Güncelleme Tarihi:
MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek, faiz merkezli ekonomik modelin krizlere karşı kırılganlığının artık çok aşikâr olduğunu savunarak, “Çok güçlü bir şekilde son krizle bu ortaya çıktı. Yeni bir bankacılık ve finans sistemi inşa edilecekse, katılım bankacılığının (faizsiz bankacılık) temel çalışma prensibi burada esas alınmalıdır” dedi. Faizsiz bankacılık ve günümüz uygulamalarına yönelik İstanbul İktisatçılar Derneği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği ve Sabahattin Zaim Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen “Faizsiz Bankacılık ve Günümüz Uygulamaları” konulu sempozyumda konuşan Şimşek, katılım bankalarının Türkiye’deki yastık altı paraları ekonomiye kazandırmak için önemli bir aracı olduğunu vurguladı. Türkiye’de uzun yıllar katılım bankacılığına farklı ve olumsuz bakıldığına dikkat çeken Şimşek, “Bu algıyı köklü şekilde değiştirmemiz lazım. Hem ülkemizin yararınadır, hem de küresel ekonominin geleceği açısından katılım bankaları son derece önemlidir” diye konuştu.
Yastık altı parayı çekecek
Önümüzdeki dönemde bu yönleriyle katılım bankacılığının öne çıkacağını vurgulayan Şimşek, şöyle konuştu: “Çünkü çok daha sağlıklı ve güvenilir bir banka sistemi özelliğini taşıyor. Gerek Türkiye’de, gerek dünyada gerçek bir ihtiyaca cevap verecek bir sistemdir diye düşünüyorum. Türkiye’de yastık altı paraların çok ciddi düzeyde olduğu söyleniyor. Sistem, bu yönüyle hakikaten bizim için çok önemli. Türk sanayisi, Türk müteşebbisini desteklemesi, bu atıl fonları ekonomiye çekmesi çok önemli. İnşallah önümüzdeki dönemde piyasaların değişmesi ve gelişmesinde katılım bankalarının katkısı çok büyük olacak.”
Ürünler karmaşıklaştı
Türkiye’de büyümenin nispeten yavaşlayacağı, cari açığın ise daralacağı bir döneme geçtiğimize işaret eden Şimşek, dünyada bugün yaşanan sıkıntıların temelinde geleneksel bankacılık sektörü ve geldiği noktanın büyük rol oynadığını vurguladı. 1970-80’li yıllarda bankacılık sektörünün sadece kredilere aracılık ettiğine, son yıllarda finansal mühendisliğin çok geliştiğine işaret eden Şimşek, “Satanın dışında kimsenin anlamadığı, yöneticilerin dahi anlamakta zorluk çektiği çok karmaşık türev ürünleri ortaya çıktı” diye konuştu.
Katılım bankaları esas alınmalı
Şimşek, şöyle devam etti: “Bankacılık, reel ekonomik faaliyetlerin kat kat üstünde bir hacme ulaştı. Eğer dünyada sadece katılım bankacılığı olsaydı, muhtemelen dünya bu kadar büyük bir tahribat ve krizle karşı karşıya kalmazdı. Katılım bankalarının çok önemli bir boyutu şudur: Spekülatif alanlara kaynak aktarmıyorlar. Nakit bir kredi de yok. Bir ortaklık söz konusu. Reel ekonomiye doğrudan doğruya ciddi bir destek söz konusu. Bu yeterince takdir edilmiyor ve anlaşılmıyor. Yeni bir bankacılık finans sistemini inşa edecekse katılım bankacılığın temel çalışma prensibi esas alınmalıdır.”
Yüzde 14 sermaye yeterliliği dünyaya örnek olabilir
KATILIM bankalarının Türkiye’de oldukça gelişmiş düzeyde olduğunu dile getiren Mehmet Şimşek, “Bir anlamda burada kurulan model dünyaya da örnek teşkil edilebilir. Katılım bankalarının Türkiye’de geldiği noktada sermaye yapısı da güçlü, yüzde 14.3’lük bir sermaye yeterlilik oranına sahip. Son 8-10 yılda ne kadarlık büyüme ortaya koydular, hakikaten önemli. Aslında burada çok önemli bir fonksiyon yerine getiriyorlar. Bu fonksiyon anlaşıldıkça dünyada daha çok takdir görecekler” diye konuştu.
Balona sebep olmuyoruz
TÜRKİYE Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri (TKKB) Osman Akyüz, katılım bankalarının yüzde 100 reel ekonomi ile çalıştıkları ve menkul kıymetleri gerçek varlık karşılığında ihraç ettikleri için finansal balona sebebiyet vermediklerini belirterek, “Ekonomik krize neden olmadıkları gibi, krizleri de daha az zararla atlatabiliyorlar. Tamamen reel sektöre dayanan, belirsizliğe, aşırı risk ve spekülasyona karşı olan, önceden bir getiri taahhüt etmeyen, şişirilmiş ve toksitli aktif üretmeyen bir sistemin başarılı olmaması mümkün değil” diye konuştu.
Dört bankada 680 şube 55 milyar liralık aktif var
TÜRKİYE Katılım Bankaları Birliği Genel Sekreteri (TKKB) Osman Akyüz, katılım bankacılığına ilişkin şu bilgileri verdi: “Katılım bankacılığında bugün 4 banka, 680 şube ve 14 bin çalışan faaliyet gösteriyor. 30 Kasım 2011 itibariyle aktif toplamı 55 milyar liraya, toplanan fonlar 39 milyar liraya, kullandırılan fonlar ise 41 milyar liraya ulaştı. Katılım bankalarının sektördeki payları aktifte yüzde 4.4, toplanan fonlarda yüzde 5.4, kullandırılan fonlarda ise yüzde 5.7’ye ulaştı.”
Kredi büyüklüğü sektörün yüzde 5’i
BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkan Yardımcısı İhsan Uğur Delikanlı, katılım bankalarının bilanço büyüklüğünün bankacılık sektörünün yüzde 4.4’üne karşılık geldiğini belirterek, şunları söyledi: “Katılım bankalarının kredi büyüklüğü Eylül 2011 itibariyle sektör toplamının yüzde 5.5’ine denk geliyor. Aralık 1998-Eylül 2011 döneminde sektörde mevduatın ortalama yüzde 63’ünün kredi olarak kullandırıldığını, katılım bankalarında ise toplanan fonların ortalama yüzde 84’ünün kredi benzeri işlemlerde kullanıldığını görüyoruz. Aynı dönemde sektörün gayrinakdi kredileri yıllık bazda yüzde 26, katılım bankalarının gayrinakdi kredileri ise yüzde 59 büyüdü.”
Fonlar harekete geçiyor
KATILIM bankacılığının bundan sonraki küresel ekonomik sürdürülebilirlik için çok önemli bir yenilik olduğunu belirten Mehmet Şimşek, şunları söyledi: “1980’li yılların ortasına kadar klasik bankalara gitmeyen vatandaşların fonları atıl kalıyordu, şimdi bu fonlar harekete geçiyor. Bu fonların ekonomiye kazandırılması Türkiye için büyük bir kazanım. Asli bir aracılık fonksiyonuna dönmek sadece Türkiye değil, dünya ekonomisi için de önemli.”
Batılı bankalar bu işe bizden önce el atmıştı
MEHMET Şimşek, faize dayalı ekonomik sistemin daha kırılgan bir sistem olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Katılım bankacılığı henüz ürün anlamında yenilikçiliğin mesafesinin olduğu bir alan, daha yapılacak çok şey var. Türkiye’de uzun yıllar olumsuz bakılırken, aslında birçok batılı banka el atmıştı. Bugün 60’dan fazla ülkede katılım bankaları faaliyet gösteriyor. Bu kurumların başında da bizim bildiğimiz Körfez’deki, İslam dünyasındaki katılım bankalarını bir kenara bırakırsanız, bugün Citibank, HSBC, Goldman Sachs, bir sürü uluslararası büyük kuruluşlar bu hizmeti şu veya bu şekilde veriyor.”