Dünya markalarına Türk kumaşı
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Haziran 05, 2006 11:32
Dünya modasına yön veren Zara, Mango, Max Mara, Stafanel, Marks&Spencer, Nine West, Espri, Chicco gibi dünya devi firmaları konfeksiyon ürünlerinde Türk kumaşını tercih ediyor.
Adana Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren BTD Tekstil, İtalya'nın “Max Mara” ve “Stafanel”, İspanya'nın “Zara” ve ”Mango”, İngiltere'nin “Marks&Spencer”, “Arcadia”, “Next”, ”TDP Shop”, Amerika'nın “Nine West”, “Ann Taylor”, “Dkny”, ”Chicco”, Hollanda'nın “Mexx”, Almanya'nın “Esprit” gibi çok sayıda ünlü markasına kumaş üretiyor.
BTD Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Bilici, yaptığı açıklamada, emek yoğun bir sektör olan konfeksiyonun artan işçilik ücretleri nedeniyle zor durumda olduğunu ancak, son teknolojiyle başında tek bir eleman bile çalıştırmadan üretim yapan kumaş sektörünün geleceğe güvenle baktığını söyledi. Türk kumaşının Avrupa'da haklı bir yer edindiğini, bunda kalitenin önemli rol oynadığını ifade eden Bilici, “Kaliteden ödün vermeyen firmaları ne kriz ne Çin tekstili ne de başka sorunlar batırır” dedi.
Bilici, dünya modasına yön veren ülkeler arasında yer alan İtalyan danışmanlarla yaptıkları üretimle geçen yıl 15 Avrupa ülkesine, 15 milyon dolar olan kumaş ihracatı yaptıklarını, bu yıl ise ihracatı 35 milyon dolara çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
Üretimlerinin tamamını siparişle yaptıklarını, iç piyasaya sürmediklerini ifade eden Bilici, şunları söyledi: “Gittiğimiz Avrupa ülkelerinde ürettiğimiz kumaşları konfeksiyona dönüşmüş olarak görmek göğsümüzü kabartıyor. Ancak, halkımıza, Türk konfeksiyon markasıyla, bu değerli kumaşlardan yapılmış giysileri sunamamak bizi üzüyor. Türkiye'de mağaza açan ve bizim kumaşlarımızı kullanan firmaların ürünlerini bulmak mümkün ancak, bunlar pahalıya mal oluyor. Sadece belli ekonomik seviyedeki halkımızın alabildiği bu kumaşlar, defalarca yıkanmasına rağmen renklerinin solmaması, canlılık, parlaklık ve kaliteleriyle kendini belli ediyor.”
Bilici, firma olarak pazarlamaya önem verdiklerini, bunun için Londra'da büro açma çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. Tekstilde kalitenin dünya pazarlarında her zaman yer bulabileceğine dikkati çeken Bilici, “Kalitesine güveneni ne kriz ne Çin tehdidi ne de başka unsurlar etkiler. Avrupalı artık 3'e 5'e bakmıyor. Avrupa ülkeleri en geç 4 haftada ürün teslimi istiyor, buna karşın Çin'den bir ürün isteseler gemiyle ancak 4 ayda ulaşabiliyor. Bu nedenle Türk tekstili dünyada her zaman yerini bulur” diye konuştu.
BTD Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman Bilici, yaptığı açıklamada, emek yoğun bir sektör olan konfeksiyonun artan işçilik ücretleri nedeniyle zor durumda olduğunu ancak, son teknolojiyle başında tek bir eleman bile çalıştırmadan üretim yapan kumaş sektörünün geleceğe güvenle baktığını söyledi. Türk kumaşının Avrupa'da haklı bir yer edindiğini, bunda kalitenin önemli rol oynadığını ifade eden Bilici, “Kaliteden ödün vermeyen firmaları ne kriz ne Çin tekstili ne de başka sorunlar batırır” dedi.
Bilici, dünya modasına yön veren ülkeler arasında yer alan İtalyan danışmanlarla yaptıkları üretimle geçen yıl 15 Avrupa ülkesine, 15 milyon dolar olan kumaş ihracatı yaptıklarını, bu yıl ise ihracatı 35 milyon dolara çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
Üretimlerinin tamamını siparişle yaptıklarını, iç piyasaya sürmediklerini ifade eden Bilici, şunları söyledi: “Gittiğimiz Avrupa ülkelerinde ürettiğimiz kumaşları konfeksiyona dönüşmüş olarak görmek göğsümüzü kabartıyor. Ancak, halkımıza, Türk konfeksiyon markasıyla, bu değerli kumaşlardan yapılmış giysileri sunamamak bizi üzüyor. Türkiye'de mağaza açan ve bizim kumaşlarımızı kullanan firmaların ürünlerini bulmak mümkün ancak, bunlar pahalıya mal oluyor. Sadece belli ekonomik seviyedeki halkımızın alabildiği bu kumaşlar, defalarca yıkanmasına rağmen renklerinin solmaması, canlılık, parlaklık ve kaliteleriyle kendini belli ediyor.”
Bilici, firma olarak pazarlamaya önem verdiklerini, bunun için Londra'da büro açma çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. Tekstilde kalitenin dünya pazarlarında her zaman yer bulabileceğine dikkati çeken Bilici, “Kalitesine güveneni ne kriz ne Çin tehdidi ne de başka unsurlar etkiler. Avrupalı artık 3'e 5'e bakmıyor. Avrupa ülkeleri en geç 4 haftada ürün teslimi istiyor, buna karşın Çin'den bir ürün isteseler gemiyle ancak 4 ayda ulaşabiliyor. Bu nedenle Türk tekstili dünyada her zaman yerini bulur” diye konuştu.