruptan şikayetçi oldular.
Bel fıtığı yüzünden çok sevdiğim rüzgar sörfünden uzun süredir uzağım. Ancak yolum ne zaman Çeşme’ye düşse Alaçatı’ya gider uzaktan da olsa denizin üzerinde kelebek gibi uçuşan sörfçüleri izlemekten ayrı bir keyif alırım. Uzun yıllardır arkadaşlık yaptığım sörf okulu sahibi usta sörfçüler de var aralarında. Geçen hafta yolum yine Çeşme’ye düştüğünde Alaçatı’ya uğradım. Sörfçüleri çok kızgın gördüm. Kızgınlıklarının sebebi Port Alaçatı projesi. Dünyanın belki de bir numaralı sörf eğitim merkezi olan koyun artık eski değerinde olmayacağını düşünüyorlar. Rüzgarın kesildiğini, Port Alaçatı’nın marinasına giren çıkan teknelerin de sörfçüler için büyük bir tehlike yarattığını söylüyorlar. Port Alaçatı’nın imar planlarına uymayan genişlemesi de ayrı bir sıkıntı noktası...
Valiliğe şikayet dilekçesi sunmuşlar. Dilekçenin altından Alaçatı’da sörf eğitimi veren 8 okulun yöneticisinin imzası var. Etap etap ilerleyen projenin durdurulmasını istiyorlar. Pek ümitli değiller ancak ellerinden geldiği kadar seslerini duyurmaya kararlılar.
Valiliğe sunulan dilekçede özetle şu noktalara dikkat çekmişler:
- Rüzgarın estiği yönde yapılan konutlar, rüzgarın kalitesini bozdu.
- Girdaplar oluşturmaya başladı ve sörfçülerin tut-bırak dediği bir anafora neden oluyor. Yani rüzgar sizi bir itiyor sonra bırakıyor. Bu da sörfçülerin en istemediği durum.
- Marinadaki tekneler, sörfçüler için tehlike arzediyor.
- Tekneler için şamandıralardan bir yol yapıldı ancak pek çok tekne kurallara uymuyor ve sörfçülerin arasına dalıyor.
- Bu da sörf eğitimi için çocuklarını getiren velilerde tedirginlik yaratıyor. Bu yüzden eğitim verilen çocuk sayısı son 2 senede düştü. Tabii okulların ciroları da...
Dediğim gibi bu projeye bütün sörfçüler karşı. Tüm okulların yöneticileri imza attı. Pardon tümü değil, bir okulun yöneticisi imza atmadı. O da son 2 yıldır bölgede sörf okulu olan Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç’ın oğlu Burak Kılıç. O işlerinden memnun. Ancak sorarsanız okul onun değil, o sadece sörf okulunda çalışan maaşlı bir eleman...
Üzerinden şaibe hiç eksilmeyen proje
Gelelim Port Alaçatı projesine... Dediğim gibi dışarıdan bakınca muazzam bir proje. İnsanın hayran olmaması elde değil. Cebinde parası olan herkesin burada bir ev hayali kurması doğal. Ancak keşke dünyanın bir numaralı sörf merkezini yok edecek bir genişleme içinde olmasaydı.
Port Alaçatı projesi ile ilgili dedikodular da bitmiyor. Başta Alaçatı Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç olmak üzere pek çok kişi bu projenin de içinde olduğu bazı usulsüzlüklerden dolayı yargılandı hatta hapse bile girip çıktı.
İddialar bir değil iki değil.
Port Alaçatı projesinde Belediye’nin de küçük bir payının olması, burada ortaya bir rant çıkarılmasını da beraberinde getiriyor. Şu ana kadar yaratılan rantın 35 milyon euro’dan fazla olduğu söyleniyor.
Öncelikle usulsüzlükler kıyı kenar çizgisinin yeniden belirlenmesi ile başladı. Koyun şekline göre öyle bir kıyı kenar çizildi ki, bu işten anlayanlara ‘Pes’ dedirtiyor.
SİT koruma alanlarında usulsüzlük dedikoduları almış başını gitmiş vaziyette.
Yargı makamlarına ihbarda bulunuyorum. Lütfen bu projede evi olan SİT üyesinin ve Vali Yardımcısı’nı araştırın. Burada metrekare fiyatları 4 bin 5 bin euro’dan başlıyor.
500-700 bin euro’luk evlerin sahipleri araştırılsın. Hangi SİT Kurulu üyesinin ağabeyinin üzerine bir ev var ona da bakılsın...
Öyle bir proje ki ucu bucağı yok. Alaçatı Turizm Merkezi Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı yapılmış ancak korumaya değil, yayılıp koyu öldürmeye odaklı.
Eğer bölgede arazi sahibiyseniz ve arsanızı bu projeye dahil etmiyorsanız, araziyi kullanma hakkını elinizden alabiliyorlar. Zorluk çıkaranlara ise Belediye’nin her türlü silahı ile saldırıyorlar. Projenin içinde bir balıkçı barınağı kalmıştı. Bunu da marinaya dahil etmek istediler. Kooperatif başkanı direniyordu, koltuğundan oldu...
Burası dünyanın ilk üçünde filan değil, iddia ediyorum bir numaralı sörf merkezi
- Neden mi?
Herşeyden önce istisnasız yılın 365 günü rüzgar var. İkincisi deniz derin değil. Özellikle sörf eğitiminde suyun derinliği önemli. Sörften düşseniz de kuma basıyorsunuz. Bu özellikle çocuklarına sörf eğitimi aldıran veliler için müthiş bir güvence. Ayrıca o kadar korunaklı bir koy ki, baktığınızda karayı görmek de öğrencilere ayrı bir güven sağlıyor. ‘Rüzgar alıp beni açığa götürecek’ tedirginliği yaşamayınca tüm konsantrasyonunuzu eğitime verebiliyorsunuz...
Valiliğe şikayet dilekçesi yazan okul yöneticileri arasında Çağla Kubat ve Bora Kozanoğlu da bulunuyor...
Sörf cenneti cehennem oldu
Bu fotoğraflar bir zamanlar Paradise yani Cennet olarak tanımlanan Alaçatı Koyu’nun ne hale geldiğini en güzel şekilde ortaya koyuyor.
Marina’nın mendireği, sörf yapılan koya hançer gibi girmiş vaziyette. Sözkonusu mendireğin ucu (Yuvarlak içine alınan kısım) sörf okullarının olduğu bölgeyi iyice daralttı. Sadece 500 metrelik bir kıyı boyunca sörf yapılır oldu. Bu da yetmezmiş gibi mendireğin ucuna deniz doldurularak Supper Club inşa edildi. Projede olmayan bu bölüme kimin nasıl izin verdiği bilinmiyor...