GENEL ekonomik durumun yeni, kapsamlı ve uygulanabilir bir konut seferberliği için uygun olduğunu belirten Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, "Geçmişte konut sahipliğinin desteklenmesi amacıyla bazı uygulamalar yapıldı, ancak kamu kaynakları iyi dağıtılmadı, beklenen fayda da sağlanamadı şu anki genel ekonomik durumumuz, yeni, kapsamlı, uygulanabilir bir konut seferberliği için uygundur. Konut finansmanı sisteminin geliştirilmesi hükümetimizin temel politikalarının bir parçasıdır’ dedi.
Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK) düzenlediği, organizasyonunu Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları Derneği'nin (GYODER) gerçekleştirdiği ve Hürriyet'in de iletişim sponsorları arasında yer aldığı "Konut Finansmanı ve Türkiye" konferansının açılışında konuşan Şener, ipotekli konut finansmanı sisteminin yurt dışında 200 yılı aşkın bir geçmişe sahip olduğunu ve başarılı şekilde işlediğini belirtti. Şener, "Yapacağımız şey, olayı yeniden keşfetmek değildir. Bu ülkeler vatandaşlarının konut ihtiyaçlarını, bu sistemi devreye sokmak suretiyle karşılıyorlar" dedi.
YASALAR HAZIRLANIYOR
Mevcut yurtdışı uygulamalardan yararlanarak Türkiye'ye en uygun modeli ortaya çıkarmayı hedeflediklerini dile getiren Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sistemin devreye girebilmesi için SPK'dan bir kanun taslağı hazırlamasını istedik. Yasal düzenlemelerde önemli değişiklikler gerekmektedir. Sermaye Piyasası Kanunu, İcra İflas Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, Finansal Kiralama Kanunu ve çeşitli vergi kanunlarında değişiklikler öngörülmüştür."
Sistemin önünü tıkayan bazı engellerin aşılmaya çalışıldığını kaydeden Şener, vergisel teşviklerle sistemin desteklenmesinin öngörüldüğünü vurguladı. Şener, ireysel konut kredisi ödemelerinin gelir vergisi matrahından düşülmesine olanak sağlayan düzenleme yapılacağını da vurguladı.
İNŞAAT ATAĞA GEÇECEK
Geçen 2 yılda ekonomi büyürken, inşaat sektörünün küçüldüğünün altını çizen Şener, "Yıllar sonra ilk kez 2003 yılının son çeyreğinde inşaat sektörü büyümüştür. Bu büyüme inşaat sektöründe 2004 yılının ilk 2 çeyreğinde de devam etmiştir. Yeni konut finans sistemiyle inşaat sektöründe bu büyüme artarak devam edecektir" diye konuştu. İnşaatın yan sektörlerle birlikte istihdam katsayısı en yüksek sektörlerden olduğuna işaret eden Şener, şunları söyledi: "İlk kez inşaat sektöründeki büyümenin de etkisiyle işsizlik oranı 2003'ün 2'inci çeyreğine göre 2004'ün 2'nci çeyreğinde yüzde 10'dan yüzde 9.3'e gerilemiştir, yeni oluşturulacak konut finansmanı sistemiyle Türkiye'de işsizlik oranlarındaki azalma devam edecektir."
KAYITDIŞILIĞA ENGEL
Başarılı bir konut finansman sisteminin aynı zamanda kaçak yapılaşmayı önleyeceğini, planlı kentleşmeyi sağlayacağını, ayrıca kayıtdışı ekonominin minimize edilmesine önemli katkıda bulunacağını da kaydeden Şener, "Dünya Bankası'nın bir raporuna göre, Türkiyede kayıtdışı ekonominin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 32'si kadardır. Uygulamaya girecek, uzun vadeli konut finansmanı sistemi bu kararlılığın bir ifadesi olarak önemli işlevler üstleneceğine inanıyoruz" diye konuştu.
Merkezi Konut Finansman Kuruluşu geliyorSPK'nın hazırladığı taslakla Merkezi Konut Finansman Kuruluşu'nun, ipotek finansman kuruluşu olarak oluşturulacağını belirten Abdüllatif Şener şunları söyledi: "Bu kuruluş vasıtasıyla konut ipoteğine dayalı olarak menkul kıymet ihracı yapılabilecektir. Çok büyük meblağlardaki kaynaklar, sermaye piyasası aracılığıyla konut sahibi olmak isteyen kişilere aktarılacaktır. Böylece tüm
kredi verenlerin finansman ihtiyaçları toplu bir şekilde karşılanmış olacaktır. Yeni kurulacak finansman kuruluşu, ulaşacağı ölçek ve sınırlı da olsa devlet desteğiyle bu kaynakların sisteme aktarılmasında önemli bir rol oynayacaktır.’
Programdan ödün vermeyiz2003-2004 yıllarında gerçekleştirilen yüzde 6.5'luk faiz dışı fazla oranının, 2005 yılında da sürdürülecegini ve mali disiplinden taviz verilmeyeceğini belirten Abdüllatif Şener, "Mali disiplin ve gerçekleştirilebilir makro ekonomik hedefler, azalan kamu borç stoğu, düşük enflasyon düzeyi ve sürdürülebilir bir büyüme, buna bağlı artan refah düzeyi ve azalan işsizlik oranı temel hedeflerimizdendir. Geçen iki yıla bakıldığında Hükümetimizin bu hedefleri ödünsüz ve kesin kararlı bir şekilde gerçekleştirmeye yönelik tavır sergilediği görülecektir" dedi.
Hassasiyeti bilsek dikkate alırdıkSERMAYE Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Gökkafes adıyla bilinen Süzer Plaza'daki The Ritz Carlton Oteli'nde düzenlenen ’Konut Finansmanı ve Türkiye Konferansı’nın açılışına katılmamasına ilişkin olarak, ‘Böyle bir hassasiyeti bilmiş olsaydık tabii ki dikkate alırdık’ dedi. Başbakan’ın düşüncesine saygı duymak gerektiğinisöyleyen Cansızlar, organizasyonu Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği'nin yaptığını hatırlattı. Cansızlar, ‘Paralı bir organizasyon. Bizim himayemizde bir ölçüde yapılan bir organizasyon. Bizim doğrudan tercih olayımız değil ama buna rağmen öyle bir hassasiyeti daha önce bilmiş olsaydık, tabii ki dikkate alırdık. Geçmişten gelen bir hassasiyet olduğunu bilemezdik tabii’ diye konuştu.
Şener: Başbakan haklı yıkım kararı olsa ben de gelmezdimDEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 'Gökkafes' diye anılan Süzer Plaza'daki The Ritz Carlton Oteli'nde düzenlenen ‘Konut Finansmanı ve Türkiye Konferansı’nın açılışına katılmamasının doğru bir tercih olduğunu savundu. Sermaye Piyasası Kurulu ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği tarafından gerçekleştirilen ve duyurularında Başbakan Erdoğan'ın açılış konuşmasını yapacağı bildirilen konferans öncesinde, gazetecilerin Başbakan'ın katılmamasına ilişkin sorularını yanıtlayan Şener, Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, burada yasalara aykırı bir yapılaşmayı engellemek, İstanbul'un mimari değerlerini korumak için gerekli çabayı sarfettiğini vurguldı. Şener, ‘Sayın Başbakan'ın tercihi doğru bir tercihtir. Bina hakkında mahkemelerden yıkım kararı olsaydı ben de gelmezdim’ diye konuştu. SPK'nın da bu binada yeri bulunduğu anımsatılan Şener, bunun ayrı bir konu olduğunu belirtti.
Cansızlar: Halkın yüzde 60'ını kucaklarızEKONOMİDEKİ olumlu gelişmelerle birlikte gayrimenkule yönelik artmakta olan talebe dikkat çeken Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doğan Cansızlar, "Hızlı nüfus artışı ve kentleşmeyle birlikte, Türkiye'de her yıl 300 bin konut ihtiyacı ortaya çıkmakta’dedi. Konut finansmanı konusunda Türkiye'de ciddi bir sıkıntı bulunduğunu da vurgulayan Cansızlar, şöyle konuştu: "İpoteğe dayalı konut finansmanı sistemi, konut finansmanı sorununun serbest piyasa koşulları içinde, sermaye piyasasından toplanan fonlar kulllanılarak çözümünü ifade etmektedir. Yurtdışında uzun zamandır uygulanmakta olan bu tür sistemlerin, son yıllarda ekonomimizde yaşanan olumlu gelişmelerle birlikte artık ülkemizde de faaliyete geçebileceğini düşünmekteyiz.’
Kurulacak konut finansmanı sisteminin halkın asgari yüzde 60'ını kapsamasının hedeflendiğine dikkat çeken Cansızlar "Aylık ödemelerin aylık gelirin yüzde 25-30'unu geçmemesi, kredi tutarının evin değerine oranının ise yüzde 70'e kadar ulaşabilmesi gerektiğini dile getirdi" diye konuştu.
Porter: 'İpotek sigortası' piyasayı işletirİPOTEK sigortalarının hem borç verenlere hemde yatırımılara(borç alanlara) sigorta sağladını söyleyen PMI Mortgage Insurance Yönetici Direktörü Tony Porter, "İpotek sigortası sayesinde birincil piyasa yaşamına devam ediyor ikincil piyasalarda işlerlik kazanıyor. İpotek kredisi sigortasının bğaımsız kuruluşlarca yapılması eğilimi son dönemde öne çıkıyor" diye konuştu.
İlk ipotek bankasını 1797'de kurmuştukKONUT finansma modellerinin de ele alındığı konferansta konuşan Realkredittradet Genel Direktörü Torben Gjede, Danimarka'daki ipoteğe dayalı kredi sistemini anlattı. Gjede, "Danimarka çok küçük bir ülke olmasına rağmen ilk ipotek bankası 1797'de kuruldu, 1850 yılında da ipoteğe dayalı konut finansmanı hakkında ilk kanun yürürlüğe girdi" dedi.
Kaçak yapı biter, 200 sektör canlanırGYODER Başkanı Kürşat Tuncel "Kurulmaya çalışılan ipotek kredilerine dayalı konut finansmanı sistemi öncelikle makroekonomik koşulların istikrarına ve daha da iyileşmesine bağlıdırki, bu konuda 2004 yılında çok önemli bir ivme yakalanmıştır. Enflasyon ve reel faiz oranlarında düşüş eğiliminin devam etmesi sistemin başarılı bir şekilde başlamasında son derece önemlidir" dedi. Türkiye'de konut kredilerinin toplam krediler için henüz sadece yüzde 10 gibi bir paya sahip oldğuna dikkat çeken Tuncel şöyle konuştu: "Konut kredilerinden banka kredileri kullananların yalnızca yüzde 1-2'si faydalanabilmektedir. İkincil piyasanın geliştirilmesi için birincil piyasanın desteklenmesi gerektiği gözükmektedir."
KAYITLAR GÜVENİLİR OLMALI
Sistemin başarısı için tapu kayıtlarının kolay erişilebilir olmasına değinen Tuncel, "Kayıtların güvenliği, ipotek tesisi sürecinin hızlandırılması, kredi geri ödemelerinde aksama olduğu durumda ipoteğin takip ve mahkeme süreçlerinin hızlandırılması, etkin ve doğru değer tespit mekanizmalarının kurulması, menkul kıymetleştirme konusunda uzman finansal kuruluşların ve uygun finansal enstrümanların teşkili ve sistemin işlem maliyetlerinin düşürülerek vergisel açıdan teşvik edilmesi gerekmektedir" dedi.
200 SEKTÖR ETKİLENECEK
Uzun vadeli konut finansmanı sisteminin etkin olarak çalışmasının ülkenin konut ihtiyacının karşılanması kadar inşaat 200'ü aşkın ilişkili sektörün canlandırılması yoluyla genel ekonomik büyümeye çok önemli etkide bulunacağının altıın çizen Tuncel, "Bu sistemle, planlı kentleşmeyi ve sosyal gelişimi besleyecek, kaçak yapılaşmanın önünü kesecek, gayrimenkul sektöründe kayıtdışılık engellenecek, finansal piyasalara derinlik kazandırılacak, uzun vadeli enstrümanların yolu açılacak bu şekilde de kredi kullanımına ayrılmış kaynakların verimliliği ve devir hızı arttırılmış olacaktır. Sistemin olmazsa olmazı olan; teminat niteliği taşıyan ipoteğin hızlı şekilde paraya çevrilebilmesine yönelik yapılan düzenlemelerin hayata geçmesi adli sistemin günlük işleyiş düzeni ve mevcut koşulları itibariyle en çok problem yaratacak husus olarak gözükmektedir."
YAPILACAKLARI DA KAPSAMALI
Tanımlanacak olan ipotekli kredilerin yalnızca bitmiş konutlara yönelik olmaması gerektiğini belirten Tuncel "Özellikle mevcut deprem riski gözönüne alınarak konut yenileme ve güçlendirme gibi diğer kullanımları ve en önemlisi başta GYO'lar olmak üzere kurumsal gayrimenkul geliştiricisi ve yatırımcıların sıfırdan geliştirdikleri projelerin satışlarını da kapsaması gerekir" dedi.