Dünyadaki en güçlü büyüme motorlarımızdan birisiniz
Güncelleme Tarihi:
Meltem ERSOY
Oluşturulma Tarihi: Haziran 13, 2005 01:31
‘Gilette’yi satın alarak dünyada güzellik ve kişisel bakım alanında atağa kalkan Procter and Gamble (P&G), pazar lideri olduğu Türkiye’de daha fazla büyümeyi hedefliyor. P&G Avrupa Başkanı Paul Polman, ‘P&G’nin yüzde 11 olan büyüme hızı Türkiye’de yüzde 10-20 arasında gerçekleşiyor. Türkiye bizim dünyadaki en güçlü büyüme motorlarımızdan birisi’ dedi.
TEMİZLİK ve kişisel bakım alanında dünya devi olan Procter and Gamble’ın (P&G) Avrupa’dan Sorumlu Grup Başkanı Paul Polman, güzellik ve kişisel bakım alanında atağa kalktıklarını hatırlatarak, ‘Türkiye de, hızlı büyüyen ekonomisi ve genç nüfusu ile en güçlü büyüme motorlarımızdan birisi’ dedi.
Türkiye’de kategorilere göre değişmekle birlikte yüzde 10-20 arasında bir büyüme hızı gösterdiklerine dikkat çeken Polman, P&G’nin genel büyüme hızının ise yüzde 11 olduğunu kaydetti. Polman, ‘Büyüme stratejimiz Türkiye’nin de dahil olduğu hızla gelişen ülkelerde yoğunlaşmak. Çin, Rusya ve Brezilya da hızla büyüdüğümüz ve daha da büyümek istediğimiz diğer pazarlar’ dedi. Türkiye’de 10 yıl önce pazar 2’ncisi olduklarını anımsatan Polman, ‘Şimdi ise pazar lideriyiz ve daha da büyümek istiyoruz’ diye konuştu.
190 MİLYAR DOLARLIK PAZAR:
Polman, güzellik ve kişisel bakım pazarının yaklaşık 190 milyar dolarlık bir küresel pazar olduğunu belirterek, bu rakamın deterjan sektöründen 4 kat daha büyük olduğunu kaydetti. Pazarda sadece 2 büyük oyuncu olduğunu dile getiren Polman, şöyle konuştu: ‘L’oreal ve P&G’nin yüzde 10’luk pazar payları var. Bizim genel anlayışımız, sadece zengin ülkelerin zengin tüketicilerine hitap etmek değil, bu yüzden alım gücü daha düşük olan tüketicilerin de ihtiyaçlarına cevap veren daha düşük fiyatlı ürünler üretiyoruz.’
YENİLİKLERİN YARISI DIŞARDAN:
Polman, P&G olarak son 5-6 yıldır ciddi bir yeniden yapılandırma süreci geçirdiklerini kaydederek, ‘Temel amacımız yenilik anlayışını şirketin her birimine yerleştirmekti, çünkü bize göre yenilik, sadece bir laboratuar ya da teknoloji işi değil, pazarlamadan tedariğe kadar her alanda yenilik üretebilmektir’ dedi. Yenilikçi olabilmek için sadece şirket içinden değil, şirket dışından da fikirlere açık olmak gerektiğini belirten Polman, ‘Hedefimiz, yeni fikirlerin yüzde 50’sinin dışarıdan gelmesi’ diye konuştu. Polman, şunları kaydetti: ‘Tüketicileri doğru anlamaya yönelik küresel birimlerin yanısıra, yerel ihtiyaçlara yönelik ülke bazlı birimler de kurduk. Yerel birimler, tüketiciye tanır ve o tüketiciye yönelik yenilikleri merkezden daha iyi bilebilir.’
TÜRKİYE’DEN DE ÖĞRENDİK:
Polman, pazarlama anlamındaki yeniliklerden birinin Türkiye kaynaklı olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: ‘Türkiye’de markalarımızı daha iyi anlatmak için tüketiciyle direk teması olan bir alan kurduk. Tüketiciler başta ‘daha pahalı’ diye uzak durduğu ürünlere ısındı. Daha sonra Türkiye pazarına başka markalar sürdüğümüzde bunun olumlu etkisini gördük. Bu pazarlama alanında elde edilmiş güzel ve yenilikçi bir başarıydı. Bundan sonra, başka ülkelerde de bu stratejiyi kullandık ve başarılı olduk.’
4 yılda 5 milyar dolar kazandık
PAUL Polman, genel inanışın büyük şirketlerin yenilikçi olamayacağı, hantal işleyeceği yönünde olduğunu söyleyerek, şunları söyledi: ‘Bu, çok yanlış bir inanç. P&G sadece son 4 yılda yarattığı markalardan 5 milyar dolar kazandı. Bu bizim yenilikçi başarımızı gösteriyor’ dedi
Yenilikçilik ev hanımına temizliği sevdirmektir
YENİLİKÇİLİĞİN P&G için anlamının, tüketiciyi merkeze koymak olduğunu belirten Paul Polman, ‘Tüketici bizim patronumuzdur. Tüketici değişir, bu değişiklikleri de takip etmek yeniliği zorunlu kılar’ dedi. Polman, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Örneğin, evhanımını ele alalım, ev işlerini yapmaktan çoğu zaman hoşlanmaz, yaptıkları için takdir edilmez. Dolayısıyla bizim, onun işlerini daha kısa sürede ve mümkünse daha eğlenceli bir şekilde bitirmesini sağlamamız gerekir. Biz bazı ürünlerimizi eşi benzeri olmayan bir teknolojik yenilik olarak piyasaya sürmüyoruz, sadece temizliği daha sevimli, eğlenceli hala getiren bir ürün olarak pazarlıyoruz. Bu örnekte, yenilikçilik evhanımına temizliği sevdirmektir.’
Her hafta 1800 bebek ağırlıyor
P&G’NİN Frankfurt’ta bulunan Schwalbach Araştırma Merkezi’ne her hafta 1800 bebek ve annesi değişik ürün veya ürün prototiplerini denemek üzere geliyor. 400 bilimadamının çalıştığı merkezde, bebeklerin ve annelerinin ürünlerden hangi noktalarda memnun kaldığı ya da kalmadığı araştırılarak, prototipler üzerinde gerekli değişiklikler yapılıyor.
Türkiye’de kategorilere göre değişmekle birlikte yüzde 10-20 arasında bir büyüme hızı gösterdiklerine dikkat çeken Polman, P&G’nin genel büyüme hızının ise yüzde 11 olduğunu kaydetti. Polman, ‘Büyüme stratejimiz Türkiye’nin de dahil olduğu hızla gelişen ülkelerde yoğunlaşmak. Çin, Rusya ve Brezilya da hızla büyüdüğümüz ve daha da büyümek istediğimiz diğer pazarlar’ dedi. Türkiye’de 10 yıl önce pazar 2’ncisi olduklarını anımsatan Polman, ‘Şimdi ise pazar lideriyiz ve daha da büyümek istiyoruz’ diye konuştu.
190 MİLYAR DOLARLIK PAZAR:
Polman, güzellik ve kişisel bakım pazarının yaklaşık 190 milyar dolarlık bir küresel pazar olduğunu belirterek, bu rakamın deterjan sektöründen 4 kat daha büyük olduğunu kaydetti. Pazarda sadece 2 büyük oyuncu olduğunu dile getiren Polman, şöyle konuştu: ‘L’oreal ve P&G’nin yüzde 10’luk pazar payları var. Bizim genel anlayışımız, sadece zengin ülkelerin zengin tüketicilerine hitap etmek değil, bu yüzden alım gücü daha düşük olan tüketicilerin de ihtiyaçlarına cevap veren daha düşük fiyatlı ürünler üretiyoruz.’
YENİLİKLERİN YARISI DIŞARDAN:
Polman, P&G olarak son 5-6 yıldır ciddi bir yeniden yapılandırma süreci geçirdiklerini kaydederek, ‘Temel amacımız yenilik anlayışını şirketin her birimine yerleştirmekti, çünkü bize göre yenilik, sadece bir laboratuar ya da teknoloji işi değil, pazarlamadan tedariğe kadar her alanda yenilik üretebilmektir’ dedi. Yenilikçi olabilmek için sadece şirket içinden değil, şirket dışından da fikirlere açık olmak gerektiğini belirten Polman, ‘Hedefimiz, yeni fikirlerin yüzde 50’sinin dışarıdan gelmesi’ diye konuştu. Polman, şunları kaydetti: ‘Tüketicileri doğru anlamaya yönelik küresel birimlerin yanısıra, yerel ihtiyaçlara yönelik ülke bazlı birimler de kurduk. Yerel birimler, tüketiciye tanır ve o tüketiciye yönelik yenilikleri merkezden daha iyi bilebilir.’
TÜRKİYE’DEN DE ÖĞRENDİK:
Polman, pazarlama anlamındaki yeniliklerden birinin Türkiye kaynaklı olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: ‘Türkiye’de markalarımızı daha iyi anlatmak için tüketiciyle direk teması olan bir alan kurduk. Tüketiciler başta ‘daha pahalı’ diye uzak durduğu ürünlere ısındı. Daha sonra Türkiye pazarına başka markalar sürdüğümüzde bunun olumlu etkisini gördük. Bu pazarlama alanında elde edilmiş güzel ve yenilikçi bir başarıydı. Bundan sonra, başka ülkelerde de bu stratejiyi kullandık ve başarılı olduk.’
4 yılda 5 milyar dolar kazandık
PAUL Polman, genel inanışın büyük şirketlerin yenilikçi olamayacağı, hantal işleyeceği yönünde olduğunu söyleyerek, şunları söyledi: ‘Bu, çok yanlış bir inanç. P&G sadece son 4 yılda yarattığı markalardan 5 milyar dolar kazandı. Bu bizim yenilikçi başarımızı gösteriyor’ dedi
Yenilikçilik ev hanımına temizliği sevdirmektir
YENİLİKÇİLİĞİN P&G için anlamının, tüketiciyi merkeze koymak olduğunu belirten Paul Polman, ‘Tüketici bizim patronumuzdur. Tüketici değişir, bu değişiklikleri de takip etmek yeniliği zorunlu kılar’ dedi. Polman, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Örneğin, evhanımını ele alalım, ev işlerini yapmaktan çoğu zaman hoşlanmaz, yaptıkları için takdir edilmez. Dolayısıyla bizim, onun işlerini daha kısa sürede ve mümkünse daha eğlenceli bir şekilde bitirmesini sağlamamız gerekir. Biz bazı ürünlerimizi eşi benzeri olmayan bir teknolojik yenilik olarak piyasaya sürmüyoruz, sadece temizliği daha sevimli, eğlenceli hala getiren bir ürün olarak pazarlıyoruz. Bu örnekte, yenilikçilik evhanımına temizliği sevdirmektir.’
Her hafta 1800 bebek ağırlıyor
P&G’NİN Frankfurt’ta bulunan Schwalbach Araştırma Merkezi’ne her hafta 1800 bebek ve annesi değişik ürün veya ürün prototiplerini denemek üzere geliyor. 400 bilimadamının çalıştığı merkezde, bebeklerin ve annelerinin ürünlerden hangi noktalarda memnun kaldığı ya da kalmadığı araştırılarak, prototipler üzerinde gerekli değişiklikler yapılıyor.