Dünya şoka girse de Türkiye’de kriz çıkmaz

Güncelleme Tarihi:

Dünya şoka girse de Türkiye’de kriz çıkmaz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2005 00:00

Dünyanın önde gelen yatırım bankalarından Merrill Lynch, dünyada gelecek yıl yaşanması muhtemel likidite sıkışıklığından en fazla etkilenecek ülkelerden birinin Türkiye olduğunu, ancak Türkiye’nin mevcut ekonomik yapısı nedeniyle bir krizle karşı karşıya kalmayacağını açıkladı.

YATIRIM bankası Merrill Lynch’in Ortadoğu, Afrika ve Avrupa’daki Gelişmekte Olan Ülkeler Strateji ve Ekonomi bölümünün başkanı Mehmet Şimşek, dünyada gelecek yıl likidite sıkışması ile yaşanabilecek bir şokun en çok etkileyeceği ülkelerin başında Türkiye’nin gelmesine karşın, Türkiye’de 1994 ve 2001 krizi gibi bir kriz beklemediklerini söyledi. Şimşek, Reuters ile yaptığı söyleşide neden kriz beklemediği sorusuna, ‘Türkiye’de mali disiplin ve konsolidasyon sağlandı. Kırılganlık azaldı, AB müzakereleri ve IMF ile politikaların yürütülmesi çok önemli kazanımlar’ diye cevap verdi.

DALGALI KUR SİGORTASI:

Merkez Bankası’nın yürüttüğü dalgalı kur politikasının ise bir krizin oluşmasının önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söyleyen Şimşek, ‘Ekonomik krizler genellikle kontrollü ve sabit kur politikası dönemlerinde oluyor’ dedi. Şimşek dünyada 2006 için üç değişik şok senaryosu bulunduğunu hatırlatarak, ‘Bunlar büyüme şoku, emtia fiyatları şoku ve likidite şoku olarak sıralanabilir’ dedi. Merrill Lynch’e göre, olası bir ekonomik büyüme şoku, dünya ekonomisinin motoru olan ABD’den kaynaklanabilir. Bu çerçevede, konut patlaması gibi faktörlerle tüketimin hızla artmasıyla ABD Merkez Bankası FED’in para politikasını daha da sıkılaştırması sonrasında ABD büyümesinin yavaşlaması olasılığı bulunuyor ve bu da ABD’de talebin düşmesine neden olarak özellikle Tayvan, Güney Kore gibi ABD’ye ihracat açısından bağımlı ülkeleri etkileyecek.

YABANCI SERMAYE GİRİŞİ:

‘Bu olası şoktan Türkiye az etkilenecek ülkelerden birisi’ diyen Şimşek, emtia fiyatlarındaki bir şokta ise Çin, Güney Afrika ve Rusya gibi ekonomisi emtia ve bunlara bağlı ara mal satışlarına aşırı bağımlı ülkelerin çok etkileneceğini ve Türkiye, Kore ve Tayvan gibi fazla emtia satışı olmayan ülkelerin bundan en az etkileneceğini söyledi. Ancak Şimşek, ‘Bir likidite şoku olursa, dünyada bundan en fazla etkilenecek ülke Türkiye olacaktır, çünkü Türkiye’nin dış borçlanma gereksinimi çok fazla, cari açığı yüksek, borcu çok yüksek’ dedi ve Çin, Rusya ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerin ise cari açıklarının ve borçlanma gereksinimlerinin göreceli düşüklüğü nedeniyle bu şoktan en az etkileneceklerini söyledi. ‘Cari açığın yüksek olması bunun sürdürülebilir finansmanı açısından risk olabilir ancak yeterince doğrudan yabancı sermaye girişi bu riski azaltır’ dedi.

VERİMLİLİK HÁLÁ YETERSİZ:

Şimşek, Türkiye’nin geçmişte yeterince doğrudan yabancı sermaye çekememesinin başında siyasi istikrarsızlık, hukukun uygulanmasındaki standart dışı uygulamalar ve işletmelerdeki verimsizlik olduğunu söyledi. Şimşek, ‘ancak siyasi istikrarın sağlanması, reformlar ve verimlilik konusundaki iyileşmelerle FDI girişi artmaya başladı’ dedi.

Moody’s Türkiye’yi izlemeye aldı

ULUSLARARASI derecelendirme kuruluşu Moody’s’in başkan yardımcısı ve Türkiye analisti Kristin Lindow, Türkiye’nin yüksek dış borçlanma gereklerine işaret ederken, değerlendirmelerinin sürdüğünü ancak olası bir not gözden geçirmesinin zamanlaması hakkında tahminde bulunmanın mümkün olmadığını söyledi. Reuters’ın sorularını yanıtlayan Lindow, ‘Değerlendirme sürüyor ve şu aşamada olası bir gözden geçirmenin zamanlaması hakkında bir tahminde bulunamam’ dedi. Lindow, ‘Özellikle mali gelişmeler bu yılki beklentilerin üzerine çıkmıştır, yüksek yakıt fiyatlarına rağmen dezenflasyon süreci devam etmektedir ve cari işlemlerin sağlıklı finansmanı geçmişe kıyasla önemli farklılık göstermektedir’ dedi. Ancak Lindow şu risklere işaret etti: ‘Global likidite koşullarının önemli ölçüde daralması durumunda, Türkiye’nin yüksek dış finansman gerekleri kurda gerçek bir ayarlama riski olduğu anlamına geliyor. Bu nedenle böyle bir senaryonun makroekonomik istikrara etkilerini dikkate alıyoruz. Özellikle hükümetin ve ülkenin ödeme kapasitesi üzerinde oluşturabileceği baskıları ve 2001 krizi öncesine göre hálá çok yüksek olan kamu borcu seviyeleri/rasyolarına rağmen bunun reformlarla güçlenip güçlenmediğini değerlendirmeye çalışıyoruz.’

Lira aşırı değerli değil

CARİ açığın yüksek olmasında değerli liranın da bir faktör olduğunu belirten Mehmet Şimşek, ancak liranın ‘aşırı değerli’ olduğu yönündeki görüşlere katılmadığını söyledi ve ‘Lira değerli ama aşırı değerli değil. Bunun cari açık üzerindeki etkisi sınırlı. Cari açık üzerindeki asıl etki yüksek petrol fiyatları ve büyüme ile bağlantılı. Bu büyümede yüksek cari açık makul bir gelişme. Ancak likidite şoku olması durumunda FDI gelse bile yüksek cari açık sorun olabilir’ dedi. TL’nin değerliliği konusunun karmaşık bir konu olduğunu belirten Şimşek, ‘OECD’nin reel efektif kur endeksine göre TL yüzde 40 civarında değerli görünüyor ama birim işçilik maliyetlerini dikkate alan endekse göre o kadar aşırlı değerli görünmüyor. Bizce bu ikisi arasında ve TL aşırı değerli değil’ dedi ve ekledi: ‘Ancak girdilerini yurtiçinden karşılayan tekstil gibi sektörler için liranın değerliliği daha önemli olurken, otomotiv ve beyaz eşya gibi girdilerin ithal edenler için o kadar önemli değil.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!