Güncelleme Tarihi:
Ülker'in Godiva'yı almasının ardından Efes'in Gürcü bira devi Lomisi'yi alması trendin hızlandığının habercisi olarak yorumlanıyor.
Türk şirketleri dünya sahnesinde
Referans Gazetesi'nin haberine göre, dünyayı saran global kriz, Türkiye'nin hızlı şirketlerinin yurtdışı operasyonları için fırsata dönüşmeye başladı. Ülker'in 850 milyon dolara Godiva'yı almasının ardından bir satın almaya da Anadolu Grubu imza attı. Anadolu Efes'in bağlı ortaklığı Efes Breweries International, Gürcistan bira pazarının yüzde 42'sine sahip Lomisi'nin tamamını satın aldı. Doğuş, Pegasus, Sabancı gibi birçok şirket yurtdışı satın almalar için fırsat kollarken uzmanlar trendin süreceğine ve iflaslarla ciddi fırsatlar doğarken satın almaların artacağına işaret ediyor.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) Başekonomisti Gündüz Fındıkçıoğlu her tarafından nakit fışkıran birçok Türk firmasının rotayı yurtdışına kırmasının reel sektörde farklılık yaratacağını söylüyor. Güçlü Türk firmalarının çeşitli ülkelerdeki reel sektörleri mercek altına aldıklarını söyleyen Fındıkçıoğlu, "Herkes bankalar da dahil olmak üzere, reel sektör riskleri var mı diye çeşitli ülkelerde araştırmalarına bakıyor. Son dönemde Ukrayna, Azerbaycan mercek altında. Böyle bir arayış var, bu trend artarak sürecek" diyor.
Farklılık yaratma zamanı
Türk şirketlerinin büyük kısmının mali açıdan çok sağlam durumda olduğunu söyleyen Fındıkçıoğlu, "Ülker Grubu'nun zaten yaptığı banka satışından kaynaklanan 660 milyon dolar alacağı var. Yani Citibank ile çıkacağı sendikasyona ihtiyacı yok" diyor.
Firmaların ellerindeki nakiti değerlendirme olanaklarını araştırmaya devam edeceklerini, bunun da büyük bir farklılaşmaya yol açacağını belirten Fındıkçıoğlu, "Mali olarak sağlam durumda olan ve borca da çok ihtiyacı olmayan firmalar büyük bir maliyet dezavantajı olmaksızın borçlanmalarını bu ortamda sürdürebiliyorlar. Güçlü şirketler için krizi fırsata dönüştürerek farklılık yaratma zamanı" diyor.
ABD'de iyi fırsatlar var
PwC Türkiye ortağı Hüsnü Can Dinçsoy da özellikle ABD'deki krizin Türk firmaları için strateji oluşturma zamanı olduğu görüşünde. Krizin henüz reel sektöre bulaşmadığını ancak bulaştığında şirket iflasları göreceğimizi ifade eden Dinçsoy, "Kriz reel sektörü de vurduğu zaman ABD'de önemli şirket iflasları göreceğiz. Buna uyanan yabancı yatırımcılar için büyük bir fırsat olabilir" diyor.
Bu süreci şu anda en iyi Arap sermayesinin değerlendirdiğini belirten Dinçsoy, "ABD'de çok güzel yatırımlar yapıyorlar. Şirket satın alıyorlar, yabancı yatırım bankalarında ortaklıklarını artırmaya başladılar, zora giren şirketlere de yatırımlara devam ediyorlar. Bizim de Türkiye'de yatırım olarak düşündüğümüz nakiti özellikle ABD'de daha sonra da Çin, Hindistan gibi pazarlara yönlendirmemiz lazım" diyor.
Türkler dünyayı fark etti
Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Erol Katırcıoğlu da uzun yıllar kapalı bir ekonomide yaşayan güçlü Türk firmaların yeni dönemde yalnız devam edemeyeceklerini gördüklerini ve büyük çoğunluğunun yabancı bir ortakla yola devam kararı aldıklarını söylüyor. Şirketlerin küresel dünyanın oyuncusu olma yolunda yönlendiklerini belirten Katırcıoğlu, "80'li yıllarda başlayan, 90'lı yıllarda devam eden 1996 gümrük birliğiyle perçinlenen bir süreçte büyük firmaların önemli bir kısmı yabancı sermaye ile dünya ticaretinde tutunabilecekleri, kaybolmayacakları bir yapı oluşturdular. Ülker gibi firmalar bunu bir adım ileriye götürdüler" diyor.